İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sağlık sisteminde son yıllarda bir değişim yaşanıyor...
Bunu kimisi “gelişim”, kimisi de, “sistem tıkanıyor” diye yorumlasa da sağlıkta pek çok şeyin artık eskisi gibi olmadığı aşikar.
Bu değişimden biri de 112 Acil Servis’te başladı sessizce.
Artık 112 Acil Servis ambulanslarına hasta yakını alınmıyor. Bu, uygulamanın bir bölümü...
Uygulamanın diğer ayağında ise hastanın, istediği hastaneye değil, merkezin uygun gördüğü hastaneye nakli söz konusu. Bu da acil servislerdeki yoğunluk ve ilk tanılara göre belirleniyor.
Eminim ki, 112 Acil Servis’te bu uygulamaya karar verenler kendilerini haklı gösterecek bir alay gerekçeyi alt alta sıralayabilir...
Oysa uygulamadan ortaya çıkan tablolar sadece bu sistemin sakatlığını ortaya koyuyor...
Sistemin sakatlığına yaşayarak tanık olmuş bir insan olarak kimse beni “uygulamanın yararları” veya “gerekliliği” konusunda ikna edemez...
Birkaç gün önce yaşadım bu kabusu.
Ailemizin direği; atamız, babamız Selçuk’taki evinde rahatsızlandı. İlk müdahale için götürüldüğü Selçuk Devlet Hastanesi, tam teşekküllü bir hastaneye sevkini uygun görünce, 112 Acil Servis ambulansına konuldu ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yollandı.
Yanında kimse yok. Çünkü izin yok...
“Siz, bizi takip edin” dediler
Gecenin bilmem kaçı...
Neyle, nasıl takip edilecek?
Neyse ki, ambulansın peşine düşülecek bir araç vardı kapının önünde.
Önde ambulans, arkasında panik halinde bizimkiler düştüler yola. Bir bölümümüz de hastanenin acil kapısı önünde bekleştik endişe ve merak içinde...
İşte o gün ve o anda bu uygulamanın garabetliği dank etti kafama;
“Ya hastaya yolda müdahale etme zorunluluğu doğarsa. O anda yapılacak ilk müdahale, hastada var olan bir başka rahatsızlığı tetiklerse...
Hastanın diyabet sorunu var ve ekip bunu bilmeden şekeri yükseltebilecek bir ilaç verirse durum daha da ağırlaşmaz mı?
Kalp, yüksek tansiyon ya da böbrek yetmezliği gibi bir durum da müdahalenin şekli değişmez mi?
Hasta yakınları ilk anda panik içinde eksik bilgi verdiyse, bu müdahaleler ne kadar yerinde olur?”
Kafamda canlanan kötü ihtimaller bu kadarla da sınırlı değil.
“Hastaneye geldiğinde hastanın yanında durumu ile ilgili bilgi verecek bir yakını yoksa ne yapılacak?
Ki, hasta yakınının ambulansı takip edecek bir aracı veya taksi tutacak parası yoksa bu kaçınılmaz...
Dişçi koltuğuna oturduğunda bile adama ‘bir rahatsızlığın var mı?’ diye soruyorlar. Burada sormayacaklar mı?
Böyle bilinmezler arasında nasıl sağlıklı bir müdahale yapılacak?
Hele hele getirilen hastanede hasta ile ilgili bir dosya yoksa, hastalığın seyri ile ilgili sağlıklı verilere nasıl ulaşılacak?”
Gecenin bir yarısında acil kapısı önünde kafamdaki bu sorulara cevap bulmaya çalışırken, panik içindeki bir ailenin danışmaya koşturup “Annemizi buraya mı getirdiler?” diye sorduklarını duydum. Yanlarına yaklaşınca neler olduğunu öğrendim...
Olay şuydu;
70’ine merdiven dayamış yaşlı bir kadın, evinde bir anda bayılmış. Yanında 70’ini geçmiş eşinden başka kimse yok.
Adamcağız panik halinde 112’yi arayıp yardım istemiş. Ekip gelmiş ve kadını alıp götürmüş. Yardım istediğinde hastaneye eşi ile birlikte gideceğini sanan hayat arkadaşı, ambulansa alınmayınca ne yapacağını şaşırmış. Ambulans hastaneye doğru yola çıkarken o da sarılmış telefona; çocuklarından ve yakınlarından yardım istemiş. Ama o panik sırasında kadının nereye götürüldüğünü anlamamış bile. Gözyaşları içinde çocukları ile birlikte eşini arıyordu. Ve Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi geldikleri 3. duraktı...
O anda babamızı getiren ambulans geldiği için oradan ayrılmak zorunda kaldığımdan son durum ile ilgili bilgi sahibi olamadım.
Ama yaşadıklarım ve gördüklerim bana 112’deki garabet uygulamayı anlatmaya yetti de arttı bile.
Şimdi gelin bana bu uygulamanın yararlarını anlatın!