Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ümit Boyner’in TÜSİAD’ın yeni başkanı olacağı anlaşılıyor. Tanrı yardımcısı olsun. TÜSİAD başkanlığına aday gösterilmek ve seçilmek onurdur. Ama TÜSİAD başkanlığı her zaman için, hele hele önümüzdeki dönemde çok zor, yıpratıcı bir iştir. Ümit Boyner, yönetim kurulu üyesi olarak Boyner Holding’de aktif görevi olan, Boyner grubunun sorumluluğunun büyük bölümünü omuzunda taşıyan, iyi eğitim görmüş, geniş iş birikimine sahip
bir genç hanımdır.
Boyner Holding’in 1952 yılına giden bir geçmişi var. Grup Altınyıldız kumaş fabrikasının kaliteli kumaşları ile yurt için de ve dışında ünlendi. Boyner Büyük Mağazacılık zinciri ile perakende sektörüne girdi. Şimdilerde 360 mağazası, 6 bin çalışanı ile yılda 800 milyon doları aşan iş hacmine sahip.
TÜSİAD’ın kurulduğu yıldan 1980 yılına kadar sözcülüğünü genel sekreter yapardı. Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı genel konularda çok az konuşurdu. Daha sonra hemen her konuda TÜSİAD’ın görüş, öneri ve eleştirilerini başkanlar ifade etmeye başladı. Bu görüş, öneri ve eleştirilerden alınan hükümetler, politikacılar TÜSİAD başkanlarının her söylediğinden alınır oldu. Her dönem kritik dönem ama önümüzdeki dönem daha da kritik dönem. TÜSİAD’ın ekonomik ve sosyal konularda gerçekçi eleştiri ve önerileri hükümetlerin, politikacıların hoşuna gitmeyecek. TÜSİAD Başkanı için durum tam anlamıyla “aşağıya tükürsem sakal, yukarıya tükürsem bıyık” misali. Gerçekleri ifade ettiğinde kötü kadın/adam olacak. Kötülük rüzgârı sadece TÜSİAD’ı etkilemeyecek, kendi işini de etkileyebilecek... Kimse “Ne yapayım, hamama giren terler” diyemez. Arkada evlad-ı ayal (fabrikalar, mağazalar ve çalışanlar) var.
Cem ve Ümit Boyner’i uzun süredir tanırım ve severim. Ümit Boyner bana sorsa idi, “Sakın ha...” derdim.

Haberin Devamı

Açım... Aç...
Başbakan Trabzon’un Arsin ilçesinde Ulucami’de cuma namazı kıldı. Erdoğan’ın camiden çıkışında bir erkek “Açım Başbakanım... Açım... Terörist mi olmam lazım?’ diyerek bağırdı. Bunun üzerine polis müdahale etti. (Hürriyet, 19 Aralık 2009, sayfa 23)
Sivil polis mi Başbakan’ın korumaları mı olduğu anlaşılamayan kişilerin Başbakan’a derdini anlatmaya çalışan Karadenizliyi nasıl susturarak uzaklaştırdığını TV ekranlarından izledik. Fotoğrafları gazetede yayımlandı.
Başbakan ve politikacılar halkın arasına neden karışır ? Halk ile konuşmak, halkın derdini veya beğenisini öğrenmek için karışır. Halk beğenisini alkışlayarak “Yaşa... var ol... Allah başımızdan eksik etmesin...” diye ifade ederse “halk iyi” de... Neden “açım” dediğinde kötü?
Ben beklerdim ki Başbakan
(hele hele cami çıkışında) kendine aç olduğunu duyurmaya çalışan
hemşerisiyle ilgilensin... Hiç olmazsa gönlünü alsın.
Devletin rakamlarına göre ülkede 3.4 milyon kayıtlı (resmi) işsiz var.
Her 4 gencin 1’i işsiz...
Bunlar, bunların aileleri ne yer,
ne içer? Nasıl yaşar?
Ne yazık ki bu konularla ilgilenen yok. Ne yazık ki bu konuları ciddiye alan yok. Ne demiş büyüklerimiz? “Tok açın halinden anlamaz” demişler. Toklar açın halinden anlamadıkları gibi açım diyenlerin (dertlerini ne kadar nazik şekilde anlatmaya çalışsalar da)
ağızını kapattırıyorlar, açım diyene
dayak attırıyorlar.