Spotify’ın ABD’deki kullanıcıları arasında yaptığı bir araştırmaya göre müzik zevkine yeni tarzlar ve isimler eklenmesi için son yaş 33.
-
Skynet & Ebert tarafından yapılan araştırma, ergenlikten itibaren yeni tarzlara açık olan beynin, yaş ilerledikçe yeniliklere kapandığını ve özellikle de çocuk sahibi olduktan sonra repertuara yeni şarkı eklemenin oldukça zorlaştığını söylüyor.
-
Çıkan sonuçlara göre kadınlar erkeklere göre ana akım müziklere ve yeniliklere daha açık. Erkeklerin müzik zevki popülerlikten daha uzak, ama onlar da beğendikleri tarz konusunda daha tutucular.
-
Araştırmada yer alan tabloyu inceleyince şu görülüyor: 15-25 arası insanın hayatındaki en önemli dönem. Bu yaşlar arasında insanların yeni müzikler keşfetme ve dinlemeye ilgisi üst düzeyde. Sürekli yeni şeyler dinleniyor ve beğeniliyor. 24 civarında duraklama başlıyor. 33’e kadar eğer şanslı ve ilgiliyseniz bir iki yeni şeyle daha tanışıp “Aaa güzelmiş” diyorsunuz. Ama asla eskisi gibi bağlanamı-yorsunuz.
-
35 sonrası algı kapıları kapanmaya başlıyor. “En iyisini biz biliyoruz, diğerleri berbat şeyler dinliyor”a geliniyor. “Bizim zamanımızda her şey daha iyiydi”ler başlıyor.
-
Şimdi şu yukarıdaki manzaraya bakıp bunun hayatın diğer alanlarında farklı olduğunu söyleyebilir misiniz? Ben söyleyemem. Yakında seçim var. İnsanlar alıştıkları bildikleri şarkılara oy verecek. Yeni şarkılar söyleyenler gençlerin ilgisini çekecek. Bir şeyler değişecekse bu kadınlar ve gençler sayesinde olabilecek zira onlar yeniliğe daha açık. Erkekler tutucu. Bildikleri eski şarkıları duymak istiyorlar. Dönüp dolaşıp yine o şarkıları söyleyenlere oy verecekler.
Yıllar içinde şarkıcılar değişip şarkılar değişmiyorsa belki nedeni budur.
Zeki Alasya’nın cenazesi
Allah rahmet eylesin, ne yazsak ne söylesek boş. Zeki Alasya bu milletin hafızasındaki yerini almıştır, gönüllerde yaşayacaktır. Ben cenaze törenine takıldım. Zeki Alasya’nın tabutuna afiş asmışlar. Bir insanın tabutuna “Seni unutmayacağız, imza Paşalı Birol” yazılı kâğıt asmak nasıl bir kafadır? Hadi afişi astın, altına adını niye yazıyorsun? Birini son yolculuğuna uğurlarken bile illa rol çalınacak. Amigo Paşalı Birol’un mesajı Zeki Alasya’dan daha mühim. Hiç gelenekçi biri değilim ama ne cenaze kaldırmayı biliyoruz ne saygı göstermeyi. Biraz “gelenek” iyi olurdu...
Gündemin gerisinde
- Selfie çeken Şehzade heykelinin elindeki telefon kırılmış. Hatta heykel bir gün önce dikilmiş, onu da kaçırmışım. O sırada Aphex Twin’in 200 demosunu koyduğu soundcloud hesabının silinmesi hakkındaki haberi okumuş, peşi sıra Aphex Twin külliyatına dalıp gitmişim.
- Selahattin Demirtaş domuz pastırması yedi muhabbetini az önce (pazartesi saat 12:00 suları) yakaladım. Öğlen itibarıyla bütün espriler yapılmış. Konu enine boyuna tartışılmış. Ben o sırada Modalı Vitol Ailesi adlı kitapta (Osman Öndeş, Tarihçi Kitabevi) yer alan Hugh McKinley Whittall’un anılarına göz gezdiriyordum. Özellikle Birinci Dünya Savaşı döneminde İngiliz askeri olarak Gelibolu’da gördüklerini yazdığı bölüme.
- Diyanet’in arabası fakirin çenesine vurmaya devam etmiş. “Arabayı niye verdin” azarı olmuş. Konu ezilmiş bitmiş. Kaçırmışım. O sırada Blur’ün yeni albümünü dinliyordum. Dalmışım, kusuruma bakmayın...