Ecevit sonrası hükümet yapısını şimdiden oluşturmaya çalışmak gerekir. Çünkü: (1) Yeni yapılanmada zaman kaybı ekonomik, sosyal ve moral bakımından kötülükler getirir. (2) Yanlış bir yapılanma içeride ekonominin, dışarıda ekonomik ilişkilerin tıkanmasına neden olur.
Ecevit sonrası yeni yapılanma sırasında içeride ve dışarıdaki piyasalar (1) Önce bekleyişe geçecektir. (2) Sonra yeni oluşuma göre "pozisyon" alacaktır.
Ecevit sonrası oluşumdan etkilenecek piyasaları ve bunların Türk ekonomisini, Türkiye’nin bugünü ve yarını bakımından önemini özetleyeyim:
(1) Para ve maliye piyasaları ve borsa, günlük olarak, oluşumun ve değişimin etkisinde kalacaktır. Her ne kadar bu piyasalar Ecevit sonrasını "satın almış" ise de, döviz fiyatı, faiz fiyatı ve borsa endeksi Ecevit sonrası dönemin uzunluğu boyunca inip çıkacak, yeni oluşuma göre bir yere oturacak veya istikrarsızlığı sürdürecektir.
(2) Türkiye’nin dış ekonomik ilişki gündeminin başında gecikmeye tahammülü olmayan, geri dönüşü olmayan, sulandırma imkanı olmayan iki konu var: (I) IMF programının uygulanması, (II) AB programının uygulanması, IMF programının uygulanmasındaki gecikme veya programdan geri dönüş IMF, Dünya Bankası, ABD hükümeti ve Batı finans çevrelerinin desteğinin yok olması demektir. AB (Avrupa Birliği) ile ilişkileri geliştirme amacıyla Kıbrıs sorununun çözümü, idam uygulamasının kaldırılması, anadilde eğitime izin verilmesi gibi temel konularda başlatılan çalışmaların "rafa kaldırılması", Avrupa Birliği kapısının kapanması demektir.
(3) Genelde politikacılar ve kamuoyu bu iki piyasa ile meşgul olur ama, bu iki piyasanın arkasında bir de üretim piyasası vardır.
Bu ülke ayakta kalıyor, batmıyor, insanlar açlıktan ölmüyor, ülke Arjantin olmuyor ise, bütün bu durum "üretim piyasası"nın çalışması sayesinde ortaya çıkan olumlu, sevinilecek bir durumdur.
Üretici yatırımını yapmış, işçisine para ödüyor... Onun tek hedefi çarkı döndürmek. Ecevit’in hastalığına üzülür, sonrasındaki yapılaşmanın iyi olmasını ister, dövizi, borsayı, faizi gözler, IMF ve AB ile ilişkileri radyo ve TV haberlerinden izler ama, bunlara göre dükkanını kapayıp açamaz. O dükkanını açık tutmak için çaba gösterir. İçeriye satamaz ise dışarıya satar.
Bu tabloda Ecevit sonrası yeni yapılanma reel piyasayı - üretici piyasasını kısa sürede etkilemez, orta ve uzun sürede etkisini gösterir. Şimdi gelelim Ecevit sonrası yeniden yapılanmanın şekline: "Nasıl olursa olsun, bir hükümet kurulur, kim olursa olsun biri başbakan olur, hiçbir şey değişmez" hafifliği ile soruna yaklaşılamaz.
(1) Türkiye’nin şu günlerde dış politik ve ekonomik ilişkileri çok çok önemli. Cumhurbaşkanımız yabancı dil bilmiyor. Yabancı dil bilmeyen bir başbakan görevlendirilirse, Türkiye dünyadan kopar. (2) Hiçbir partinin IMF programına alternatif programı veya hazırlığı yok. Bu demektir ki, koalisyonu oluşturacak partiler ve yeni hükümet IMF programını uygulamak zorunda. Buna mecbur. IMF programı uygulamasında kilit isim "Kemal Dervişötir. Bu demektir ki, Ecevit sonrası yeniden yapılanmada başbakan olacak kişinin Kemal Derviş ile iyi ilişki kurabilecek kişi olması şarttır.
Bu yazının sonunda, sayın okuyucularım "dilinin altındaki baklayı çıkar" diyecekler. Arz edeyim efendim... Rahşan Ecevit Hanım, Bülent Ecevit efsanesinin halkın gözünde kötü bitmemesini istiyor ise parti başkanlığının İsmail Cem’e geçmesini sağlar. Bülent ve Rahşan Ecevit İsmail Cem’i desteklediklerini açıklar. DSP başkanı olarak İsmail Cem’in başbakanlığında eski ortakların oluşturacağı yeni hükümette de Kemal Derviş sorumluluğunu sürdürür. Zamanında seçim yapılıncaya kadar geçecek sürede IMF programı uygulamasının ve AB ilişkilerindeki gelişmelerin meyveleri toplanır.
Bunlar olmazsa ne olur? Kemal Derviş (zaten kaçmak için fırsat arıyor) kaçar. IMF programı sahipsiz kalır. Yabancı dil bilmeyen, dışa kapalı başbakanlar Türkiye’nin dış dünya ile dış ekonomi ile ilgisini ilişkisini keser... Sürünmeye devam ederiz.