Evet nihayet muratlarına erdiler. IMF dün bir açıklama ile bu ay vereceği kredi dilimini şimdilik de olsa durdurdu... Buraya kolay gelmedik. Son zamanlarda çeşitli yerlerde çeşitli kampanyalar yürütülüyordu. Kimisi programın yanlışlığını, kimisi IMF ile bu işin yürümeyeceğini, kimisi de koalisyon nedeniyle programın uygulanmasında siyasal esnekliğin olması gerektiğini savunuyordu. Bunların tümü aynı kapıya çıkıyordu: Programdan kurtulmak!
Kimileri dalgalı kur sisteminin yanlışlığını savundu. Oysa, aslında hala krizde olduğumuz gözardı ediliyordu. Siyasal riskler nedeniyle kurlarda büyük oynamalar oldukça onlar da yazıyorlardı. Aslında bu eleştirilerin sahipleri yüksek faiz rejimini savunuyorlardı da, mahcubiyetten olsa gerek, açıkca ifade edemiyorlardı. Yaşadığımız sorunların çoğu 1988 yılında başlatılan mali liberalleşmenin yanlış bir zamanda (bütçe açıkları varken) başlatılmasından kaynaklanıyordu. Bu dönemin aktörleri acaba bu refleksle mi saldırıyorlardı? Umarız böyle değildir.
Bir başka saldırı IMF’ye yönlendiriliyordu: "IMF reçetesi yanlıştı. Ne bankaların pozisyonlarını biliyordu, ne de gerçek kamu açıklarını" diyorlar, ekliyorlardı: "IMF’yi Ankara’daki ekonomi yönetimi yönlendiriyor". Bunlar kasıt olduğu izlenimi veriyordu. Tekrarlayalım: daha önceki yıllarda yapılan stand - by anlaşmaları yapısal konularla bu denli ilgilenmezdi. Birkaç sayfadan ibaret olan bu anlaşmalar para ve maliye politikaları ile yetinirdi. Bu kez durum başka. Yüz sayfayı geçen raporlarla karşı karşıyayız. Artık, Ankara’daki Dünya Bankası bürosunda kırk küsur kişi çalışıyor. Elbette dört defa Telekom Genel Kurulu ertelenince IMF de nedenini merak edip, öğreniyor.. Ve ekleyelim; geçen programda 15 yasanın büyük bir kısmı vardı ve gerçekleştirilmemişti. IMF artık tövbeli olmuş!
Geçen program, TOBB’a mensup bazı başkanların girişimleri ile, çok darbe almıştı. şikayetler kura dayanıyordu. Devalüasyon oldu ama şikayetler dinmedi. Bu sefer ise ne söyledikleri hiç anlaşılmıyor. ‘Üretim’ diye bağıranlara da eski uygulamaları savunan yazarlar eklendi. Yaktığımız tütünü, bir yıl bizi besleyecek kadar biriken şeker stokunu savunan eski popülist kalemler faaliyete geçtiler. Sanki program öncesi her şey güllük gülistanlıktı.
Siyasal esnekliğe gelince: Bu hükümet talihsiz biçimde iki kez krize tosladı. Doğal olarak da çok kredibilite yitirdi. Gerçi Meclis aritmetiği nedeniyle hayli şanslı, çünkü alternatifi yok. Zaman içinde başarıya ulaşmak için önünde önemli bir fırsat var. Ancak bunun için programı harfiyen uygulaması gerekiyorken, hükümet ısrarla gerginlik yaratıyor.
Artık anlayalım. Yapılması gerekenleri anlamak yerine, programı ve onu uygulamaya çalışanları eleştirmek en yanlış strateji oluyor. IMF’nin son hamlesinde katı davrandığı düşünülebilir. Ancak hükümet de TELEKOM sorununda gayet partizan bir tavır sergilemiştir. Şimdi soruyoruz: programdan kurtulunursa, Türkiye ne olacak?
Düzeltme: Gazetemizin 2 Temmuz Pazartesi günkü sayısında yer alan yazımda "ödemeler Dengesinde Gelişmeler Olumlu" başlığı teknik bir hata nedeniyle "ödemeler Dengesinde Gelişmeler Durdu" biçiminde yayınlanmıştır. Okurlarımızdan özür dileriz.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025