Milli gelir (GSYİH) altı ayda yüzde 5.2 arttı da ne oldu? Kimin cebine para girdi? Kimin harcaması arttı? Böyle büyüme olur mu?.. Bizim ülke garip bir ülke... Bugüne kadar "işler iyi diyenler" şimdilerde "milli gelirin artmadığını ispat etmek çabasında!.." Milli gelir "üretim" yolu yanında ayrıca "gelir" ve "harcama" yolu ile de hesaplanır.
Gelir yoluyla hesaplama, "üretim yoluyla elde edilen gelirin nasıl dağıldığını, kimin cebine girdiğini" gösterir. Harcama yoluyla hesaplanan milli gelir "üretim yoluyla oluşan milli gelirin harcama kalemleri arasındaki dağılımını gösterir."
Açık anlatımıyla, düzelmenin ve büyümenin tek göstergesi "üretim" artışıdır. Üretim (katma) değeri artırınca milli gelir büyür. Büyüyen milli gelirin "bozuk bir gelir dağılımı sonucu" halkın cebine girecek yerde faiz olarak dışarıya çıkması veya "stokların büyümesi" nedeniyle tüketime gidememesi, tüketimin artmaması, farklı şeylerdir. Bunlar milli gelir artışı ile ilgisi olmayan, mal ve hizmetin (harcamanın) dağılımını ve de gelirin dağılımını gösteren verilerdir.
Milli gelir artışı, ülkedeki "katma değer" artışını gösterir. Katma değer, üretimin her aşamasında bir mal veya hizmetin değerine eklenen değerlerden oluşur. Başka ifade ile üretimin her aşamasında, üretilen mal veya hizmetin çıktı değeri ile girdi değeri arasındaki farktır. Katma değerin 4 ana faktörü vardır: (1) Doğa - Katma değere katkıda bulunur. Katkısının karşılığını kira ve rant olarak alır. (2) Sermaye - Katma değere katkıda bulunur. Katkısının karşılığını faiz olarak alır. (3) Emek - Katma değere katkıda bulunur. Katkısının karşılığını ücret - maaş olarak alır. (4) Müteşebbis - Katma değere katkıda bulunur. Katkısının karşılığını kâr olarak alır.
Milli gelirin artışını bu faktör gerçekleştirir. Artışı bu faktör paylaşır. Bu paylaşım ile ilgili bilgilere sahip değiliz. Ama biliyoruz ki, geçen yılın ilk dönemine göre, faize giden parada artış var. Kârlarda düzelme var. Maaş ve ücretler düşük olsa da geçen yılın ilk altı ayındakinden daha iyi...
Devlet İstatistik Enstitüsü üretime dayalı olarak açıkladığı milli gelir rakamları ile harcamadan giderek hesapladığı milli gelir rakamlarını (karşılaştırmaya imkan vermek için) 1987 yılı sabit fiyatlarına dönüştürerek yayımlıyor. Bu yazının altında 1999 - 2002 yıllarının ilk altı aylık dönemine ait harcamaların dağılımını gösteren bir tablo var.
Milli gelirin yüzde 65’i özel tüketime gidiyor. Özel tüketim geçen yıl gerilemişti. Bu yıl, geçen yılın gerileme rakamının üzerinden sadece binde 5 iyileşme görülüyor. Buna karşılık kamu tüketiminde yüzde 2.6 oranında, maaş ve ücretlerde yüzde 1.1 oranında iyileşme var. Üretimin büyük bölümü ihracata gitmiş. İhracatta yüzde 10.3 artış görülüyor.
Krizin etkisinde 2001 yılının ilk altı ayında ekonomideki stoklar büyük ölçüde erimiş. Bu yılın ilk altı ayında stokta eriyen malların yerine yenisi konulmuş. Stokta bir miktar da mal birikmiş. Üretim stokta kalmış. Halkın ve kamunun parası (talebi) olmadığından tüketilememiş. Özel kesimin ve kamunun harcaması artsa idi tüketilecekti.
Tekrarda yarar var. Gelir başka, harcama başka şey. Üretim başka şey. Üretime dayalı olarak hesaplanan milli gelir rakamı, geçen yılın altı ayında yüzde 6.1 gerileyen yurt içi gayri safi hasılanın bu yıl aynı dönemde yüzde 5.2 büyüdüğünü gösteriyor. Olan biten budur.