Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ÜNLÜ bir politikacı, herkesin kendisine düşman olduğunu sanarak, bir ruh doktoruna gitmiş, anlatmış:
"Doktor Bey, herkes bana düşman!"
"Mümkün değil!"
"Canım nasıl mümkün değil, herkes bana düşman!"
"Olamaz efendim, sizi ancak dünyanın yarısı tanıyor, yarısı tanımıyor... Onunu için herkes diyemezsiniz!"
Kıssadan hisse...
Şu politikacılar bir gariptirler, kendilerine bile iftira ederler.
* * *
POLİTİKACININ biri seçim öncesi mahalle mahalle, ev ev dolaşırken gece karanlığında lağım çukuruna düşmüş, bağırsa herkes duyacak, rakipler adını "Boka düştü!"ye çıkaracaklar, bir süre beklemiş birisi geçerken yavaş bir sesle "Beni buradan kurtarır mısın?" diye seslenmiş...
Adam hemen gelmiş, elini uzatmış, politikacıyı yukarı çekmiş ve tanımış:
"Aaaa, siz misiniz?"
"Evet benim, sizden bir ricam var, aman benim lağıma düştüğümü kimseye söyleme!"
Kıssadan hisse...
Peki, politikacıyı kurtaran adam ne demiş?
"Aman siz de, kimseye, benim, sizi, kurtardığımı söylemeyin!" demiş.
* * *
SEÇİMLERİ kazanan politikacı, her yeri dolaşıp teşekkür ediyormuş, tam akıl hastanesinin önünden geçerken bir alkış kopmuş, o da içeri girmiş, bakmış bir kişi kenarda duruyor, alkışlamıyor. Alkışlayanlara teşekkür ettikten sonra, onun yanına yaklaşmış:
"Niye beni alkışlamadın?"
Adam özür dilemiş:
"Kusura bakmayın, ben hasta değil, hastabakıcıyım!"
Kıssadan hisse...
Her alkışlayana kananlara duyurulur.
* * *
ADAYLARDAN biri meydandaki kürsüye çıkmış, nutuk atıyormuş:
"Namusunla para kazanmanın, çok değil bir tek yolu vardır!"
Önce kimse bu lafın, nereye gittiğinin farkında değilmiş, ama adam, bir, üç, beş aynı lafı söyleyince kendisini dinleyen rakiplerinden biri laf atmış:
"Neymiş o bir yol!"
Kürsüdeki, taşı gediğine koymuş:
"Bilmediğinizi biliyordum!"
Kıssadan hisse...
Aman her topa girmeyin, her soruya çanak tutmayın!
* * *
BAKIRKÖY Akıl Hastanesi'nin kurucusu. Ord. Prof. Mazhar Osman Usman, öğrencisi ve meslektaşı Fahrettin Kerim Gökay için şöyle dermiş:
"Çalışkan bir öğrenciydi, fakülteyi bitirdi, asistan oldu, sonra doçent, daha sonra da profesör... Ama bunlarla yetinmedi, İstanbul'a vali oldu, belediye başkanı oldu, sonra milletvekili seçildi, bakan oldu... Lakin bunlarla yetinmeyecek başbakan olacak, ama sonunda - sümmü haşa - Allah olmaya çalışınca, işte o zaman bana getirecekler!"
"Biri"
nin, son günlerdeki yazılarını okuyunca, nedense aklımıza bu geldi.
Kıssadan hisse serbest!