İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

30 Mayıs Çarşamba akşamı, Kültürpark Atlas Pavyonu’nda, “1. Atatürk ve Türk Tarihi Şöleni” adı altında bir etkinlik düzenlendi... Etkinliğin ismine bakıldığında, son derece masum, hatta saygı duyulacak bir organizasyon görüntüsü var. Organizatörlerinin yaptığı açıklamaya göre, etkinliğin geliri lösemili, engelli ve eğitime muhtaç çocuklara bağışlanacak. Sırf bu yönü bile etkinliğin ayakta alkışlanması için başlı başına bir neden...

Ancak, dışarıdan bakıldığında saygı uyandıran bu etkinlik, çok yakında adliye koridorlarında tartışılmaya başlayacak. Zira Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin onursal başkanı olduğu Ülküder, organizasyonla ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş. Atatürk’ü gelecek nesillere anlatmak gibi bir görev üstlenen derneğin iddiasına göre, söz konusu proje Ülküder’e ait. Derneğin İzmir Şube Başkanı Semra Köroğlu, Ayşe Kök‘ün organizasyonunu üstlendiği etkinliği bir anlamda “korsan” olarak değerlendiriyor.

Ayşe Kök ise 30 Mayıs Çarşamba akşamı gerçekleştirilen şölenin, gerektiği kadar duyurulamadığı için amacına ulaşamadığından dertli. Kök’ün ifadesine göre, gece için toplanan para masrafları bile çıkartamamış. Takıldığım nokta işte bu...

“Masraflar” kalemlerini öğrenince tüylerim diken diken oluyor.

O andan itibaren kim kimden şikayetçi, kim ne yapmış, neden yapmış umurumda bile değil...

Mesela; Atatürk benzerlikleri ile övünüp kameraların karşısında pozlar veren, her Atatürk’ü anma organizasyonunda boy gösteren o tipler var ya, bu ayrıcalıklarını paraya tahvil etmeye başlamışlar.

Hatta tarifeye bağlamışlar.

Merak edene fiyatı vereyim; gecesi 10 bin lira.

Bir de Atatürk ve Cumhuriyet Dönemi kostümleri var tabii...

Hani tasarımcıların çok ulvi bir görevi yerine getirmiş insan edasıyla sergiledikleri kolleksiyonlar yani.

Bedeli sudan ucuz; Günlüğü sadece 20 bin lira! Bir de döneme ait video görüntüleri ile müzikler var.

Arşivin zenginliğine göre fiyatı değişiyor.

İyi kurgulanmış bir CD ise 5 bin lira! Aslı değil, kopyası elbette.

Birileri her Atatürk canlandırmasında göğsünü kabartırken, birileri de ceplerini dolduruyor.

Atatürk’ü yaşatmanın, paylaşmanın paraya tahvil edilmeye çalışılması gerçekten insanın içini acıtıyor.

Neyse ki, bu acı sayesinde de olsa Atatürk’ün bu toplum için ne kadar önemli değer olduğu gerçeği bir kez daha karşımıza çıkıyor.

Bu da işin tesellisi!