Dün basında Telsim ve Turkcell'e yağan cezalara ilişkin haberler yer aldı. Her iki kuruluşun da ağır cezalar yediği yazılıyordu.
Ulusal dolaşım hakkı (veya roaming) iletişim altyapısı. Turkcell ve Telsim bu altyapı yatırımlarını yapmışlar ve aralarında paylaşmışlar. Sektörde payları yüksek olan bu iki kuruluşun kendi aralarında bile bu hakkı paylaşmamaları karşısında, elbette başkalarına da bu altyapıdan kullanma hakkını vermeleri beklenmemiş.
Ancak rekabet hukuku farklı bir anlayışta. Yeni bir firma piyasaya girmek isterken mevcut firmalardan engelle karşılaşırsa Rekabet Yasası ihlal edilmiş oluyor. Bu da artık uygar dünyada bir ekonomik ayıp. Sanki futbolda faul yapmak gibi. Cezalandırılıyor, hem de ağır biçimde. Çünkü firmaların özgürce rekabet etmeleri gerekiyor. Böylece hem tüketici daha ucuza mal alıyor, hem de ortaya kaliteli mal çıkıyor. Kısacası, refah yükseliyor.
Turkcell mobil telefon piyasasının en büyüğü. Telsim de ikincisi. Kısacası, ikisi beraber piyasaya tam olarak hakimler. Her iki firma da piyasaya giren, daha doğrusu girmeye çalışan Aria'yı dolaşım hakkından yararlandırmayınca, Aria da yargının yolunu tutuyor. İyi ki ülkemizde bazı gelişmeler sağlanmış. İyi ki Rekabet Yasamız, Rekabet Kurulumuz var. Kurul da bu giriş engelini cezalandırıyor.
Turkcell 22 trilyona yakın, Telsim de 8.6 trilyon para cezasına çarptırılıyor. Yani Turkcell 15.5 milyon dolar kadar, Telsim de 6 milyon dolar ceza ödeyecek. Rakamlar her iki kuruluşun 2001 yılındaki net satışlarının yüzde 1'ine tekabül ediyor.
Rekabet Kurulu yasanın kendisine tanıdığı hakkı kısmen kullanmış. Çünkü, kurul kusurlu şirketin cirosunun yüzde 10'una kadar ceza verebiliyor. Üstelik verilen ceza bir yıl üzerinden hesaplanmış. Oysa hakim durumu kötüye kullanarak yapılan bu giriş engeli birden fazla yıl sürmüş. Kısacası, birden fazla yıl menfaat elde edilmiş, ama bir yıl için ceza verilmiş. Üstelik 2001 gibi bir kriz yılı için ceza verilmiş. Yani çok sınırlı bir ciro üzerinden ceza hesaplanmış.
Cezaya çarptırılan firmalar bu kararı Danıştay'a götürerek temyiz edebilirler. Ancak kime sorulsa ulusal dolaşım hakkının Aria'ya kullandırılmamasını piyasada rekabeti engellediğini söyleyecektir. Üstelik üçüncü mobil telefon şebekesi özelleşirken anlaşma gereğince, devlet bu hakkı kullandıracağının teminatını vermişti.
Rekabet Kurumu şimdiye dek 132 karar vererek, ağır da olsa, ülkemizde bir hukuk sistemini oturtmaya çalışıyor. Ülkemizde birçok alanda ve sektörde rekabet eksiği olduğu gibi, rekabet ihlalleri bulunuyor. Hep düşünürüz, yasada var olan uyumlu eylem, yani kartel konusu o kadar çok sektörde var ki. En temeli ekmekte. Fırıncılar oturup ekmek fiyatı belirlediler, yıllarca.
Rekabet Kurulu'nun bu son kararı her şeye rağmen son derece cesur. Çünkü bu iki devin medya kuruluşları da bulunuyor. Buna rağmen ceza daha büyük olabilirdi. Çünkü menfaat, çok altında kalmış.