Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Şu günlerde ‘yap-işlet-devret’, ‘yap-işlet’ ve de ‘işletme imtiyazı’ deyimleri çok kullanılıyor. Nedir bunlar? Bunlar, "Turgut Abi"nin (rahmetli Turgut Özal’ın) icatlarıdır. Özal, 1983’te 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’na dayanarak, kamu arazilerini turizm yatırımlarına tahsis etmek için 6285 sayılı yönetmeliği çıkardı. Dört yüz dolayında yatırımcıya arazi tahsis edildi. Yatırımcılar arazileri 49 veya 99 yıl kullanacaklar, süre bitince üzerindeki tesis ile devlete geri verecekler. (Yönetmelik böyle ama herhalde vermeyecekler!..)
Bu model tutunca Özal, kamunun yapamadığı enerji yatırımlarını özel sektöre yaptırmak için mevzuat değişikliklerine yöneldi. DPT eski uzmanlarından Yücel Özden’den öğrendiğime göre bunun için 1984 yılında 3096 sayılı ‘Yap-işlet-devret Kanunu’nu çıkarttı.

Fiyatı yüksek tutuyorlardı
Yap-işlet-devret modelinde, yatırımcıya santral kurma izini belli bir süre, örneğin 20 yıl için veriliyordu. Yatırımcı süre sonunda santralı devlete bedavadan devretmeden önce koyduğu parayı ve kârını geri alma arayışı nedeniyle enerji satış fiyatını yüksek tutuyordu.
(Burada bir ara bilgi vereyim. Enerji üreten, üretimini istediğine, istediği fiyata satamıyor. Tek bir alıcı var. O tek alıcı elektriği satın almaz ise kimseye satamaz. Bu nedenle yatırımcılar iki konuda tek alıcı (devlet) ile anlaşma yapmak istiyor: (1) Üretilen enerji için satın alınma garantisi istiyor. (2) Belli bir süre için enerjinin satış fiyatını önceden belirlemek istiyor.)
1994’te 3996 sayılı kanun çıkarıldı. Yap-işlet-devret modelinin özellikle yol, köprü, baraj gibi yatırımlarda da uygulanmasının kapısı açıldı. Bu modelde enerji yatırımları için sözleşme yapanların, satın alma garantisi süreleri ve satılacak enerjinin kilovat saat ücreti farklı ve yüksek olunca yeni arayışlar ortaya çıktı.
1997’de 4283 sayılı kanunla ‘yap-işlet -devret’ten ‘devretme’ zorunluğu kaldırıldı. ‘Yap-işlet’ modeline geçildi. Bu durumda, yatırımcının devletle satış süresi ve fiyat anlaşması bittiğinde, yatırımı mülkiyetinde kalıyor. Bu nedenle maliyeti ve kârı anlaşma süresine sığdırma zorunluğu ortadan kalkıyor. İşte bunun için, yap-işlet modeli ile santral yapanlar satış fiyatını düşürdü.
Bir de, ‘işletme imtiyazı devri’ diye bir şey var. 1994’da çıkarılan 3096 sayılı kanuna dayanıyor. Anayasa’ya göre devletin santrallarından elektrik üretmesi bir ‘imtiyaz’ olduğundan ve santralların değeri çok yüksek rakamlara ulaştığından bunlar satılamıyor. İşletme imtiyazı devri ile bu santralların mülkiyeti devlette kalmak üzere, işletme hakkı özel sektöre veriliyor.
Yazmaya başlamışken yan bilgileri de sıralayayım: 1999 yılında 4482 sayılı kanun ile Danıştay’ın yap - işletteki yetki ve sorumluluğu sınırlandırıldı. 4493 sayılı kanun ile 3996 sayılı Yap - İşlet - Devret Kanunu’nda değişikliğe gidildi. 2000 yılında 4501 sayılı kanunla Tahkim’in kapısı açıldı. 2001 yılında 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu çıkarıldı. 4628 ve 4646 sayılı doğalgaz ile ilgili kanunlar yayımlandı.