Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Oysa, ekim verilerine göre ihracatın artış hızında düşüş izleniyor. Gerçi aynı biçimde ithalatta da düşüş var. Demek ki, dış ticaret ekim ayında birdenbire daralmaya başlamış. Eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat artışı yüzde 35 iken, şimdi bu artış yüzde 18e düşmüş. İthalat artışı da yüzde 35ten 29a düşmüş. Dikkat edilirse, ihracattaki düşüş daha fazla.Demek ki, dış ticaret hacmindeki daralma ile ihracattaki yorulma alameti bir arada yaşanmış. Hangisinin daha egemen olduğunu kestirmek için henüz erken. Ancak ihracat düşmeye başladığında bunun ithalata da etkisi oluyor.Aşağıdaki tabloda geçtiğimiz yirmi yılda ortaya çıkan büyüme ile onun yarattığı döviz dengesi gösteriliyor. Bu dönemde ülke ekonomisi yüzde 5-6 arasında büyüdüğü zaman cari işlemler aşırı açıklar vermemiş. Ancak daha fazla bir büyüme ortaya çıktığında döviz dengeleri, aşırı ithalat talebiyle, bozulmuş. Üstelik yüzde 5 civarında bir büyüme de sürekli elde edilememiş.Artık AB kapısına geldik. Büyük bir nüfus ve düşük bir kişi başına gelirle ABye girişte zorlanıyoruz. Daha yüksek bir büyüme hızı elde etmek gerek. Ama gerek yüksek reel faizler, gerek üretim ve yatırım kapasitelerinin durumu nedeniyle bu da hayli yavaş ilerliyor.İhracatın kendi başına daha hızlı artamamasının nedenlerinden biri de ithalata bağımlılık oranının yüksek olması. Bu durum bir yandan ihracatla büyüme ve istihdam yaratılmasını sınırlıyor, diğer yandan da dış dengede arzulanan noktaya gelmesini engelliyor. Kısacası, yeni bir üretim strateji ve planlamasına gerek duyuluyor.Peki, bu mümkün mü? Elbette. Bunun için vizyonda IMF dışında başka programların olması gerekiyor. Ancak bu hükümet başka bir şey bilmiyor. İktidara geldikleri iki yıl içinde IMF talimatından başka bir şey yapamadılar. Tekrarla; Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 8 büyümezse ABye tam üye olması da uzar. hgunes@milliyet.com.tr Önceki gün DİE dış ticaret istatistiklerini yayımladı. Bu veriler büyümenin sürdürülebilirliği bakımdan çok önemli. Çünkü Türkiye ekonomisi artık içe dönük bir pazar olmaktan çıkmak ve ihracatla büyümek zorunda. Küresel ekonomi içinde boğulmadan yarışmak ve refahı yükseltmek ancak ihracatla mümkün.