Galatasaray’da kongre bitti ama, Mehmet Cansun’un kaybetme nedenleri hala konuşuluyor. Aslında Cansun, seçim öncesi yaptığı büyük hatalarla kendini kurban etti. Seçim Kurulu’nu, kurulduktan ancak 65 gün sonra telefonla arayan, yönetim adaylarını saat başı yenileyen, alt kurullarını kongre tarihine kadar belirleyemeyen eski başkan, iyi organize olan karşı güç karşısında eriyiverdi.
Ama bu kadar oy farkının ortaya çıkmasında en büyük etken, hiç şüphesiz Cansun’un alt kurul seçiminde yaptığı büyük hatalardı. Mehmet Cansun kongreden bir süre önce Divan Oteli’nde Seçim Kurulu üyelerine "Alt kurulları siz kurun ve 29 kişilik listeyi hazırlayın" sözünü vermişti. Kurul da, belirlediği 29 üyeye haber yolladı. Ancak, Cansun’un yönetim listesinde bulunan Engin Kaptanoğlu bu söze karşı çıktı ve kendi hazırladığı 29 kişilik alt kurul listesini Cansun’a verdi. İşte bu hareket, belki de sonun başlangıcı oldu. Eski başkan, Kurul’a verdiği söze rağmen, Kaptanoğlu’nun belirlediği üyelerin 23’üne "Tamam" dedi, 6’sını "veto" etti. Kaptanoğlu’nun tepkisi gecikmedi, adaylıktan çekildi. Cansun, yerine Doğan Hasol’u almasına rağmen, Engin Kaptanoğlu’nun listeye dönüşünü sağlamak için, 6 ismi kabul etti.
Cansun’un son dakika kararının ardından bu kez de Seçim Kurulu krizi patladı. Kurul, 2.5 aylık çalışmaları durdurdu ve belirlediği 29 alt kurul üyesini de oy vermede serbest bıraktı. Eski başkan, yaptığı büyük hatanın farkına varamıyor, alt kurullardaki 29 kişinin yarattığı tetikleme "karşı cephe" yaratıyordu. Hatta "kemik oy" olarak bilinen 600 kişilik potansiyelin büyük bölümü Canaydın tarafına geçiyordu.
Mehmet Cansun, bu tarihi hatası dışında, kongrelerin güçlü ismi Selçuk Uygur’un ismi üzerine yarattığı spekülasyonların da büyük zararını gördü. Uygur, söz verilmesine rağmen, bir gün listeye alınıyor, ertesi gün çıkarılıyor, bir sonraki gün yeniden dahil ediliyordu. Bu nedenle Selçuk Uygur ve isimleri sürüncemede kalan birçok üye, kongre çalışması yapamadı, Aslında seçim çalışmalarındaki profesyonel fark da Özhan Canaydın’ı ön plana çıkardı. Canaydın, üyelerle bire bir temasa geçerken, Cansun cephesinde tam tersi yaşanıyordu. Eski başkanın Seçim Kurulu’nda görev yapan Doğan Sarıbeyoğlu’nun sözleri bu farkı daha iyi özetliyordu: "Sayın Canaydın’ı bazen telefonla arıyordum, iki dakikada telefona geliyordu. Ama Sayın Cansun’u sabah ararsam, ancak akşam buluyordum."
Cansun’un, Fatih Altaylı gibi bir faktörü elinden kaçırması, omuz omuza çalıştığı Faruk Süren’in istifasını istemesi ve hemen aday olması gibi negatif faktörlere, bir de gizli kahraman ekleniyordu; Bikem Ardakoç. Şirketleşmenin baş aktörü olan Ardakoç, Halka Arz tanıtımında bir kenara atıldı, Yiğit Şardan apoleti omzuna taktı. Ama, gençler arasında çok sevilen ve bazıları için önemsiz bir ayrıntı olarak atlanan bayan Ardakoç’un küstürülmesi, Mehmet Cansun tarafından yazılan "Seçim nasıl kaybedilir" kitabının önsözlerinden biri oldu.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025