Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu sıralar sadece cumartesi günleri dersimiz var. Önceleri haftada iki gündü. Dünyanın en şanslı öğrencileri olduğumuz için, derse günün istediğimiz saatinde katılabiliyoruz. Tek bir hocamız var: Mimar Dr. M. Sinan Genim.

Sinan Genim Üniversitesi

Sinan Bey, başta mimarlık olmak üzere tarih, sanat tarihi ve edebiyat derslerine giriyor. Her hafta yeni bir sürpriz. Bir gün Hatice Sultan ile Melling Kalfa’yı, bir gün muvakkithaneleri, bir başka gün Le Corbusier’den Zaha Hadid’e uzanan mimarları ya da Forum Constantini’den geriye kalan tek yapı olan Çemberlitaş’ı anlatıyor.

Haberin Devamı

Sinan Bey, bir derste sadece “tekerrür” sözcüğünü anlatırken bir başkasını Knossos Sarayı’nın taşıyıcı sistemlerine ayırabiliyor. “Sûrnâme-i Vehbî”den Mehmed Siyah Kalem’in çizimlerine Ahmed Karahisari’den Kâmil Akdik’in hat eserlerine kadar bitmeyen bir bilgi hazinesi her cumartesi bir çiçek açıyor. Sinan Hoca, iflah olmaz bir meraklı ve birçok konuda derin bilgisi var; bilmediğini ise mutlaka araştırıp öğrenir.

En çok mimarlık derslerini seviyorum, mimarlığa olan ilgim başta Yapı dergisi olmak üzere, Arredamento, mimar.ist ve Betonart gibi mimarlık dergilerini okumak ve biriktirmekle başladı. Bu dergiler de tıpkı Sinan Hoca gibi çok yönlü oldukları için içlerinde her şey var, hat sanatıyla ilgili makaleler bile oluyor. (Ne yazık ki 1989’dan beri çıkan çok sevdiğim Arredamento yönetimi geçen ay derginin basımına ara verildiğini duyurdu, inşallah ileride yeni sayılarını görmek nasip olur.)

Ben en çok Sinan Bey’in okuma tutkusuna hayranım. 80. yaşına girdiği günlerde hız kesmeden coşkuyla okuyor ve sürekli notlar alıp öğrencileriyle paylaşıyor. Değerli hocam Sinan Genim, 14 Haziran 1945 doğumlu. Harcıâlem değil de tutkulu bir okur olarak kitap okumaya daha 6 yaşında başlamış. Eline ne geçerse okuyormuş; gazete, dergi, kitap... Zaten her gün birkaç gazete alınan bir evde büyümüş.

Zamanla okuma sevdası herkesi şaşırtacak kadar ilerlemiş. Akranlarıyla oyun oynadıktan sonra uyumak yerine bahçede veya evin bir köşesinde saatlerce kitap okumaya dalarmış. Daha ilkokul çağında kitap biriktirmeye başlamış. Bir gün Kuzguncuk İcadiye Caddesi’nde, Evro Efendi’nin bakkal dükkânında kitapların da satıldığını keşfedince başka bir dünyanın daha kapıları açılmış. Evro Efendi, ona okunmuş ya da uzun müddet satılmamış Mayk Hammer maceraları veya Çağlayan Yayınevi’nin bastığı Isaac Asimov ve Robert A. Heinlein gibi usta yazarların bilimkurgu romanlarını hediye etmiş. (Bu koleksiyon Türkiye’nin ilk bilimkurgu dizisidir.)

Haberin Devamı

Sonra Jack London, Millî Eğitim Bakanlığı klasikleri, Puşkin, Dostoyevski... Daha sonra Rabelais’in Gargantua’sı, Erasmus’un Deliliğe Methiye’si, Nizamülmülk’ün Siyasetname’si. Sonra “hayatımın en güzel kitabı” dediği Akşit Göktürk çevirisi Francis Bacon’un Denemeler’i. Sonrası müthiş bir kütüphane.

Ne mutlu ki Sinan Genim Üniversitesi’nde mezun olmak diye bir şey yok, öğrenmeye devam etmek öneriliyor. 2014’ten beri Milliyet gazetesinde yazan, şimdilerde cumartesi günleri ikinci sayfada bilgisini/tecrübesini paylaşan Dr. M. Sinan Genim ilk derslerinden/yazılarından birine şöyle başlamış: “Geçen yüzyılın eli kalem tutan insanları, hemen her konuya meraklı idiler. Yaşadıkları çevre ve şehir konusunda her duyduklarını, öğrendiklerini, başlarından geçen enteresan olayları kaleme alır, günlük veya haftalık gazete ve dergilerde yayınlar, bilgi birikimlerini geleceğe bırakmak için çaba sarf ederlerdi.”

Haberin Devamı

Işıldayan zihniyle Sinan Hoca’nın her dersi, her yazısı ömrünün bereketine işaret ediyor. Yaşadığı zamana not düşen bir mimarın, belleğimizi harflerle inşa eden bir düşünce adamının 80. yaşı kutlu olsun!

Nice yıllara, nice derslere ve yazılara…