Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

"20. Yüzyılın en büyük arşivcisi kimdir?” diye bir sorsalar hemen Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver (1898-1986) derim. Ünver hoca 88 yıllık ömrü boyunca iki bin civarında yayına imza atmış, beş binden fazla sanat eseri üretmiş, altmış bin kadar yazma eseri incelemiş ve binlerce öğrenci yetiştirmiş bir doktor, arşivci, şair, tıp tarihçisi, sanat tarihçisi, ressam, hattat, minyatür ve tezhip sanatçısı, kısacası bir kültür sanat anıtı!

Süheyl Ünver’in ismini ilk kez 1990’ların başında Teşvikiye’de kitap satarken elime geçen 1961 tarihli “Fatih’in Çocukluk Defteri” isimli kitapta görmüştüm. Sonra nereye baksam izlerini gördüm, üniversitede arşivcilik okurken ismini çok duydum, hattat ve ebru ustası Necmeddin Okyay’ın eserlerine ve hayatına ilgim başlayınca yine ona rastladım, Kubbealtı Vakfı’na kitap almaya gittiğimde eserleriyle karşılaştım, Uğur Derman’ın tadına doyum olmayan muhteşem makalelerinde onun adı geçiyor. Böyle birinin arşivi de muazzam olmalı.

Haberin Devamı

Süheyl Ünver’in olağanüstü defterleri

Defteri ziyaret

Süheyl Ünver, arşivinin büyük kısmını sağlığında Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’ne bağışlamış. Bugün Süheyl Ünver Araştırma Merkezi’nde 895 dosya, 108 kişisel eşya, 63 tablo ve levha, tezhip örnekleri, minyatürler, kalıplar, fotoğraflar, mektuplar, dergiler, davetiyeler, gazete kupürleri, makaleler ve kitapçıkların yanında 1486 adet defter var. Çeşitli kurumlarda ve Ünver’in kızı tezhip ve minyatür ustası Gülbün Mesara’nın arşivinde bir kısmı yarım kalmış 400 kadar defter bulunuyor. Bir hayat tarzı olarak arşivciliği benimseyen hocanın tuttuğu defterler ve diğer çalışmalar artık kültür tarihimizin ayrılmaz bir parçası durumunda.

Bazen müzayedelerde nadir de olsa hocanın defterlerinden biri satışa çıkıyor, böylece özel koleksiyonlarda bir miktar defter daha bulunduğu anlaşılıyor, demek ki toplamda 2 bin civarında defter var. Müthiş bir çalışkanlık! Üstelik bir defteri bitirdikten sonra o defterle işi bitmemiş, zaman zaman “defteri ziyaret” dediği bir yöntemle, bazı defterlerin sonuna beş, on veya yirmi yıl sonra bile küçük notlar almış, arada neler olduğunu yazmış.

Haberin Devamı

“Herkesin bir mesleği, bir de meşgalesi olmalı. O meşgale bütün kültürümüzdür” diyen Süheyl Ünver bu tavrı yılmadan sürdürmüş biri. Bu sözden yola çıkarak ne zaman yeni biriyle tanışsam mesleği dışında meşgalesi nedir diye acaba düşünürüm. Ne yazık ki sohbet işte bu meşgale kısmına geldiğinde çoğunlukla tıkanır.

“Acıyın kendinize”

Bazen de bir meşgalesi olmadığı için kendimi tutamayıp yarı şaka yarı ciddi takıldığım biri çıkıyor, “Nereden başlayacağımı bilmiyorum” derse eğer; bir defter bir kalem yeter diyorum. Biraz da sanat sevgisi insanı bambaşka biri yapar. Ünver’in dediğine kulak verelim: “Bunlara heves etmem fena olmadı. Benim ruhum üzerinde işlediğinden hekimliğimin insanlık tarafına da faydalı oldu. Yani insanlığa karşı şefkat ve bağlılık hislerim arttı; sanat beni mütevazı, sessiz, mücadelesiz, bambaşka bir adam yaptı.”

Vasiyetnamesinde ise şöyle yazmış Süheyl Bey: “Beni sakın öldü sanmayın. Bütün hayatımın yaşanmış seneleri Süleymaniye Kütüphanesi’nde Türk kültür arşivimle binlerce not ve hatıra defterlerimin içinde. (…) Boş vakit geçirmeyip benim gibi her şeyi değerlendirin. İnanın ki diğer insanları bıktıracak kadar çok yaşarsınız. Boş geçen her vakit sizleri ölüme götürür. Acıyın kendinize.” 

Haberin Devamı

Haftanın kitabı: “Söz ve Yazı”

Süheyl Ünver’in olağanüstü defterleri

Louis Lavelle’in alt başlığı “Sessizlikten Çığlığa” olan eseri “Söz ve Yazı”, (Fol Kitap, 2021) Ebubekir Demir editörlüğünde, Işık Ergüden çevirisiyle yayımlanmış bir eser. Kitabın kapağını sevemedim ama sadece bölüm başlıkları bile meraklısını heyecanlandırmaya yeter; dil, ses, söz, sessizlik, yazı, okuma. Beşinci bölümde bulunan yazının zamanla olan bağına dair düşünceler ve yazının manevi dünyayı maddi dünyaya bağlayan yönlerine dair değerlendirmeler ufuk açıcı.

Haftanın kalemi: Artline 0.03

Süheyl Ünver’in olağanüstü defterleri

Daha önce 0.05 inceliğindeki bir kalemden söz etmiştim. Faber-Castell, Uni Sakura’nın 0.05 mm inceliğinde kalemleri var. Fakat daha da incesi var: 0.03! Bu sıralar Artline’ın bu aşırı ince uçlu kalemini kullanıyorum. Kalemin ucu saç teli inceliğinde. Kağıt ayırmaması da çok güzel benim gibi, kitapların satır aralarına not almak isteyenler için de ideal.