Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen hafta açıklanan bir raporda ABD’nin finans mekânı Wall Street’te geçen yıl sonunda ödenen jestiyonların yüzde 17 oranında artarak 20,3 milyar dolara ulaştığı belirtiliyordu. Yanlış duymadınız: rakam Türkiye’de büyükçe bir bankanın aktif büyüklüğü kadar.
Goldman Sachs, Morgan Stanley ve JPMorgan Chase gibi kurumlarda artış daha da fazla: yüzde 31. Tüm New York’ta ödenen maaşların dörtte birinin Wall Street’te ödendiğini oysa toplam çalışanın sadece 20’de birinin Wall Street’te çalıştığını biliyor muydunuz? Bunu adaletsizliği bilmeseniz bile, küresel finans krizinde bu kurumların dehşetli ölçüde sarsıldığını, krizin de bu kurumların kötü yönetimden kaynaklandığını biliyoruz. Demek ki, saçmalık sadece bizim ülkemize özgü değil.

Zararın ödülü
Geçen yıl Amerika’nın finans kuruluşlarında çalışanlar küresel krize rağmen 124 bin dolara yakın ortalama yılsonu jestiyonu almışlar. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi 2009 yılında toplam ödenen para arttığı gibi, kişi başına ödenen de artmış. Finans kurumları 2008 yılında 43 milyar dolar zarar açıklamıştı, bu yıl ise 55 milyar dolar olmuş. Bu nedenle jestiyonların artması normal sanılabilir. Ancak 2008 yılında zarar varken neden bu paralar ödenmiş anlamak zor.
Geçenlerde İngilizlerin batıp da bir anlamda geçici olarak kamulaştırılan bankası Royal Bank of Scotland 2009 yılı vergi öncesi zararını açıkladı; 2,7 milyar dolar! Aslına bakarsanız zarar çok daha fazla da olabilirdi. Yeni yönetim emeklilik işlerinden 2,1 milyar sterlin ve borçları da yeniden yapılandırarak 3,8 milyar sterlin kazanç sağladı. Fakat ne kurtarılma borcunu, ne de yönetici jestiyonlarını banka hala ödemiş değil. Tek farkla bankanın CEO’su Hester odasını ikiye böldü ve tasarruf yapıyor izlenimi verdi ama bu arada (tıpkı diğer bankalarda olduğu gibi) kendi jestiyon alacağını alıverdi!

Aşırı riskli davranış
RBS’nin neden battığı da ortada. Sermayesi yeterli değilken gaza gelip Hollanda Bankası ABN Amro’yu aldı. Sonra da yüzde 4 gibi yetersiz sermaye oranıyla aşırı risklere girdi. Bunun üzerine devletleşti ve 20 milyar sterlinlik doğrudan hisse ve 25,5 milyar dolarlık da değiştirilebilir hisse de devletin eline geçti. Kısacası bu bankanın yüzde 70’i şimdi devlete ait. Kötü mü oldu? Hayır. Sermaye oranı önce yüzde 5’e çıktıktan sonra şimdi de yüzde 11 gibi bir düzeyde seyrediyor. Hani özelleştirme iyiydi. Bu kez de devletleştirme iyi oldu. Demek ki, özelleştirme tabusuna kanmamak gerek. İngiltere’de Başbakan Gordon Brown’un, ABD’de de Başkan Obama’nın bozulduğu bu. Zararda olan bir kesimin çalışanlarına jestiyon dağıtması. Eminim aklınızdan bizde ödenen prim ve jestiyonlar geçiyor. Ancak bunu kimse bilmiyor. Keşke bizde de BDDK bunları açıklasa...