Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son bir haftadır IMF ile yatıp kalkıyoruz. Yazılı, sözlü ve görsel medyada tek konu var: IMF... IMF Türkiye’ye para verecek mi? Büyük Türk Büyükleri ne dedi? Büyük Yabancı Büyükler ne dedi?
Kibar ifadeyle, “IMF konusuna kâfinin ötesinde kafayı taktık.” Anadolu deyimiyle, “Gına geldi”
Besim Hoca’dan (Prof. Dr. Besim Üstünel’den) bir hikâyeyle yazıya devam edeyim: Adam ilk defa Gaziantep’e gitmiş. Bir Antepli dostu evine davet etmiş. Sohbet fıstık üzerine başlamış. Fıstıktan başka bir şey konuşulmamış. Derken yemeğe geçilmiş. Yemekte de fıstık sohbeti devam ederken, Antepliler misafire ikramda bulunmuş: Fıstık çorbası... Fıstıklı sebze, fıstıklı kebap, fıstıklı baklava... Adama fıstıktan gına gelmiş. Sofradan kalkarken, “Acaba bir bardak soğuk su rica edebilir miyim?” demiş. Gülerek de eklemiş: ”Lütfen fıstıksız olsun!” Bir bardak soğuk su getirmişler. Adam kana kana içmiş. Ohhh... derken, ev sahibi “Nasıl ama?“ diye sormuş. “Fıstık gibi su, değil mi?”

Resmin bütünü başka
İşte o biçim. Tek konumuz IMF. Tek konumuz IMF olunca da resmin bütününü göremiyoruz. Resmin bütünü sudur:
- İstanbul’a gelenler sadece IMF toplantısı için gelmedi. IMF toplantısıyla birlikte Dünya Bankası toplantısı da yapılıyor.
- Toplantılar Türkiye’ye yardım amacıyla düzenlenmiyor. Toplantılar bu iki kuruluşun genel kurul toplantıları. Bu yılki genel kurul toplantısının önemi ise, küresel kriz sonucu bu iki kuruluşun yeni görev ve sorumluluk modelinin belirlenmesidir.
Türkiye’nin “rol çalmaması”, toplantılarda Türkiye-IMF ilişkilerinin öne çıkmaması için, IMF yönetimi özel çaba gösterdi. Hatta (yanlış olmasına rağmen) genel kurul toplantısının yapılacağı ülkeye (Türkiye’ye) IMF’de o ülkenin sorumluluğunu taşıyan ekibi bile getirmedi ki, toplantı arasında Türkiye müzakereleri başlatma arayışına girmesin.
Ama biz dayanamadık. Dünya Bankası ve IMF genel kurul toplantılarının gündemine Türkiye-IMF anlaşmazlığını oturtarak toplantıların görünümünü değiştirmekte başarılı olduk.

Dünya Bankası’nı unuttuk
Bu arada Dünya Bankası ezildi. Unutuldu.
Halbuki bizim için IMF kadar Dünya Bankası da önemli bir kurumdur. Biz 1950’lerden bu yana Dünya Bankası kaynaklarından ve desteğinden önemli ölçüde yararlandık.
Dünya Bankası’nın hükümetlere açtığı kredilerle ilk barajları, elektrik santrallarını, limanları, karayollarını yaptık. Dünya Bankası, dünyada ilk sanayi kredi bankasının kuruluşunu Türkiye’de yaptı. Başka ülkelere örnek olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Dünya Bankası’nın hükümete açtığı döviz kredilerini girişimcilere kanalize ederek Türkiye’de özel sektörün ilk büyük yatırımlarının gerçekleşmesine imkân sağladı.
Daha sonra Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türk yatırımcılara sermeye desteği vermeye başladı. Bankanın oluşturduğu Uluslararası Garanti Kurumu, ciddi projelere destek verdi.
Dünya Bankası’nın sitesinden derlediğim bilgilere göre, 2000 yılından bu yana Dünya Bankası Türkiye’de 49 projeye uzun vadeli kredi desteği sağlamış durumda.
Dünya Bankası’nın Türkiye’deki aktif portföy yapısına göre kredilerin yüzde 37’si enerji sektörüne verilmiş. Yüzde 21’i finans sektörünün ve özel sektörün gelişmesi amacıyla kullandırılmış. Yüzde 16’sı kentsel kalkınmaya, yüzde 9’u tarımsal kalkınmaya, yüzde 9’u sosyal kalkınmaya destek vermek amacıyla kullandırılan krediler.
Önümüzdeki dönemde Dünya Bankası’nın kaynaklarının artırılması ve Türkiye gibi ülkelere kredi desteğini artıracak yönde yeniden yapılandırılması tartışılıyor.