Gökhan Zorlusoy'un sazından "Yağmur"u dinleyince, bu türkünün orijinal kasetinin peşine düştüm. Yücel Arzen'in ilk kaseti olan ve Armoni Kasetçilik yapımı "Gece"ye böyle ulaştım. Gece isimli kasette on türkü var. Bir bölümü sadece bağlama eşliğinde, bazıları gitar, keman, çello, kanun, kemençe, flüt, klarnet ve piyano eşliğinde seslendirilmiş.
Yapımcıdan telefonunu öğrenip Yücel Arzen'i aradım.
Yücel Arzen, Adana'da doğmuş. Resim, heykel okurken konservatuvara gitmeye karar vermiş. İTÜ Konservatuvarı'nı bitirmiş. Armoni ve piyano üzerine "master" derecesi almış. Ve de beş yıldır sadece "müzik" yaparak yaşamını sürdürüyormuş.
Üniversite mezunu, evli ve bir çocuklu bir sanatçı, Türkiye'de müzik yaparak hayatını nasıl sürdürür diye meraklandım.
Yücel Arzen bilmediğim bir sektörü anlattı. İktisat okuyan üniversite mezunu eşi Ayla Hacıoğulları ile birlikte şarkı sözü yazarlarmış. Bu sözleri ve daha başka yazarların sözlerini bestelermiş. Sonra bu besteleri satarmış. Şarkıcılar, türkücüler söz ve beste satın alırlar, kaset yaparlar, sahneye çıkarlarmış.
Günümüzde şarkı sözleri ve besteler bin dolar dolayında alıcı buluyormuş. Ünlü şarkıcıların beş bin dolar ödediği de oluyormuş.
Söz ve bestelerin yayın ve kullanım (telif) hakkı MESAM isimli örgüt tarafından korunur, kasetlerin satışı, söz ve müziğin kullanımı üzerinden sanatçılar için "yüzde olarak" yayın ve kullanım hakkı tahsil edilirmiş. Söz yazarlarının, bestecilerin MESAM dışında söz ve beste satmaları da mümkünmüş. O durumda tüm hakları belli bir peşin ödeme karşılığı devrederlermiş.
Yücel Arzen, bu sektörde söz yazarı ve besteci olarak tanınmanın zaman aldığını, tanındıkça talebin arttığını, talep arttıkça gelir imkanının yükseldiğini anlattı. Reklam sektörü geliştikçe "reklam cıngılı" bestelemenin (reklamlarda çalınan müziğin) de verimli bir faaliyet konusu haline geldiğini söyledi.
Gece isimli kaset Yücel Arzen'in ilk kaseti imiş.
Gece'nin içindeki parçalar, sözü ile, müziği ile, sesi ile benim hoşuma gitti.
Bir de yapımcı ile konuşayım dedim. Yapımcı Armoni Kasetçilik firmasını aradım. Mehmet Sütşurup ile tanıştım. Bu işe babası Lütfi Sütşurup kırk yıl önce Doğubank İşhanı'nda başlamış. Bugüne kadar yaklaşık bin "albüm" çıkarmışlar.
Yeni sesler ya onların kapısını çalarmış ya da onlar yeni sesleri ararmış. Mehmet Sütşurup diyor ki: "- Bir kasetin hazırlığı için 5 - 10 milyar lira harcama yapılıyor. Bir kasetin KDV dahil baskı parası 300 bin lira. Demek ki, 5 milyar liraya mal olan bir kaset en az 17 bin adet satar ise, yapım masrafı başa baş geliyor. Ama iş yapım ile bitmiyor ki... Reklam olmadan en iyi kaseti yapsanız neye yarar? Reklam, tanıtım ise çok çok pahalı..."
Anladım ki bu "kasetçilik işi" çok ilginç ve karışık bir iş... Yakında "Manifaturacılar Çarşısı"na gidip kasetçilerin hikayesini dinleyeceğim. Sayın okuyucularıma da dinlediklerimi aktarırım.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr