Pazartesi akşamı gazetemizin köşe yazarlarından bir dostum telefonla aradı. Telekom krizinin çözülüyor görünmesine rağmen döviz kurunun düşmediğini, buna da anlam veremediğini söyledi. Dün de piyasalarda türlü söylenti çıktı. Konsolidasyon, para kurulu vs. söylenmedik safsata kalmadı. Borsa oldu beşik gibi. Döviz havalandı. Ortalık sinirli olduğundan dedikodular da etkili oluyor. Askerdeyken de atarlardı." Çok sağlam yerden haber aldım. Erken terhis var" derler, sonunda uyduruk haber döner dolaşır atana gelirdi. Ancak burada durum biraz farklı. Ciddi para kazananlar var. Aşağıdan doldur, yukarıdan boşalt!
Telekom krizi bir ara formülle çözülse bile piyasalar hala hükümetin programa ne denli uyacağı konusunda güvensiz. Özetle, artık açıklamalar yetmiyor, karar almak da yetmiyor. Piyasalar uygulamaları görmek istiyorlar.
Öncelikle henüz ekonomik krizden çıkılmadığını belirtelim. En ufak bir debelenme ciddi izler bırakıyor. Her seferinde telafi zorlaşıyor.. Krizden tümüyle çıkış için reel sektörün canlanması, yani üretimin artması, zorunlu. Bunun da ön koşutu faizlerin düşmesi. Yani güven gerekiyor. Bazı yazarların reel kesim unutuldu, üretim gözardı ediliyor savları finansal krizlerin bilinmediğini gösteriyor. Soralım; reel kesimi canlandırmak için bütçenin ağzını açarsak kamu açığı nereye varır, iç borç nereye tırmanır?
Telekom Kurulu’ndaki yanlışlıklar karşısında IMF’nin sert çıkışının şanslı tarafı temmuzda olması. Çünkü bu ayki borç yükümüz az. Ancak ağustosta durum farklı. Güvenin onarımı için zaman daralıyor.
MHP’nin durumuna gelince... Öksüz’ün IMF’ye kafa tutmakla, hem partisine, hem hükümete, hem de ülkesine zarar verdiği anlaşıldı. (Radikal gazetesi milli gelirin devalüasyonla 25 milyar dolar küçüldüğünü dün manşetten vermiş. İşte size milliyetçi Öksüz!) IMF kredisi kesilirse ülke büsbütün kaosa sürüklenir. (Ve hatırlatalım; IMF Rusya’dan bile çıkabildiğine göre Türkiye’den haydi haydi çıkar)
Ancak programın bundan sonraki takviminde sorun çıkarabilecek öğeler azaldı. Tütün Yasası Meclis’ten yeniden geçecek gibi duruyor. Bundan böyle oluşturulacak özerk kurullarda da ekonomi gerçeklerine göre hareket edilmesi olası. Artık Bayındırlık Bakanı Koray Aydın da İhale Kanunu’nda partizanca davranmayacaktır. Özetle, somut engellerin çoğu aşılmıştır. Aşılmayan hükümetin bu programa para uğruna, kerhen katlandığı görüntüsüdür.
İlk altı aylık kamu dengesi rakamları hedeflerin ötesinde. Faiz dışı denge 6.8 katrilyon artı vermiş. Enflasyon da yavaşlıyor.
Döviz dengelerine gelince. önümüzdeki altı ayda Merkez Bankası piyasaya 6 milyar dolara yakın para satacak. Turizm ile işçi dövizleri piyasaya 10 milyar dolar para sokacak. İhracatta da eylül itibariyle ciddi gelir elde edileceğine göre bu saatten sonra döviz alanlar ülkenin batacağına inananlardır.
Döviz kuru yıl sonu değerine geldiğine göre aklı olanın bono alması gerek. Peki neden alınmıyor? Çünkü programa kerhen uyuluyor.
Pazartesi günkü bono kampanyamıza katılan bakan sayısı şu anda sıfırdır. Bakanın güven duymadığı hükümete vatandaş niye duysun? Böyle bir ortamda spekülatörler para kazanmasın da kim kazansın?
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025