Kendi kendine gidebilen, pek çok teknolojik özelliğe sahip otomobiller bazen beni rahatsız ediyor. Zira kullandığım bir otomobilin benden daha akıllı olmasına tahammül edebilir miyim, bilemiyorum...
Kara Şimşek'teki "KITT"i hatırlamayan var mı? Yaşı yetmeyenler bile, eminim bir şekilde bilgi sahibi olmuştur bu "ulvi" otomobille ilgili... "Rahmetli" 1982 model Pontiac Trans Am'dan imal edilen kendine "has" bir otomobildi. Şimdilerde "yapay zeka" olarak adlandırılan teknoloji, o dönemde kendisine çoktaaannn yüklenmişti. Kendi kendine konuşur, kimi zaman alınır, ama "veli nimeti" David Hasselhoff'un sözünden de çıkmaz, kazık atmazdı! En olmadık yerlerde, Red Kit'in "Düldül"ü gibi çıkıp gelir, David abi başka işlerle meşgul olurken, o, 0'dan 100'e 2 saniyede çıkıverirdi.
Özellikle bugünlerde çok "makbule geçecek" özellikleri de vardı elbette. Zira benzininin bittiğini, yağının değişmesi gerektiğini hiç hatırlamıyorum. Mesela ekranlarda muayenesi geçmiş olarak rol kesmiş midir, hiç sorgulamadık bile. Hoş muayenesi gelse, ona da kendiliğinden gider gelirdi ya,
İhracatta yan sanayinin payının arttığını belirten OSD Başkanı Yenigün, Kovid-19 döneminde ana sanayinin Türk tedarikçilere yöneldiğini kaydederken, "Bu fırsatın kalıcı hale gelmesi için çalışmalar yapıyoruz" dedi.
Geçtiğimiz yıl çip krizinden iç pazara pek çok değişken parametreye rağmen 2021 yılını 1.3 milyon adede yaklaşan üretim ve 927 bin adetlik ihracatla kapatan Türk otomotiv endüstrisi, 30 milyar dolar dolayında da ihracat geliri elde etti. Özellikle yan sanayi ihracatında artış olduğu gözlenirken, bunun, Kovid-19 nedeniyle uzun duraklamalar yaşayan Uzakdoğulu üreticilerden dolayı tedarikini yakın coğrafyalardan yapmak isteyen ana üreticilerden kaynaklandığı belirtiliyor.
Otomotiv Sanayii Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, 2021'de otomotiv ihracatının 30 milyar dolar civarında gerçekleştiğini, bu miktarın 18 milyar dolarının ana sanayi, 12’sinin de yan sanayiden geldiğine dikkat çekti. Tedarik sanayinin bir artış kaydettiğini belirten Yenigün, "Bu da, batıdaki tedarikçiler ya da ana firmaların, Uzakdoğu’nun belli
İtalyan üretici Ferrari'nin modelleri, tüm dünyada süper spor otomobil tutkunlarının rüyasıdır. Büyük çoğunluk da, bu otomobilleri mükemmel bulur. Ancak böyle düşünmeyenler de var ve "Ferrari kalpli farklı otomobillere" milyonlar dökebilir...
Otomobille haşır neşir olan insanlara bi zahmet soruverin... Büyük çoğunluğu, önceden öğretilmiş gibi "Hayalindeki süper otomobil nedir?" sorusuna ilk olarak "Ferrari" yanıtını verecektir. Nitekim günün birinde zengin ve Ferrari sahibi olmak, pek çok otomobil tutkununun "rüyasıdır", "hülyasıdır", "dır", "dır", "dır..." Zira Ferrarilerin mükemmel olduğunu düşünenlerin oranı hayli yüksektir...
Tabii her zengin olan Ferrari alacak diye bir kural yok. Hele de birçoklarının aksine, Ferrari modellerini mükemmel bulmayabilirler. Ki öyleleri de var ve paraya kıyıp, kendileri için farklı bir Ferrari isteyen, yaptıran koleksiyonerler, zenginler biliyoruz bu dünyada... Tabii bir de "Ferrari'nin mekaniğini seveyim" deyip de, onu hayalindeki tasarımla birleştiren firmalar,
Cumhurbaşkanı kararıyla sıfır kilometre otomobillerdeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrahları yeniden düzenlenirken, 1600 cc ve altındaki araçlar için kademelendirme 5’e çıkartıldı. Bunun otomobil fiyatlarında yüzde 5-11 arası düşüş getirmesi bekleniyor
Geçen yıl ağustos ayında yapılan son matrah düzenlemesinin ardından fiyatlarda kur oynamaları ve diğer faktörlerden kaynaklı artışlar, ÖTV matrahlarında yeni bir beklenti yaratmıştı. Resmi Gazete'de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, beklenen yeni Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) matrah limitleri düzenlemesi gerçekleşmiş oldu.
Bu değişiklikle birlikte, özellikle 1600 cc ve altındaki motor hacimlerine sahip otomobillerde en düşük matrah 92 bin TL'den 120 bine yükselirken, yüzde 50 ile yüzde 80'lik bant arasına yüzde 60 ve 70'lik dilimler eklendi. Bu da bir aracın yüzde 50'lik kısımdayken, 1 TL'lik artışla yüzde 80'lik dilime girerek yüksek ÖTV'ye maruz kalmasının önüne geçmiş olacak bir anlamda.
Yani yüzde 50'lik dilimde yer alıp da,
Elektrikli araçlar konusunda devam eden teknoloji yarışının giderek sertleştiği, CES 2022 Fuarı'nda iyice anlaşıldı. Nitekim üreticiler, tanıttıkları yeni teknolojilerle adeta birbirlerine gözdağı veriyor.
Omicron varyantı nedeniyle otomotiv üreticilerinin fiziki katılımı düşük olsa da, ABD'de düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı (CES 2022), markaların teknoloji savaşına sahne oldu. Zira katılmayanlar bile, katılanlardan geri kalmamak için düzenledikleri sanal tanıtımlarla yarışta olduklarını hatırlattı.
İklim değişikliği krizi ve buna yönelik alınan kısıtlayıcı kararlar nedeniyle elektrikli araçlara geçiş hızlanırken, elektrikli araçların menzil sorunlarına çözüm bulunması ve bu tip otomobillerin tüketicilere sevdirilmesi için de teknolojik yeniliklere ağırlık verilmeye başlandı. Nitekim üreticiler, kendi farklarını, araçlarında kullandıkları teknolojiler ve donanımlarla ortaya koymaya çalışıyor. Hatta yeni teknolojilerle adeta birbirlerine "gözdağı" vermeye çalıştıklarını söylemek de mümkün.
CES 2022, tam da bu anlamda
Türkiye’nin araç yıkama alışkanlık ve tercihlerine ilişkin yapılan araştırma, sürücülerin yüzde 42’sinin aracını en az haftada bir yıkattığını ortaya koydu.
Genelde Türk insanının otomobiline düşkün olduğu hep yazılır, çizilir. Ancak bu düşkünlük, iş aracını yıkatmaya geldiğinde nasıldır pek bilmiyorduk. Türkiye’nin önde gelen 2.el araç ilan platformu "arabam.com", Türkiye’de araç sahiplerinin, araç yıkama alışkanlıkları ve tercihleriyle ilgili davranışlarını, düşüncelerini araştırmış. Aralık 2021’de 525 kişinin katılımıyla gerçekleşen bu minik araştırma, Türk sürücülerin, araçlarının temizlenmesi konusunda hassas olduğunu gösteriyor.
Araştırmada, tüketicilerin yüzde 41.9’u aracını haftada bir kez yıkadığını belirtirken, iki haftada bir yıkayanların oranı yüzde 20, ayda bir yıkayanların oranı da yüzde 30.3 çıkmış. Katılımcılara, bir oto yıkama firmasını tercih etmelerindeki en büyük etken sorulduğunda ise en çok verilen yanıt "ekibin profesyonel
Otomotiv üreticileri her yıl 100’den fazla yeni model çıkartıp teknolojiler geliştirirken, tanıtımlar yapıyor... Tüm bunları da büyük planlamalar, mühendislik çalışması ve bütçelerle gerçekleştiriyor. Ancak onlar da hata yapabiliyor ve özür diliyor işte. Ne demiş şair, hatasız kul olmaz!..
Dünya otomotiv endüstrisi gerçekten büyük bir dünya... Öyle az buz değil, ciddi üretim ve gelir rakamlarından bahsediyoruz. Ciddi bir mühendislik çalışması, teknoloji yüklemesiyle her yıl 100’den fazla yeni modele imza atıyor bu endüstri. Her bir otomotiv üreticisinin tasarım, planlama, araştırma, üretim, test, lojistik, pazarlama gibi bir dolu bölümü mevcut. Yine üreticilerin çevresinde yan sanayiciler, reklam ajanslarından tutun da, pek çok şirket bulunuyor ayrıca. Yani öyle bir sanayi ki, ‘matruşka’ benzeri yapıya sahip... Dolayısıyla da hata yapmaya oldukça uygun bir yapıdan bahsediyorum.
Benzerini bu hafta yaşanan örneklerle gördük ki, “otomotivciler de hata
Türkiye'nin otomobili için geri sayım sürerken, seri üretime yönelik hazırlıklar da tam gaz devam ediyor. Fabrikanın kaba inşaatının ocak ayında bitmesi ve Temmuz 2022'nin sonunda seri üretim araçların banttan inmesi planlanıyor
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun bünyesinde yerli otomobilin seri üretimi ve yollara çıkarılması amacıyla çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. İlk seri üretim aracını 2022 yılının son çeyreğinde üretim bandından indirmeyi planlayan Togg, bu kapsamda Gemlik'te kurulmakta olan fabrikanın bitirilmesi için
yoğun çaba harcıyor.
2 bin kişinin çalıştığı Gemlik Tesisi’nin kaba inşaatının Ocak ayında bitmesi beklenirken, boyahane ve gövde bölümlerinin hat kurulumunun yanı sıra robotik üretim entegrasyon çalışmalarına da başlandı. Üretimde kullanılacak 250 robotun 62'si fabrikaya gelmiş durumda.
Planlar aksamadı
Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, planlar dahilinde hedeflere adım adım yaklaştıklarını belirterek, "Akılla kalbi, doğu kültürüyle batı kültürünü, insanla