Düşümde bir gemi gördüm/Dalları zeytin ağacı/Kanatları anka kuşu/Dalgalarla dalga geçti/Uçtu dağın tepesine/Yükün nedir diye sordum/Mütevazı yanıt verdi/Aşk taşırım/Meşk taşırım/Yediveren gül taşırım/Tuncel Kurtiz’i taşırım...
Kocaman bir saç geminin yarısını kesip, Kazdağları’nda Çamlıbel Köyü’nün yamacına, ağaçların altına getirtip oturtmuşlar. Ressam Muzaffer Akyol geminin saçlarını yağlı boya ile boyamış. Büyük bir tabloya dönüştürmüş. Ve de kendi yazdığı şiiri, gene resim yapar gibi geminin burnuna yazmış. Geminin burnunun hemen ötesinde Menend ve Tuncel Kurtiz’in evleri var.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz, eşi kimya mühendisi Menend Kurtiz, Menend Kurtiz’in kardeşi iktisatçı-tekstilci Erhan Şeker, küçük tasarruflarını bir araya getirmişler. Çamlıbel köyünde bir arsa almışlar. Arsanın üzerine de Zeytinbağı’nı inşa etmişler. Zeytinbağı, gurme lokantası olan sekiz odalı bir butik otel... Menend ve Tuncel Kurtiz kendi evlerini, yakın bir süre önce işte bu küçük otelin önündeki arsaya inşa ettiler.
Eski adı İda Dağı olan Kaz Dağı mitolojinin beşiği, dünyada oksijen zenginliğinde ikinci sırada.
Dağın denize bakan yamaçlarında, kıyıdan dağa doğru uzanan kısa yollar üzerinde çok sayıda köy var. Zeytinli, Kızılkeçili, Güre, Çamlıbel, Adatepe ve Yeşilyurt bu köylerin en gelişmiş olanları.
Çamlıbel Köyü
Çamlıbel Köyü, Bizans döneminden kalma 700 yıllık bir yerleşim alanı. Köyün bir zamanlar Rum okulu, kilisesi, medresesi ve camii varmış. Rumlar ve Türkler birlikte yaşarmış. Sonra mübadelede Rumlar Kazdağları’nı terk edince Çamlıbel köyüne de Girit, Midilli ve Selanik’ten muhacirler yerleşmiş.
Tuncel Kurtiz’in babası Vala Kurtiz, 1951- 1952 yıllarında Edremit’te kaymakamlık yapmış. Tuncel Kurtiz çocukluğunun geçtiği Kazdağı’na aşık. Bölgeyi çok iyi tanıyor. Karısını ve karısının kardeşini Kazdağı’na getiren de o...
Açıldığından bu yana çok kere Zeytinbağı’na gittik. Bu vesile ile Menend ve Tuncel Kurtiz ile dostluk kurma şansımız oldu.
Tuncel Kurtiz’i çok kişi oyunculuktaki başarısı ile tanıyor. Tuncel Kurtiz oyunculuğunun ötesinde bir kültür adamı, bir bilge kişi, gönlü insan ve doğa sevgisi ile dolu, benzeri az bulunur bir entelektüel idi.
O gerçek bir entelektüel idi
Sabahları dostlarının önüne düşer, Kazdağı’nda uzun yürüyüşlere çıkardı. Bu yürüyüşlerde birlikte olduklarına mitoloji, tarih anlatır, ünlü yazarların eserlerinden bölümler, şiirler okurdu.
Güre’yi çok beğenirdi. Güre’nin ortasında bir meydan, meydanda çınar ağacının altında bir kahve vardır. Bir zamanlar kahvenin karşısındaki kasap, dükkanın önündeki mangalda dostlarına köfte yapardı. Köfte yeme molası, yürüyüşlerin en zevkli yanı idi. Son yürüyüşte bir de baktık ki kasap, yakında bir bahçede köfteciliğe başlamış. Köftenin tadı kaçmış.
Tuncel Kurtiz, babasının kaymakamlığı döneminden bildiği, hatırladığı Cumhuriyet okullarının terk edilmiş binalarına, çirkin yapılaşmaya çok üzülürdü.
Çamlıbel’e son gidişimizde yeni evinin kütüphanesinde kahve içtik. Kütüphanenin zenginliği, okuduğu kitaplar, o kitaplar ve yazarlarıyla ilgili anlatımları, sohbetinin derinliği insanı şaşırtıyordu. Başka alemlere götürüyordu. Tuncel Kurtiz gerçek bir entelektüeldi. Son dönemde onun mutluluğuna, renkli ve derin yaşamına büyük destek veren hayat arkadaşı Menend Kurtiz’e başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz. Allah rahmet eylesin.