Yıllardan beri konuşurum ve yazarım. Türkiye’de şampiyon olmanın yolu yüzde 30 algıdan geçer.
Ne yazık ki böyle...
Ne yazık ki bir gerçek...
Olmamalı ama oluyor işte...
Ve bu konuda kimse Galatasaray taraftarının ve yönetimini eline su dökemez. Fenerbahçe ve Beşiktaş yanına yaklaşamaz. Böyle konuşunca da bozuluyorlar. Bozulmayın kardeşim durum budur.Şimdi bir örnek. Hem de sağlam örnek...
Fenerbahçe malum Chobani isimli bir yoğurt şirketi ile sponsorluk anlaşma yolunda. Ben bu anlaşmanın doğru veya yanlış olduğu konusuna girmiyorum. O ayrı bir konu. O sonra ki yazı konusu.
Haber çıkar çıkmaz ortalık yıkıldı. Galatasaray taraftarı sosyal medyada bu anlaşmaya öyle bir saldırdı ki, inanılır gibi değil.
3 Temmuz’un seneidevriyesini geride bıraktık.
2011’de yaşananlar halen hafızalarda. O yüzden konu tabii ki Fenerbahçe...
Şimdi öyle bir kulüp düşünün ki, son 20 yılda başına gelmeyen felaket kalmasın.
Aklıma gelenleri sayalım.
3 Temmuz’da alınan büyük darbe...
Otobüs kurşunlanması... Şoförüne çenesinden vurulmasına rağmen otobüsü kontrol ederek içeride bulunan 25 futbolcu ile 40 kişinin mutlak ölümden kurtulması. Buna rağmen liglerin iptal edilmemesi ya da ertelenmemesi...
Trabzon’da linç girişimi... Futbolcuların kendini koruyarak linçten kurtulması...
Fenerbahçe basketbolda üç kupayı almanın onurunu yaşıyor...
Yıllardır bunu başarabilen bir Avrupa kulübü yok...
Beşiktaş maçı sonrası kutlamalar var...
Buraya kadar tamam... Ama sonrasında yaşananlar felaket.
Tamam asla cinsiyetçi değilim ve olmam ama bir de gerçekler var...
Ya kardeşim bir kişi kutlama törenlerinin içeriğine bakmaz mı?
Demek ki bakmıyor...
Çoğunuz muhtemelen duymamışsınızdır. Psikomotor testi diye bir şey var.
Ne olduğunu geniş geniş açıklamama gerek yok. Kısaca yazayım.
Kişinin uğraştığı mesleği yapıp yapamayacağını ölçen bir test.
Öncelikle pilotlar üzerinde uygulanır. Ancak bu test diğer branşlarda da artık uygulanmaya başladı.
Bu testler kişinin algılama hızı, dikkat, reaksiyon süresi, el göz koordinasyonu, stres altında doğru karar verme yeteneklerini ölçer. Yaklaşık üç buçuk saat süren bir test.
Şimdi geliyoruz konumuza...
Bundan önceki federasyon yani Mehmet Büyükekşi federasyonu oldukça iyi paralar ödeyerek bir üniversite ile anlaşıp bu testi hakemlerimiz üzerinde uyguladı.
Yer ve tarih bilmiyorum... O yüzden bu bir iddia yazısı...
Acun Ilıcalı istifa etmeden önce yaşanmış...
Ben Samandıra diye duydum. Ama olmayabilir...
Çok da önemli değil.
Mourinho ile bir toplantı yapılıyor. Geçen sezon ve gelecek sezon değerlendirmesi.
Aslında sıkıntılı bir toplantı. Ilıcalı artık Mourinho’yu istemediğini açıkça belli ediyor. Ve Portekizli hoca da bunun farkında. Eski dostlar arasında akımı yüksek şiddetli bir elektrik var.
Ilıcalı diyor ki, “Hocam çok defansif oynatıyorsun. Fenerbahçe’ye bu gitmiyor. Fenerbahçe ofansif oynar. Bizim futbolumuz budur.”
Şimdi size bir liste vereceğim.
Ve bu liste uzayıp gidecek. Belki unuttuklarım da olacak.
Ama yazacağım isimler öyle hatalar yaptılar ki, ligin kaderi ile net olarak oynadılar.
Bu hatalar ya hakemlik kariyerlerini bitirdi, ya kokartlarını astılar, ya da alt liglere kadar düşürüldüler. Ucuz kurtulanlar ise aylarca ceza aldılar.
Hatalar ya Galatasaray lehine göz göre göre verdikleri ya da vermediler diye ipi çekilenler.
Yani bu cezalar ne demek?
Yapılan hataların hiç bir kaçarı yok. Gri değil. Bahanesi yok ve kitaba aykırı.
Galatasaray’da Eray Yazgan isimli bir genel sekreter var...
25 yıl Galatasaray muhabirliği yaptım ne duydum, ne gördüm...
Sonradan çıktı...
En çok ismi de karaborsa bilet olayında duyuldu.
Sonra taraftarına reklam olsun diye sivri demeçleri...
Ancak geçen gün Fenerbahçe’nin basketteki Avrupa Şampiyonluğu için o kadar ucuz bir söz söyledi ki aklı sıra dalga geçti.
Şimdi Eray beye hiç umursamadığı, küçümsediği Final Four şampiyonluğunun dünyada ne anlama geldiğini anlatalım. Tabii sadece ona değil..
Maçı fazla anlatmaya gerek yok. Çünkü gereksiz maçtı...
Fenerbahçe idare etti. Seyircinin olumsuz baskısı ile maçı lütfen oynadılar desek yalan olmaz. Hele En Nesyri’nin golü attıktan sonra yuhalanması maçın en anlamsız görüntüsüydü. Adam da dolayısıyla tepki gösterdi. Ben olsam ben de gösterirdim. O yine kibar davrandı.
Eyüp Avrupa kupaları için direndi. Ama yeterli olmadı.
Maçın en akılda kalan anı ise Dzeko’nun kendi çabası ile attığı goldü. Neyse ki o yuhalanmadı.
Kısacası Fenerbahçe galip geldi ama sıkıntılı maçtı. Hiçbir futbolcunun istemeyeceği türden bir ortamda oynadılar. Yine de kazanmayı bildiler.
Aslında yazılacak çok şey var. Ama bugünlerin kısa bir özetini yapalım.
Önce taraftara...