Batı’nın vahşi yüzü

AB ikiyüzlü duruş sergiliyor...
Adalet anlayışını da keyfi sürdürmeye devam ediyor.
Çifte standart davranışını gelenek- selleştirmeyi de başaran AB, komik duruma düşüyor ama hâlâ farkına varamıyor.
9 Kasım’da yayımladığı AB İlerleme Raporu’ndaki çelişkileri yazmakla bitiremeyiz.
Gerçeklerin üzerini örten ve kendince uyduruk gerekçeler ışığında rapor düzenleyen AB, dünya kamuoyunu da yalanlarıyla etkilemeye çalışıyor...
Raporunda 15 Temmuz kanlı darbe kalkışmasına yönelik tek satır yok...
Ve AB böylesine bir kanlı günü yok farz etmiş...
Demokrasiye, millete ve ülkeye karşı yapılan bu kanlı eylemi unutup Türkiye’ye hâlâ demokrasi dersi veriyor olmasını da anlamak gerçekten çok zor...
*
“Demokrasiye, hukuk devletine karşı yapılan darbe girişiminde 246 vatandaşımız şehit olmuş, binlerce vatandaşımız yaralanmış, demokrasimizin simgesi TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere pek çok önemli kurum savaş uçakları, savaş helikopterleri, tanklar ve diğer ağır silahlarla saldırıya uğramıştır” diyen Türkiye’nin bu raporuna tek satır yer vermeyen AB’nin samimiyetine artık kim inanıyor?
Türkiye, Batı’dan kopmak istemiyor ama onun ikiyüzlü davranışından da artık yorgun düştü...
Ve her türlü pis oyunun içinde yer almasından da bıkıp usandı.
*
PKK ve Türkiye aleyhine faaliyet gösteren her örgütün arkasında Batı medeniyetinin gizli silahşörlerinin ve istihbarat kuruluşlarının çıkmasından da yoruldu...
Ve hele de son olarak FETÖ örgütüne mensup olup, ülkemizden kaçıp giden herkese kucak açmasından da...
Dalga geçer gibi bir tavır alması ve bu yönde politikalarını sürdürmesi de çirkin bir duruştur.
Devletler arası ilişkilere ve dostluğa sığmayan bu çirkin duruşa ve ikiyüzlülüğe Cumhurbaşkanı Erdoğan ve siyasi kadrolar artık itiraz ediyor...
Etmekte de çok haklılar.
Bu yüzden aralık ayı sonuna kadar AB’ye verilen süre gerçekten önemlidir. AB bu süreçte şapkasını önüne koyup çok iyi düşünmelidir.
Bir tarafın aleyhine, diğer tarafın sürekli lehine olan hiçbir şeyin uzun süre sürdürülebilir olması mümkün değildir. Bunu Türkiye’den istemeye de kimsenin hakkı yoktur.
Salı günkü yazımızda AB İlerleme Raporu’ndaki çelişkileri yazmaya devam edeceğiz...