Dün ‘çok iyi’ geçti. Bakmayın doların 1.27 YTL’lerin üzerine çıkmasına. Bakmayın borsada hisse senetleri fiyatlarının yüzde 7.5 düşmesine... Bunlar olağan.
Kapatma davası ve AKP’nin gösterdikleri sert tepkiden sonra pazartesi sabahı ekonomideki oyuncuların ne yapacağı merakla bekleniyordu.
En iyimserler bile, doların en fazla 1.30’lara kadar çıkabileceğini, kötümserler ise 1.30 YTL’nin üzerinde tırmanışa geçeceğini söylüyordu.
Çok ilginçtir ki, pazartesi günü bizde (1) dolar fiyatındaki yükselme (2) borsada endeksindeki gerileme Başsavcı’nın iddianamesiyle başlayan ve Başbakan’ın sert açıklamalarıyla doruğa çıkan tansiyondan etkilenmedi.
Piyasalar yurtdışı piyasaların tamamını etkileyen, dalgalanmaların rüzgârıyla sallandı.
Oyuncular korkuyor
Bundan önce ‘Cumhurbaşkanı’nın elindeki Anayasa kitabını masaya fırlatmasıyla’ krize giren ekonomi, iktidar partisinin kapatılmasıyla sonuçlanacak bir mahkeme süreci karşısında nasıl oldu da bu kadar sakin kalabildi?
Bizim piyasalarımız büyük sarsıntılara ‘dolara hücum’la girer. Önce yabancılar, sonra bankalar ve de daha sonra onlardan etkilenen halk dolara hücum ettiğinde, piyasalar çöker.
Bu defa yabancılar da, bankalar da, halk da dolara hücum etmedi. Çünkü şartlar dünden çok farklı.
- Yabancılar Türkiye’de 56 milyar dolarlarını hisse senetlerine, 31 milyar dolarlarını bono ve tahvile bağlamış durumda.
Borsadaki fiyatlar dünyadaki çalkantıdan etkileniyor. Dünya borsalardaki paniğin ardında, özellikle bankaların çöküşü ve sanayi şirketlerinin kârlılığının azalması var.
Bizde bankalar çökmediğine, büyük sanayi şirketlerinin kârlılığı devam ettiğine göre, hisse senetlerinin karşılığı sağlam... Ama fiyatları geriliyor. Bu kargaşada yabancının satarak Türkiye’den çıkması pek akıl kârı değil.
- Batı piyasalarında işlem gören kâğıtların değerinin sanal olduğu anlaşıldı. Piyasada güvenilir kâğıt kalmadı. Halbuki T.C. Hazine kâğıtları hem sağlam hem de reel getirisi yüksek. Yabancıların Türk piyasasını hemen terk etmelerini gerektirecek bir durum yok. İşte bu nedenlerle dolara hücüm etmediler.
Kimseye yaramaz
- Bankalar büyük ölçüde döviz kredisi kullanıyor. Vadesi geldikçe döviz kredilerini yeniliyor. Bu döviz kredileri karşılığı içeride müşterilerine dolar ve YTL kredisi açıyor.
Bankalar dolara hücum ederek dolar fiyatının yükselmesine yol açmaktan, piyasada panik yaratarak kredilerini riskli duruma getirmekten çekiniyorlar. Bu, kendi ayaklarına kurşun sıkmak olur. Tersine, dolar fiyatını aşağıda tutmaya çalışıyorlar.
İşte bu nedenle bankalar dolara hücum etmiyor.
- Halkımızın bankalarda 95 milyar doları var. Yastık altında tuttukları nakit döviz miktarı 15-20 milyar dolar kadar. Halkımız döviz tutmaktan bugüne kadar zarar gördü. Genel beklenti dolar fiyatı yükselince satışa geçmektir. Piyasa sığ olduğu için halk biraz dolar satmaya kalksa dolar fiyatı gene eski rakama iniyor.
Halkta YTL kalmadı. Halkın borcu var. Dolar almaktan korkuyor. Almak istese parası yok.
İşte bu nedenle halkımız dolara hücum etmiyor. Ve de işte bunun için pazartesi “iyi“ geçti... Pazartesi “iyi geçti” diyerek, “Ekonominin geleceği sağlamdır. Böyle geldi, böyle gider“ diyebilir miyiz? Hayır... Şimdilik derdimiz “günü kurtarmaktır”. Günü kurtardık ya... Yarınlar için Allah kerim!