Geçenlerde Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti bir açıklamada bulunarak piyasalarda olumlu işaretlerin gözlendiğini belirtti. Merkez Bankası'nın sürekli biçimde büyüme, döviz kuru ve enflasyon üzerine anketler düzenlediği biliniyor. Bu nedenle akla önce bu anketlerde bir düzelme başladığı gelse de gerçek aksine. Bu anketlerde bir ölçüde bozulma gözleniyor. Özellikle de büyüme daha düşük bekleniyor, enflasyonun da artmaya başlayacağı sanılıyor.
Gerçi, Serdengeçti iyimserliklerinin kaynağını açıkladı. Bankaların açtıkları kredilerdeki artış. Nitekim aşağıdaki grafikten de bu açıkça gözleniyor. Mart ortalarına kadar aynı düzeyde seyreden kredi talebi birdenbire artış gösteriyor. Aslında bakılırsa kredilerde ilk artış aralık ayında başlamış. Bu da şu gerçeği gösteriyor ki, seçimler önemli bir belirsizlik unsurunu ortadan kaldırmış. Hatta tek parti iktidarının oluşmasıyla belli bir güven ortamı sağlamış. Böylece, iç talebin canlanacağı hesabıyla işadamları da kredi kullanmaya başlamış.
Kredi talebi bir ekonomide büyüme beklentisini, hatta beklentiden öte gerçekleşmesini gösterir. Önce boşalan stoklar yenilenir. Bu süreçte mutlaka kredi kullanılmaz. Sadece iç veya dış talepte canlanma beklentisi vardır. O kadar. Ancak mevcut stoklar ile üretim, talebi karşılayamazsa kapasite kullanım oranını yükseltmekten başka çare kalmaz. Üretim hızlandırılır. İşte bu iki süreçte işadamı işletme kredisi kullanabilir. Sanıyoruz gözlenen kredi talebi de buna benziyor.
Ancak canlanmanın sürekli olacağı görülüyorsa ve bir süre sonra mevcut kapasitenin yetmeyeceği anlaşılırsa işadamı riski göze alarak yeni yatırıma girişebilir. Bu nedenle de yatırım kredisi kullanabilir. Ancak ülkemizde ne yazık ki, uzun vadeli kredi pek kullanılmaz. Çünkü ne banka böylesi bir krediyi fiyatlayabilir, ne de işadamı böylesi bir krediye cesaret gösterebilir. Kimse cesaret edemez uzun vadeye.
Yukarıdaki grafikte savaş ortamına girildiğinde kredi talebinde bir daralma olmadığı gözleniyor. Ancak artış trendi birkaç haftalığına durmuş. Savaşın kısa süreceği anlaşılınca da kredi talebi yeniden yükselmeye başlamış. Bunlar son derece olumlu gelişmeler. Açıkçası büyümenin işaretleri.
Henüz iç tüketimde ciddi bir canlanma gözlenmediğini, nitekim tüketici güven endekslerinin savaş psikolojisini tam olarak üzerinden atamadığını gözlüyoruz. Buna rağmen kredi kullanımındaki artış bir süre sonra işlerin açılacağını gösteriyor. En azından işadamları bu beklentiyle mevcut üretimlerini artırıyor.
Biliyoruz ki, son bir yıldır bankalar kredi verebilmek için çırpınıyordu. Ve ne yazık ki, bu konuda bir mesafe alınamıyordu. Çünkü mali krizler sonrası hasar gören şirketler bırakınız kredi almayı mevcudu bile ödemekte sıkıntı çekiyordu. Kaldı ki, zorlaşan kredi koşulları ve satışlardaki düşüklük bunu büsbütün önlüyordu. Buna rağmen bankacılık kesimi, artık kredi talebiyle karşılaştığına göre durum herkes için sevindirici. Demek ki, şirketler de artık daha sağlam.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025