Süleyman Demirel’i sevenler Anadolu’nun her köşesinden ona hediye getirir, gönderirmiş. Demirel de vatandaşların gönderdiklerini sabahları kahvaltı masasının üzerine dizdirmekten ve o zengin sofrada dostlarını ağırlamaktan pek hoşlanırmış. Baldan peynire, zeytinden domatese, salatalıktan bibere, pastırmadan sucuğa, katmerden böreğe çeşit çeşit ürünlerin sıralandığı kahvaltı sofrasında misafirlerine ikramda bulunurmuş. O ise kahvaltısına 6 adet zeytinle başlarmış. Özel hekimi Dr. Osman Müftüoğlu sormuş: “Sayın Demirel” demiş, “Masanın üzerinde domates var, biber var, çeşit çeşit meyve var. Neden sadece zeytin yiyorsunuz?” Süleyman Demirel, “Doktor, doktor” demiş, “Sen hiç başına taç olarak domates, salatalık koyan kral, hükümdar hatırlıyor musun? Gelmiş geçmiş imparatorların tacını zeytin süsler... Vardır bir hikmeti...”
Bu hikâyeyi geçen hafta Ayvalık’ta, Ticaret Odası’nın düzenlediği “Zeytin Hasat Günü”nde Dr.Osman Müftüoğlu anlattı.
Dr. Osman Müftüoğlu, zeytinin insan sağlığı bakımından önemine işaret ederken bir noktaya daha dikkat çekti. “Bakınız” dedi... “Zeytin ağacı kadar uzun yaşayan ağaç var mı? Bu ağaç, topraktan ve çevreden gelen zararlılara karşı direnir. Zeytinyağı işte öyle bir ağacın ürünüdür.”
Körfez zeytini iyi yağ veriyor
Türkiye’de yılda 140-160 bin ton zeytinyağı üretiliyor. Bunun 20 bin tonu “Körfez” Ayvalık yöresinde (Edremit, Havran, Burhaniye, Ayvalık) yetişen zeytinlerden elde ediliyor. Körfez yöresi zeytinlerinden çok kaliteli zeytinyağı çıkıyor.
Ayvalık’ta zeytinyağı üreten Salih ve Sezai Marda kardeşler ve İsmet Önder’i tanıdıktan sonra Ayvalık’a ilgim arttı. Madralar, 1914’ten bu yana Ayvalık’ta Marda (şimdilerde Z) markasıyla zeytinyağı üretiyor. Önder, 1974’ten bu yana Derman markasıyla zeytinyağı üretiyor. Ayvalık’ta aile adıyla üretim yapan başka firmalar da var. Kürşat Tarım, Mehmet Cömert, Ömer Faruk Kantarcı, Hasan ve Hakan Gülören, Mustafa Kürşat, A. Selim Kantarcı, Ahmet Sucu, Fırat Sokol bazıları.
Geçen pazar Ayvalık’ta zeytinliklerde erken hasadı izledik. Erken hasat demek, daha yeşilken zeytini toplamak demek. Bu yeni moda. Eskiden 15 Aralık’tan önce zeytin ağacına değnek vurulmazdı. Zeytin, rengi dönmeden toplanmazdı.
Zeytinyağında lezzet önemli
Şimdi ‘erken hasat’ zeytinyağına belli bir talep oluştu. Rivayete göre, bu erken hasat zeytinyağı daha bir başkaymış. Başkalığının ne olduğu ise henüz iyi bilinmiyor. Derman markasıyla zeytinyağlarını kutulayan dostum İsmet Önder diyor ki, “Olgunluğunu tamamlamadan, yeşilken (erken hasat) toplanan 7-9 kg zeytinden 1 kg yağ çıkar. Olgun toplanan zeytinin 4-5 kg’ı 1 kg yağ verir. Bu nedenle erken hasat zeytinyağının maliyeti ve fiyatı yüksektir.”
Erken hasadın özelliği bilinmiyor ama, mantıken, olgunlaşmış, olgunluk dönemini tamamlamış bir zeytinden elde edilen zeytinyağının bu olgunluk döneminin tüm özelliklerini (sağlığını) içermesi gerekiyor. Halbuki erken hasat, olgunluk evresini tamamlamamış, özelliği eksik kalmış zeytinden elde edilen bir yağdır. Tadı da hafif buruktur. Olgun zeytinden çıkan yağ, zeytinin lezzetini verir.
Ama günümüzde ürün farklılaştırmak, tat farklılaştırmak bir pazarlama taktiğidir. İsteyen erken hasadı seçer, isteyen olgun zeytinden elde edilen sızmayı tercih eder.
Ben Marda kardeşlerin sızma Z’sini ve İsmet Önder’in Derman’ın sızmasını satın alıyorum. İsmet Önder sadece Ayvalık yöresi zeytinlerini işleyen 2 fabrikada taş baskısıyla zeytinyağı çıkarttırıyor. Fabrikadan gelen ham posalı zeytinyağını kendi tesislerinde filtre ediyor, kutuluyor. 40-60 ton dolayında butik üretimi var. Marda kardeşler ise her yıl ürettikleri 40 bin ton dolayındaki zeytinyağının 10 bin tonluk bölümünü Z markasıyla pazarlıyor.
10 yıl oldu: 16 Kasım 1998 ‘de bu köşede yazmaya başladım. 10 yıldır haftanın yedi günü, (bayram veya izin nedeniyle) tek bir gün ara vermeden her gün yazım yayımlandı. Bundan sonra haftada 6 gün yazacağım. Cumartesi günleri yazım yayımlanmayacak. Okuyucularıma arz ederim.