Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün akşam Cumhurbaşkanı Sezer beklenmedik biçimde Tütün Yasasını iptal etti. Bu IMF ile aramızdaki anlaşmazlığı daha zor bir noktaya götürebilir. Ancak işler yine de çözümsüz değil. insanlar arasındaki anlaşmazlıklar çözülebilir. Dolayısıyla IMF ile anlaşmazlık da çözülebilir. Ancak şunu anlamalıyız: Daha fazla anlayış ve uyum gerekiyor. Keşke Cumhurbaşkanı rahatsızlığını bu yasanın hazırlanışı sürecinde ilgililere iletseydi.
IMF'nin ürkerek aşırı bir tepkide bulunduğunu dün yazdık. Bu ürküntüye siyasal iradeyle ilgili kaygıların neden olduğu belliydi. Nitekim, Washington'da Derviş de bizzat benzer bir izlenim aldığını açıkladı. Ancak ne olduysa oldu. Artık geleceğe bakmalıyız. Ne yapılabilir? Bunu düşünmemiz gerekiyor.

Öncelikle olumlu gelişmeleri belirtelim. IMF kredi dilimini erteleme açıklamasını yaptığı anda Avrupa'da bulunan Derviş imzasının ve üyesi bulunduğu hükümetin arkasında durduğunu belirtti. Hükümet içi uyum bakımından bu çok önemliydi. Koalisyon liderleri de demeçlerinde Derviş'i bu konuda baltalamamaya özen gösterdiler. Başbakan bu konuda kabine üyelerini veya ortaklarını uyarmış olabilir. Bu da olumlu bir tavır. Çözüm böylesi yaklaşımların dozunun artmasındadır. Derviş hükümete destek olacak, Ulaştırma Bakanı da adım atacak. Çünkü bu bir iç savaş değil, bir takım oyunu. Şampiyon olurlarsa kupayı birlikte paylaşacaklar.
Aslında ekonomik verilerde olumlu gelişmeler gözleniyor. Enflasyonda oldukça olumlu haziran verilerinden sonra umutsuzluğun dağılma olasılığı var. Hükümet yıl sonu hedeflerini tutturamasa bile piyasalardaki enflasyon beklentisinin gerçekleşeceği gözleniyor. Ödemeler dengesinde cari işlemler tahminleri doğruluyor. İthalat hızla düşüyor. Turizm rekor kırıyor. İhracat, belki yeterli olmasa bile, artıyor. Zamanla daha da artacaktır. Üretimde sıkıntılar sürüyor. Ancak ağustos öncesi, faizler bu düzeylerdeyken, zaten ciddi bir canlanma beklenmiyor. Bankacılık alanında ciddi yabancı sermaye girişleri var. İtalyanların, Fransızların Türk bankalarını alabilmek için yarışa giriştikleri gözleniyor. İngilizlerin ünlü finans kuruluşu HSBC de Demirbank'ı almak için italyan Uni Credito ile rekabet ediyor.

IMF'ye gelince. Haklı oldukları konular var. Ancak iki konu da unutulmamalı: Birincisi, uygulanan programa destek veriyorlarsa kredi dilimlerini kesmemeleri gerek. Olası sıkıntılarını önceden belirtmeli, hatta doğrudan Başbakan'a iletmeliler. Çünkü giderek içeride içeride ve dışarıda işlerin iyi gitmediği izlenimi ortaya çıkıyor. Döviz ve faiz yükseliyor. Dün bono faizleri yüzde 100'e dayanırken, dolar da bir milyon üç yüz elli bin TL'yi aştı. Bu durum programın ruhuyla çelişiyor. İkincisi, temmuz ayı Hazine için oldukça rahat. Ciddi bir iç borç ödemesi bulunmuyor. Ancak ağustos ayı farklı. Sorun uzarsa piyasalardaki olumsuz hava yükselecek, IMF de bir başka başarısızlık almış olacaktır.
Tüm sorunlar aşılabilir. Ancak bunlar için karşılıklı adım atmak gerekiyor. Nasıl? Uzlaşmayla ve programa uyarak. Sonra? Paylaşılan bir başarı ortaya çıkacak. Kazanan da Türkiye olacak.