Hakan Atis

Hakan Atis

info@hakanatis.com

Tüm Yazıları

Lüks veya sürdürülebilir turizm nedir? Tailor Made Travelling alanında neler yapılabilir? Bu konuları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde gündeme taşıyan AIDA Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adviye Bergemann ile konuştuk


Dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını nedeniyle turizm sektöründe yaşanan küresel durgunluğu aşmanın yolları aranıyor. Türkiye bu süreçte gelecek beş yılın yol haritasını çiziyor. Uzmanlara göre, 2025 yılına kadar ‘lüks turizm’ ve ‘deniz turizmi’ alanlarında önemli atılımlar yapılabilir.

Haberin Devamı

Turizm gerçekten bacasız sanayi. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sektör kuruluşları geleceğin yol haritasını bilinçli adımlar atarak bugünlerden çiziyor. Ülkemizin sahip olduğu mevcut potansiyel kadar atıl kalan ‘lüks turizm’ ve ‘deniz turizmi’ kavramları da özel başlıklar altında analiz ediliyor. Bu alanlarda küresel etki yaratacak potansiyele sahip olduğumuzu uzun yıllardır dile getiriyorum.

Turizmin  umudu  mavilikler


Peki, lüks veya sürdürülebilir turizm nedir? Tailor Made Travelling alanında neler yapılabilir? AIDA Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adviye Bergemann, bu kavramları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde gündeme taşıyan deneyimli bir isim. Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Bergemann, “Sürdürülebilir veya lüks turizm, bu sektörün günümüzdeki ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini tüm detaylarıyla göz önünde bulundurur. Turizmin gelişmesinde kilit rol oynayan çevresel kaynakların en doğru biçimde kullanılmasını savunur. Ev sahibi toplulukların sosyokültürel yapısına saygı duyar. Kültürel mirasa ve geleneklere saygı duyar” diyor.

En gözde yerler

Araştırmalara göre, lüks segmentteki turistlerin harcamaları, küresel para dolaşımının yüzde 25’ine denk düşüyor. Bir başka deyişle bu grupta yer alan turistler diğerlerine göre 8-10 kat fazla para harcıyor. Bu çok önemli bir fırsat. Adviye Bergemann, ülkemizin gelecek yıllarda bu alanda daha fazla söz sahibi olabileceğini savunuyor. Bu görüşünü “Yaklaşık 20 sene önce Türkiye, bu pastadan neredeyse hiç pay alamıyordu. Ancak son dönemde yapılan yatırımlar ve ülkemizin sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikler, bu segmentte seyahat eden müşteri profilinin dikkatini çekmeye başladı. Ardından özellikle de son yıllarda ülkemiz bu kitleden hatırı sayılır döviz kazanmaya başladı. Bu konuda en gözde yerler İstanbul, Bodrum ve Göcek oldu” diyerek özetliyor.

Haberin Devamı

Maviliklerdeki fırsatlar

Türkiye’nin geçen yıl turizm sektöründen yaklaşık 40 milyar dolar döviz elde ettiğine işaret eden ve bunun gelecekte daha da artacağını vurgulayan Bergemann, maviliklerdeki fırsatlara da dikkati çekiyor: “Salgın döneminde gördüğümüz sonuçlardan biri insanların kalabalıklardan uzaklaşarak doğada daha fazla zaman geçirmek istemeleri. Bu süreçte yaptığımız ankette elde ettiğimiz sonuç seyahat tercihlerinin yüzde 90 oranında doğa odaklı olduğu, bunun yüzde 80’inin de aile ile birlikte tatil isteğini işaret ettiği yönünde. İşte tam da bu noktada ifade edilen ihtiyaçları en güzel karşılayan turizm çeşidinin tekne veya deniz turizmi olduğu anlaşıldı. Elimizdeki sayısal verilere göre, Türk bayraklı ve turizm işletme belgeli ticari yat sayısı 2 bin dolayında. Bunların toplam yatak kapasitesi ise 20 bin civarında. Seyirlerde genellikle Ege’nin güneybatısı tercih ediliyor. Ancak Çeşme, Ayvalık gibi bölgeler de ciddi potansiyele sahip. Deniz turizmini kıyı (deniz-kum), gezinti tekneciliği, kruvaziyer, yat, marina işletmeciliği, yelken, sörf, rüzgâr sörfü, talasoterapi, parasailing, sualtı dalış olarak çeşitlendirmek gerekiyor.”

Haberin Devamı

Sözün özü, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yönetici kadrolarıyla birlikte geleceğin stratejisini dantel gibi örüyor. Yolları açık olsun. Gelecek yazım 19 Aralık Cumartesi günü. Pruvanız neta, rüzgâr kolayınıza olsun.