Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları

İki ayrı insan, iki ayrı iş, iki ayrı meslek... Biri Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörü Abdullah Avcı; ikincisi özel bir televizyonda sanat, kültür programı yapan bir hanım kız...
* * *
Biliyorsunuz Milli Takımımız Romanya’ya ve Macaristan’a yenildi.
Futbol sayfalarında da kıyamet koptu.
Futbol sayfası demenin bir anlamı var, sporcular önlerine geleni yeniyorlar, geçiyorlar sayfalarda; futboldan yer kalmışsa bir iki satır ve fotoğraf...
Böyle sayfalara “futbol sayfası” denmez de ne denir?
Milli Futbol Takımımızın başındaki Abdullah Avcı feryat ediyor:
“Ayıp bir şey mi yaptık?”
* * *
Tabii hocam, bundan daha ayıbı olur mu?
İngiltere’den sekiz gol yemek ayıp değil, ama Macaristan’dan yarısı kadar gol yemek ayıp!
Abdullah Avcı soruyor:
“Ayıp bir şey mi yaptık?”
Daha ne yapacaksınız?
Lobinin içinde olmak varken hâlâ Kasımpaşalı kimliğinize sahip çıkmak ne demek?
* * *
Gelelim ikinci insana... Özel bir televizyonda hafta sonları kültür, sanat haberleri veren, yorumlar yapan hanım kızımıza...
Geçen hafta, yeni kitabı çıkan bir şairi karşısına almış, şiirlerini okutuyor.
Şiirlerden biri Sabahattin Kudret Aksal’a ithaf edilmiş...
Hanım kızımız soruyor:
“Kim bu?”
Sormadı da, sorar gibi baktı:
“Kim bu?”
* * *
Hani Abdullah Avcı’nın yenilgiden sonra “Ayıp bir şey mi yaptık?” demesiyle bu hanım kızımızın “Kim bu Sabahattin Kudret Aksal?” diye sormasının farkı ne?
* * *
Gerçekten ayıp oluyor.
Cumhuriyet döneminin önde gelen edebiyatçısını tanımamak ayıp oluyor.
Kitap soran müşteriye “Ne Orhan Kemal’i?” diyen tezgâhtarla bu hanım kızımız aynı kefede...
Ayıp oluyor, ayıp!

Haberin Devamı

DİPNOT: Okur telefon etti, Erol Günaydın’ı anlatan yazıya ek yaptı:
“Ulvi Uraz’ın cenazesi kaldırılıyormuş; cami avlusuna gelen insanlar, kamyon kamyon çiçekler...
Biri duvarın üzerine fırlamış:
- Ey cemaat, şu çiçeklere verdiğiniz parayla merhumun borçlarını ödeseydiniz, öbür dünyaya borçlu gitmeseydi.
Bunu okur, Erol Günaydın’ın kendisinden dinlemiş, duvarın üzerine çıkıp bunları söyleyen de Erol Günaydın’mış.