"Sayın yazar, kıyıların 'leblebi' fiyatına kiralandığı, 49 yıllığına arsa tahsislerinin 'bedava' yapıldığı bu ülkede bırakınız da Maliye otellere, tatil köylerine el koysun." Bu satırları dün bu sütunda yayımlanan yazıma tepki olarak aldığım bir mesajdan aktarıyorum. Yazımda turistik tesislere 49 yıllığına kiralanan kamu arsaları üzerinde yapılan turistik tesislerin, yatırımcı tarafından başkalarına kiralanması konusunda çıkan anlaşmazlıklar sonucu Maliye'nin birçok tesisi devir alabileceğini anlatmıştım.
Ortada bir anlaşmazlık var. Anlaşmazlığı mahkeme çözecek. Ben bir iktisatçı olarak taraf değilim. Sadece olan biteni sayın okuyucularıma anlatıyorum.
Sayın okuyucularıma bugün de kaç kişiye 49 yıllığına kamu arazisi tahsis edildiğini, bunların üzerinde ne gibi yatırımlar yapıldığını anlatayım ki, sorunun boyutu bilinsin.
Turistik tesis yapmak isteyen yatırımcıya Maliye ve Turizm bakanlıkları 1983 yılından bu yana 49 yıllığına arazi tahsis ediyor. Mevzuata göre yatırımcı arsanın üzerine yaptığı tesisleri 49 yıl sonra olduğu gibi, hiçbir hak iddia etmeden Hazine'ye terk edecek.
Turizmde olan biteni en iyi izleyenlerden turizm iktisatçısı Fehmi Köfteoğlu'ndan aldığım bilgi ve rakamlara göre bugüne kadar 326 kişiye 49 yıllığına arazi tahsis edildi. Bunların üzerinde 230 otel ve tatil köyü olmak üzere toplam 326 tesis kuruldu. Yapılan bu turistik tesislerin ortalama yatak kapasitesi 464'tür. Yatırımcı 5 yıldızlı otelde yatak başına 40 bin dolar, 4 yıldızlı turistik tesiste 24 bin dolar, birinci sınıf tatil köyünde yatak başına 17 bin dolar yatırım yapıyor.
Kamudan 49 yıllığına kiralanan araziler üzerinde yapılan turistik tesislerin yatak sayısı 100 bini geçiyor.
Turistik tesislerde 2 yatak bir kişiye doğrudan iş imkanı sağlıyor. Turistik tesislerin 1 yatağı tesis dışında 5 kişiye (yumurtacıya, fırıncıya, sabuncuya, çarşafçıya) iş yaratıyor. Tahsisli araziler üzerine tesis kurmak için yatırımcıların bugüne kadar harcadıkları para 20 milyar dolar. Bu parayı özkaynaklarından veya kredi kullanarak buldular. Devlet fonları ile de bu yatırımların bir bölümü teşvik edildi. Tahsisli arazilerde ve diğer arazilerde son yirmi yılda özel sektörün yaptığı turizm yatırımı toplamı 30 milyar dolar dolayında. Bu rakam son yirmi yılda kamunun gerçekleştirdiği Türkiye'nin en büyük projesi olan GAP yatırımına harcanan paraya eşit.
Turizm yatırımları sayesinde Türkiye bu yıl 9 - 10 milyon yabancı turist bekliyor. Bu turistlerin Türkiye'ye 7 milyar dolar döviz bırakacakları tahmin ediliyor.
Hazine'nin malı olup da 49 yıllığına kiralanan araziler üzerinde yapılan yatırımlarla ortaya çıkan turistik tesislerin yüzde 77'si Antalya, yüzde 10'u Muğla bölgesinde, kalanları Mersin, İstanbul, İzmir ve Kayseri'de bulunuyor.
Yatırım için tahsis edilen 326 arazinin sadece yüzde 15'ini "eskiden işi turizm olan" müteşebbisler aldı. Arazi tahsislerinin yüzde 65'i daha önce işleri "müteahhitlik" olan müteşebbislere yapıldı. Böylece inşaat sektöründeki sermaye birikimi turizme çekildi. Arazi tahsisi sistemi turizm sektörüne başka sektörlerden sermaye transferine imkan hazırladı.
Kıyıları "leblebi" fiyatına kiralayanlar 49 yıl sonra Hazine'ye devredilmek üzere her bir tahsiste ortalama 20 milyon dolar yatırım yaptı.
Sistem alkışlanabilir veya tenkit edilebilir... Ben rakamları ortaya koyuyorum. Bu rakamlara bakarak sayın okuyucularım kendi yorumlarını kendileri yapsınlar.
(Yazarın açıklaması: Tahsislerin şekli, şartları, yatırımcının seçimi, tahsisler üzerinde gerçekleştirilen yatırımların izlenmesi gibi konularda yazarın da kişisel tenkit ve itirazları vardır. Bu yazı sadece bilgilendirme yazısıdır.)
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr