Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bir ülkenin ekonomisindeki değişimin ölçüsü milli gelirdir. Değişikliğin niceliği ve niteliği milli gelirdeki artışa ve dağılımına göre belirlenir.
Ekonomideki değişim için üç farklı anlatım kullanılır: Büyüme, gelişme ve kalkınma. (1) Büyüme, milli gelirdeki (üretimdeki) artış ile ifade edilir. Örneğin Türkiye’nin milli geliri geçen yıl büyümedi (GSMH) yüzde 9.4 oranında küçüldü. (2) Kalkınma, büyümenin getirdiği imkanların, yatırıma, üretime ve sosyal harcamalara doğru şekilde ve ölçüde aktarılmasıdır. (3) Gelişmeden halkın pay alması, büyümenin ülkenin sosyal, siyasal, kültürel varlığına yansıması, insanların çağdaş yaşam çizgisine yükselmesidir. Milli gelirdeki sayısal büyüme, ülkede kalkınmayı ve gelişmeyi sağlayamamış ise, ülke geri kalmışlık çukurundan çıkamaz.
Milli gelirin artışı da kalkınma da gelişme de "program" ile mümkün olur. Ekonomik programlar yatırım ve üretimin nasıl artırılacağının, böylece milli gelirin nasıl büyütüleceğinin yol haritasını çizer. Milli gelirdeki artışın kalkınma için nasıl kullanılacağını belirler. Piyasa ekonomisi bir "kurumsal yapı" değil, bir "mekanizma"yı ifade eder. Çağdaş bir ekonomide piyasa mekanizması ne kadar gerekli ise, "güçlü ve etkin bir devlet" de o kadar gereklidir. Ekonomide devletin güçlülüğü doğru ve uzun vadeli programlarla olur. Uzun vadeli programlar beş aşamadır:
(1) Amaç: Ülkenin gelişmişlik düzeyinin yükseltilmesidir. (2) Hedef: Amacın rakama dökülmesidir. Örneğin milli gelirin yılda yüzde 7 artırılmasıdır. (3) İlke: Milli gelirin harcanma şeklinin belirlenmesi, ne kadarının tekrar yatırım, üretim artışına, ne kadarının tüketim ve sosyal harcamalara yönlendirileceğinin açıklanmasıdır. (4) Politika: Milli gelirin, kimler için, nasıl harcanacağının kararlaştırılmasıdır. (5) Tedbir: Milli gelirin ne zaman, ne ölçüde, harcanacağının kağıda dökülmesidir.
Bunları yazmamın bir nedeni var. Türkiye’nin planı yok, programı yok. IMF tarafından hazırlanan "güçlü ekonomiye geçiş programı" sadece "borç ödeme programı"dır. Yapısal değişim programı da değildir. Sadece yapısal reform adı altında kamu kuruluşlarını yeniden yapılandırma programıdır. Ekonomi programı, yatırımı, üretimi insanı hedef alır. IMF programında bunlar yok. Yapısal değişim programı tarımda ve sanayide üretimin yapısını değiştirmeyi iyileştirmeyi hedef alır. IMF programında bunlar yok.
IMF programında bunların bulunmaması bizim suçumuzdur. Suçumuz kendi kalkınma planlarımızı ve ekonomi programlarımızı hazırlayamamaktır. Bu nedenle Öztin Akgüç’ün uyarısına önem veriniz: Seçimden sonra gelen hükümetler de bu programı uygulamaya mecbur" palavralarına kanmayınız, aldanmayınız.
Politikacılar bilmiyor veya farkında değil. Siz onları uyarınız. "IMF programı denilen şey borç ödeme programı... Bizim ekonomik programa ihtiyacımız var. Ciddi bir kalkınma planına dayalı programlarla büyümek, gelişmek istiyoruz. IMF programı ile bunun olmayacağını, biliyoruz, görüyoruz" deyiniz... IMF programının sapına yapışarak karşınıza "kurtarıcı ve vazgeçilmez insan" gibi çıkanların bugüne kadar ne yaptıklarını ölçünüz, tartınız, sonra kararınızı veriniz: "IMF programı ile bir süre daha uyutulmaya mı razısınız, yoksa bu ülkenin kalkınma planı ve programı olmadan çukurdan çıkamayacağını fark etmeye başladınız mı?"