Yıl yeni ama düşünceler eski

4 Ocak 2012

Gizemli yıl 2012’ye girdik hep beraber...
Bu yıl için neler söylendi, neler yazıldı?
Senaryolar üretildi, filmleri bile yapıldı.
İnternet sitelerinden akla hayale gelmeyen yorumlarla karşılaştık.
Kimilerine göre bir sona yaklaşıyorduk.
Bazıları için de koca bir yalan, bir hiç. Her neyse...
Her yeni bir yıl, umutları da beraberinde getirir derler. Bence yıllar değişir. 2009, 2010, 2011 gibi...

Yazının Devamı

Bizi affet Serkan

28 Aralık 2011

Elimden yazmak gelmedi ama yazmalıyım. Yazmak zorundayım.
Yıllarca dilimizde tüy bitti, parmaklarımızda nasırlar oluştu. “Çözelim bu sahalardaki sağlık sorununu” dedik. Amatörün Dünyası’nda abartısız her hafta dile getirdik.
Yalvardık, yakardık. “Her sahaya donanımlı ambulans, doktor ve diğer sağlık ekipleri gönderin” dedik. Nedir bu hizmetlerin maliyeti? Kaç paradır? Komik rakamlar ortaya çıkmıştı. Devede kulak misali. Bizler söyledik, onlar dinledi. Bizler anlattık, onlar seyretti.
Kim bunlar?
Sözde futbolun ağababaları. Etiket, apolet ve kısacası unvan için görev yapanlar, ortalıklarda boy gösterip ahkam kesenler.
Aman ha kimse üstüne alınmasın. Mesajlar adresine ulaşır ve payına düşeni de alan alır.
Şimdi toplanmışlar orta sahada, topu birbirlerine atıyorlar. Verkaç... Topu taça atanlardan tut, auta çıkanlar ve ofsaytta düşenler, fellik fellik kaçıyorlar.

Yazının Devamı

Saha değil ölüm arenası

26 Aralık 2011

Maçın hakemi, güvenlik olmazsa, maçı oynatmıyor. İl merkezlerinde polis, ilçe ya da köylerde jandarma şart.
Peki ya sağlıkçı?
“Futbolun gerçek emekçilerine ne kadar değer veriliyor?” sorusunun cevabını, önceki gün yaşanan acı olayla bir kez daha gördük.
Güzelbahçe Belediyespor ile Tirespor arasında oynanan Süper Amatör Küme maçında, 22 yaşındaki Serkan Tuğal, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne 300 metrelik mesafede bulunan Balçova Spor Kompleksi’nde yaşanan olay, tüm sporseverleri darmadağın etti. Hayatının baharında bir genç, göz göre göre ölümün kucağına itildi.
* * *
Son yıllarda gençlerin, özellikle genç sporcuların kalp krizi sonucu aniden ölmeleri dikkatlerden kaçmıyor. Peki bu hayati konuda kim, ne yapıyor?
Ya da soruyu, şöyle soralım: Bu konuda kim, ne yapmakla yükümlü?

Yazının Devamı

İnandığını görenler

21 Aralık 2011

Hani derler ya hep, ben sadece gördüğüme inanırım ama iz bırakanlar, hedef yolculuğunda zirveye çıkanlar kısacası başaranlar inandığını görürler.
Bölgesel Amatör Lig’de ilk yarı bitti.
Önce dinlenme, sonra hazırlık kampı...
Şampiyonluğa giden yolculuk 22 Ocak’ta başlıyor.
Dikkat! Ektiğinizi BİÇERsiniz!
* * *
Çiğli Belediyespor: İkinci yarıya avantajlı girmenin huzuru, mutluluğu içinde sona odaklanıyorlar.

Yazının Devamı

Elde ettiğin sonuç inandığındır

14 Aralık 2011

Sonuçlar misafir gibidir. Gelirler ve giderler. Hoşgeldin ve güle güle. Her olay neden sonuç ilişkisiyle bağlantılıdır. Çünkü nedenlerimiz bilinç altındaki inanç kalıplarıdır. Yaşadıklarımız ve bilinçli kararlarımızın bir sonucu.
Oturup eller başta, kara kara düşünmek yerine neden böyle oldu sorusunu kendimize sormamız gerekmiyor mu? Neden?
Bahaneler üreterek, suçlayarak zamanımızı boşa harcamıyor muyuz?
Suçlamak gücümüzü inkar etmek değil mi?
Her şeyin sorumlusu biz ve bizim seçimlerimiz değil midir?
Sıralamadaki yerimiz bizim eserimiz değil mi?
Bence ta kendisi.

Yazının Devamı

Bağ bozumu

7 Aralık 2011


“Zafer ve felaketle karşılaş ama bu iki sahtekara da aynı şekilde davran” sözü beni etkilemiştir.
Başarılardaki kırılma noktası çoğu zaman parlak zaferlerin kazanıldığı günlerde boy gösterir.
Büyük başarılar da en son bozgunlardan sonra ortaya çıkmamış mıdır?
Başarının sonsuza dek süreceği inancı, rahatlamaya neden oluyor ve her şey toz pembe görünüyor. Kısacası bunun adı zafer sarhoşluğudur.
Sonra, “Ben yaptım oldu, en büyük benim ve güç bende” duygusuna kapılıyorlar, kendilerini dev aynasında görerek etrafındakileri küçümsemeye başlıyorlar. Kibir hali.
Sonra uçma sendromu oluşur. “Ben neymişim be abi” diyerek ayaklar yere basmaz olur, hayal aleminde dolaşır dururlar. Her an sönmeyi ve patlamayı bekleyen balonlar gibi...

Yazının Devamı

Kazananlar asla vazgeçmez

30 Kasım 2011

Kaybedilenlere üzülmeyin,
Her şeyi yitirseniz bile
Gerçek olmayan şeyler kaybedilir.
Yıkıntıların arasında ve felaketlerde bile,
Hazineler saklıdır.
Küllere bakarken, iyi bak!
Bak ki yeşermek için bekleyen

Yazının Devamı

Uyandıran rüya

23 Kasım 2011

Bir varmış bir yokmuş hayatlar sürdürüyoruz; ninnilerle uyuyor, masallarla yalanlarda yaşıyoruz.
Bizi uyandıran yönetici ve futbolcu arkadaşlarımızın vefası, yaşamını bu yolda yitiren arkadaşlarını kabri başında anmaları ve içlerindeki bitmeyen sevgi selidir. Anlamlı davranışınızın bir örnek oluşturacağı inancındayız. Teşekkürler...
Gül veren elde, gül kokusu kalırmış.
Öfkenin şiddete varan yolculuğu sahalarımızda boy göstermeye başladı. Sevgisiz, kendinle barışık olmayan, taş kalpli zavallıların kavga ile kendilerini kanıtlama çabası... Yeşil sahalarda yeriniz yok artık.
Er kişi; er meydanında rakibini değil, öfkesini yenendir.
Kazananlar ve kazanamayanlar:
-Çiğli Bld: Takım oyunu ve uyumu mükemmel. Anlayış, güven, dayanışma ve cesaret. Rüzgar gibi geçtiler.

Yazının Devamı