1970'li yıllarda TÜSİAD'ın üye sayısı yüzün altında idi. TÜSİAD'ın her genel kurul toplantısı büyük yankı yapardı. Çünkü genel kurul toplantısında TÜSİAD yönetiminin ülke ekonomisindeki gelişmelerle ilgili raporu dağıtılır, ekonomi politikaları üzerinde TÜSİAD üyelerinin görüş ve önerileri açıklanırdı.
TÜSİAD'ın yıllık raporu, açıklanacak görüş ve öneriler merakla beklenir, dinlenir, izlenirdi.
Başbakanlar, bakanlar, parti liderleri ile bürokrasinin ekonomiden sorumlu tepe yöneticileri toplantılara katılır, özel sektörün görüş ve önerilerini dinlerdi.
Dün TÜSİAD'ın 30'uncu genel kurul toplantısı yapıldı. Toplantı 477 üyenin 122'sinin katılımıyla açıldı. Açık anlatımıyla 4 üyeden 1'i gelmişti. Devlet adamlarından, politikacılardan, bürokratlardan toplantıya katılan yoktu.
Acaba bu ilgisizliğin bu gevşekliğin sebebi ne idi?
TÜSİAD, eskiye göre daha çok üyeye sahip... Eskiye göre daha geniş ve güçlü bir sekretaryası var... Eskiye göre İstanbul'da, Ankara'da, yurtdışında daha iyi teşkilatlanmış durumda... Eskiye göre daha çok geliri var.
Acaba TÜSİAD'ın "misyonunda bir sapma mı oldu?" Acaba TÜSİAD kuruluş çizgisi dışına mı çıktı?
TÜSİAD'ın benzer meslek kuruluşlarından farkı ne idi? TÜSİAD, ülkede ekonomik gücü belli büyüklüğün üzerindeki sanayici ve işadamlarının derneği olarak ortaya çıkmıştı. TÜSİAD üyeleri ekonomik gücü olan şirketlerin patronlarıydı... Bu bakımdan TÜSİAD bir patronlar kulübü, bir zenginler kulübü idi...
Büyük sermayenin, güçlü sermayenin, güçlü üretim birimlerinin, büyük istihdam sağlayanların mesleki kuruluşu olarak, ticaret ve sanayi odalarından farklı bir konumda idi.
TÜSİAD, büyük sanayicilerin, büyük işadamlarının kendi konularındaki, kendileriyle ilgili alanlardaki gelişmeleri raporlarla ortaya koyuyor, ülkede ağırlığı olan müteşebbisin sorunlarını, görüş ve önerilerini kamuoyuna duyuruyordu. İşte bu bakımdan TÜSİAD'ın araştırmaları, yayınları ve açıklamaları ilgi görüyordu.
Zamanla TÜSİAD'ın üye sayısı arttı. Üye sayısı artınca patronlar ve büyük müteşebbisler azınlığa düştü. Profesyoneller, orta ve küçük boy müteşebbisler çoğunluk oldu... Üyelik yapısı değişince TÜSİAD eski misyonundan farklı yola girdi. Büyük sanayi ve büyük teşebbüslerin özel ilgi alanından daha geniş bir ilgi alanına yöneldi... Politikayı sevdi... İç politikanın cazibesi yanında dış politikanın sıcaklığı TÜSİAD'ı sardı.
Çok iyi şeyler yaptı. Demokrasi raporu, eğitim raporu hazırladı. Seçim sistemlerini tartıştı. Türkiye'nin dış ilişkilerinde aktif rol aldı. Bunlar TÜSİAD'ı kamuoyunda popüler hale getirdi ama, kuruluş misyonu dışına çıkardı.
Dünkü 30'uncu genel kurul toplantısının açılış konuşmasında Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olarak Sayın Eczacıbaşı geçmiş 10 yılın politik manzarasını özetledi. Yönetim Kurulu Başkanı olarak Sayın Yücaoğlu gelecek 10 yıla baktı... Sonra da üyelikten atılan Kamuran Çörtük'ün mahkemesi yapıldı.
Yirmi sekiz yıldır TÜSİAD'ın 28 genel kurul toplantısına katılmış biri olarak ben, 2000 yılı başındaki toplantıda Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarının, sermaye gruplarının temsilcilerinin şu konuları tartışmalarını bekliyordum:
- Deprem ve istikrar programı uygulaması etkisinde 1999 yılında başlayan durgunluk ve milli gelirde ortaya çıkan gerileme önümüzdeki yılları nasıl etkileyecek? Türk iş çevreleri bu durgunluktan nasıl çıkacak?
- IMF ile yapılan anlaşma çerçevesinde serbest döviz sisteminden kontrollü döviz sistemine geçildi. Türk sanayicisi, işadamı on beş yıldır farklı bir piyasa şartı içinde gelişmişti. Şimdi döviz kontrolü ve kısmi fiyat kontrolü uygulaması sistemi sarsacak. Bu yeni oluşum Türk sanayiine ne getirecek?
- Dövizde sabit kur sistemi, ihracatı caydıracak, ithalatı coşturacak. Türk üreticisi bu yeni oluşumu nasıl karşılıyor?
- Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolundaki gelişmeler, Türk ekonomisinde uyum arayışlarını gündeme getirdi. Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda uyum çalışmaları Türk müteşebbisini nasıl etkileyecek?
- Türkiye'de kurulu altyapı eskidi, üstyapı eskidi. Yeni yatırıma ihtiyaç var. Yeni yatırımlar, eski klasik konularda mı, yoksa yeni bir sanayileşme stratejisinde mi gerçekleşecek? Kamunun kaynağı yok, özel sektör isteksiz. Yatırımı kim yapacak?
- Türkiye'de turizm sektöründe çok büyük yatırım yapıldı. Büyük kapasite yaratıldı. Turist gelmiyor. Turizm sektörü nasıl canlandırılacak?
Bu yazı için ayrılan yerin sınırlı olması nedeniyle listeyi bir yerde kesmek gerekiyor... Ama liste uzun mu uzun... Dün TÜSİAD toplantısına katılanların hiçbiri kalkıp da bu sorunların bir tekine değinmedi... Acaba toplantıya katılanların hepsinin "tuzu mu kuru", yoksa TÜSİAD toplantıları artık bu gibi konuların tartışılamayacağı, sadece iç ve dış politika konularının konuşulacağı bir platform olarak mı değerlendiriliyor? Ben anlayamadım...
DÜZELTME:
Teknik bir hata sonucu dünkü yazının son sözcüğü çıkmamıştır. Düzeltiriz. Cümle şöyle olacaktır:
"Rivayete göre hükümet, kuruluş sermayesinde tabanı 2 milyon dolara çıkarmayı düşünüyor."
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr