Basit çıkarcılıkla susmak kadar başını dik tutup işsiz kalmayı hesaba katmak da bu meslekte şöhretin ve sağlam yer etmenin bir yoludur. Ben NTV Tarih’te yazı yazmadım ama danışman konumundaydım. Her şey de hoşuma gitmiyordu. Fakat son zamanlarda daha oturaklı bir dergi olmuştu. Keyifle okunan bir dergiydi. İnşallah tekrar yayın hayatına döner
Okunan bir tarih dergisi yayınını durdurdu. Bunu bağlı olduğu üst yönetim kararlaştırdı. Dolayısıyla hiç kimse gözünü ülke yönetimine çevirmesin. Sebep açık; NTV Tarih dergisinin yönetimi bütün Doğuş Yayın Grubu adına huzursuz olduğunu, kapatılacağını açıkladı. Şimdi aldıkları ceza dolayısıyla yazarlar eve nasıl dönecekler, bunu düşünmediler.
Hiç şüphesiz ki Türkiye medyasında mesleğini ve kendi bireysel konumunu değerlendirenler de var. Basit çıkarcılıkla susmak kadar başını dik tutup işsiz kalmayı hesaba katmak da bu meslekte şöhretin ve sağlam yer etmenin bir yoludur. Zor ve uzun soluklu bir yoldur ama bir yoldur. Tarih dergilerinin sayısı ve baskı miktarı son 10 yılda devamlı arttı. Buralarda çalışanlar kendilerini iyi yetiştirdiler. Özel bir gruptur; böylelerini kolay bulamazsınız, gerçi onların da başka işleri ve yerleri sevebileceklerini sanmıyorum. O bakımdan bu ortamları korumak gerekir.
Ben NTV Tarih’te yazı yazmadım ama danışman konumundayım. Her şey de hoşuma gitmiyordu. Fakat son zamanlarda daha oturaklı bir dergi oldu. Danışma kurulu üyesiydim ama bana danışıldığını da hiç hatırlamıyorum.
Yazı yazmamı istediler; Atlas Tarih’te yazıyorum, vakit bulamadım. Daha önce 2007’de kendi yayınını durduran, aynı çevredeki Popüler Tarih gibi NTV Tarih de yayını durduruyor. Ama şartlar ve zorunluluk çok farklı. Keyifle okunan bir dergiydi. İnşallah tekrar yayın hayatına döner.
Benim gençliğimde gençleri tarihin yanlış öğretilen konularında gürültüsüz uyaran Hayat Tarih Mecmuası vardı.
Hayat Tarih Mecmuası 17 sene aralıksız çıkmıştı
Türkiye’de tarih okumak ve düşünmek son zamanlarda ivme kazandı. Benim çocukluğumda ve gençliğimde bu rolü üstlenen, gençleri tarihin yanlış öğretilen konularında gürültüsüzce uyaran, başka yorumlara dikkat çeken üstad Yılmaz Öztuna’nın Hayat Tarih Mecmuası’ydı. 17 sene aralıksız çıkmıştı. Tirajı eskilere göre müthişti. Yapı Kredi Bankası’nın ve ona bağlı Hayat Yayınevi’nin parlak bir başarısı ve Türkiye’ye katkısıydı. Lise gençleri bu derginin ciddi okuyucu oranını teşkil ediyordu ve tarih alanında başka yayınları da vardı. Mesela Sultan Abdülaziz’in intihar etmeyip öldürüldüğü, 31 Mart vakasında Abdülhamid’in, İttihat ve Terakki yöneticilerinin iddiasının aksine öncü ve kışkırtıcı yönü olmadığı gibi hususlar yanında muhafazakar bir dergi olmasına rağmen muhafazakar çevrelerin Tanzimat reformları ve Tanzimatçılar hakkındaki olumsuz görüşlerine katılmaz ve aksini savunurdu. Baskı kaliteliydi ve okuyucu o güne kadar görmediği resim, gravür gibi malzemeyi ve özenle çizilmiş haritalarının yanında, yerli, yabancı dilde kitap, hatırat ve seyahatnameleri bu sayede tanımıştır.
NTV Tarih, keyifle okunan bir dergiydi.
Son yıllarda ülkemizde tarih dergileri rekabet halinde
Bu derginin kapandığı zamanlara tesadüf eden bir olay vardır. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 1991 yılı Eylül’ünde kuruldu. Kurucuların arasında bendeniz de vardım. Geniş yayın faaliyetleri yanında 163 sayı Toplumsal Tarih dergisi çıkmıştır. Son zamanlarda Toplumsal Tarih dergisinin başlangıçtaki kadar ilginç olduğunu söylemek kanımca mümkün değildir. Popüler tarih dergileri, bilhassa tarihçi milletlerin ülkeleri olan Almanya (Avusturya ile), Fransa, İtalya ve Britanya’da yüz binlerle basıyor ve uzun ömürlü oluyor. Aynı şekilde uzun ömürlü olmak istiyorlarsa üsluba, az bilinen konulara ve çok yakın tarihin tarihçiliğine de önem vermek zorundadırlar. Son senelerde ülkemizde tarih dergileri birbiriyle rekabet halinde hızlı bir sayı artışı gösteriyor. Mesela Yedikıta oldukça bilinmeyen konulara, hem de arşiv belgeleriyle el atıyor.
Son sayısında, 10’uncu ve 13’üncü sayfalardaki haberlerde bunun örneği
var (Temmuz, Sayı: 59). Ne var ki meslektaşlarımızın da haklı olarak iddia ettiği gibi dergiyi çıkaranlar arşivle yakın ilgide olmalı (ki bu haklarıdır) toparlayıp yayınladıkları belgelerin orijinalliği yanında yayında önemli aksaklıklar; belgenin yarısını yayınlamamak veya bazı halde kaynak vermemek gibi eksikler var.
Atlas Tarih ise Haziran 2010’dan beri çıkıyor. Doğan Burada Yayıncılık şirketi, editör Murat Çetintaş, devamlı yazarlardan biri de bendenizim. Günlük, siyasi ve kritik konulara az giren, her sayıda belirli bir dosya etrafında makale ve yorumları oluşturan bir dergi. Ayrıca gayet hoş ve nadir gravür ve fotoğraflar ihtiva eden albümleri her sayıya ekte hediye ediyor.
Varlık gibi 80’inci yaşına hangi dergiler ulaşır, ileride görülecek
Tarih dergilerinin sayısı arttı. Muhtevalarında devamlı gelişme var ve direniyorlar. Ebedi edebiyat dergimiz Varlık gibi 80’inci yaşına hangileri ulaşır ileride görülecek. Ama tarih dergisi okuyucusu artıyor ve de üstelik sayıları sabitleşiyor. Bu sevindirici; yalnız şunu söylemem lazım. Hiçbirisinin Atlas Coğrafya’nın başarısına, uzun solukluluğuna ve özgür muhtevaya henüz ulaşmadığını belirtmek gerekir. Eğer Türkçe yeryüzünde okunan ve bilinen bir dil olsaydı, hiç şüphesiz Atlas Coğrafya kendi benzerlerinin arasında bir yıldız gibi parlardı. Tarih dergilerimizi çıkaranların bu dergiyi ihtimamla korumaları gerekir. Üsluba ve okuyucuya dikkat etmeleri de şarttır. İyi bir dergiyi eritmek bence hem çalışanların hem de okuyucuların meşgalesini kesmek demektir. Onları sükûtu hayale uğratmak demektir.
Tasvip edilir davranış değildir.