Piyasaları neden toz ve duman kapladı. Sayın okuyucularıma olan biteni kısaca özetleyeyim.Salı günü Çin borsasında bir günde yüzde 8.84 oranındaki gerileme, ABD'de dayanıklı mal satışlarının ocak ayında yüzde 7.8 oranında azaldığının açıklanması, dünya piyasalarında huzursuzluğa neden oldu.Bazı ülkelerde borsalarda fiyatların gerilemesi tek başına piyasaları huzursuz etmeye yeter. Salı günü birçok ülkede borsalarda fiyatlar geriledi.Bizde borsadaki fiyat gerilemesine ek olarak döviz fiyatı ile tahvil ve bono faiz oranları da yükseldi. Dün saat 17.30'da bankacı dostumu aradım. "Durum nedir?" diye sordum. "Bilgisayar ekranının başında dünya piyasalarını izliyoruz. Toz ve dumanın dağılmasını bekliyoruz. Ortalık biraz durulsun. O zaman neyin ne olduğu, bizim de ne yapmamız gerekeceği belli olacak" dedi. Piyasaların dalgalanması ne demektir? Dünyada yüzer gezer paranın miktarı arttı. Bazı ülkeler kazandıkları paranın tamamını harcayamıyor. Paraları birikiyor. Bazı ülkeler ise kazandığından fazla harcıyor. Açıklarını kapatmak için para peşinde koşuyor.Parası olan ülkelerden parası olmayan ülkelere doğru bir para akımı var. Parası olanlar, parası olmayan ülkeye para akıtırken üç noktaya bakıyor :(1) Risk var mı? Para geri gelir mi, yoksa batar mı? (2) Ödenen faiz ne kadar? Ülkenin bu faizi ödeme gücü var mı? (3) Ülkenin borsası yatırımcıya ne kazandırıyor? Borsanın çökme tehlikesi var mı?Yüzer gezer paraları, paraların sahipleri değil, onlar adına finans kuruluşları yüzdürüyor, gezdiriyor. Bu finans kuruluşları, müşterilerinin paralarını riske atmamak için devamlı tetikte... Bir ülkede risk belirtisi ortaya çıktığında, o ülkeden kaçmakla kalmıyorlar, benzer ülkelerdeki yatırımlarında da tedbir alıyorlar. Tedbir demek, bonoya, tahvile, borsaya bağlanan, kredi olarak verilen paraların hemen nakde çevrilmesi demek.İşte bu nakde çevirme arayışı piyasaları sarsıyor. Borsalarda satış başlıyor. Faizler yükseliyor. Bonolar, tahviller nakde çevriliyor. Para girişi yavaşlıyor. Para çıkışı hızlanıyor. Para kıymetli İşte bu nedenle Çin gibi dünyanın öbür ucunda esen rüzgâr, Türkiye gibi ülkelerde fırtına endişesi yaratıyor.Bizim yaklaşık olarak iç borç senetlerimizin yüzde 20'si yabancılarda. Borsada işlem gören hisse senetlerinde yabancıların payı yüzde 70 dolayında. Sermaye hareketiyle (doğrudan yabancı sermaye, portföy yatırımı ve kredi olarak) her yıl ülkeye 50-60 milyar dolar döviz girmez ise cari açığı kapatamayız, döviz bolluğu yaşayamayız. Döviz bu fiyattan satılamaz.Sadece o kadar da değil. Yabancılar çıkma havasına girer ise içeride de Türk parasından dövize hücum başlar. İşte o nedenle Çin'deki olumsuz rüzgâr bizi korkuttu. Ama görülen o ki rüzgâr fırtınaya dönmeyecek.Çünkü fırtınanın sonunda ortaya çıkacak zarar ziyan sadece paranın gittiği ülkeleri değil, para sahiplerini ve bu parayı yönlendiren finans kuruluşlarını da üzecek. Durup dururken kimse üzülmek istemiyor. guras@milliyet.com.tr Kimse üzülmek istemiyor
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025