Masa üstünden notlar

6 Kasım 2011

Madem masamızın üzerindeki albümler birikti, CD dağları güneşi kesmeye başladı, o halde buyrun her telden müziğe ve yeni çıkanlara birlikte göz atalım

“Mahzen”/ Selami Şahin
Selami Şahin yeni albümünde Mozart ile Karayip Korsanı Jack Sparrow arası bir hallere girmiş. Bir arkadaşım Beethoven dedi. Baktım gerçekten de elinde mürekkebe batmış divitiyle 9. Senfoni’yi yazmıyorsa eğer, ya ne yapıyor Selami abimiz?
Neden böyle bir kılığa girmiş? Kıyafet balosu mu var? Albümün konsepti 18’inci yüzyıl Viyana sanatına mı gönderme yapıyor acaba diye araştırdım, hiçbiri değil. Öylesine çekmişler işte biz burada geyik yapalım diye.
O değil de (bu kalıba bayılırım) Selami Şahin mesleğindeki 45’inci yılını kutladığı bu albümde 9. Senfoni’ye olmasa da bazı güzel bestelerine yeniden hayat vermiş. Caz anlayışıyla Aykut Gürel tarafından yapılan düzenlemeler şık. Gazino ortamından loş bir caz bara geçmiş, şarkıları da ortama uyarlamışlar gibi. Güzel bir albüm olmuş. Tebrikler, nice 45 yıllara...

Yazının Devamı

Kötü bir albümün düşündürdükleri

5 Kasım 2011

Metallica ve Lou Reed’in birlikte kaydettiği “Lulu” gürültü koparmaya devam ediyor. Bakın bu albüm etrafında gelişen muhabbetler bana neler düşündürdü...


Lou Reed (ortada) ve Metallica

Metallica hayranları beni öldürmek istiyor. Çoğu bana yapmak istedikleri türlü işkenceleri yazan mesajlar atıyor. Varlığıma bile karşılar. İşin kötü yanı çoğu, albümü dinlemeden yapıyor bu yorumları...”
Lou Reed geçenlerde bu açıklamayı yaptı ve pek çok müzik yayını bu sözleri manşetlerine taşıdı. Ben Reed için endişeleniyorum. Bu hayranlar bir de albümü dinleseler kimbilir ne yaparlar, herhalde
adamın evini falan bulup ateşe verirler diye korkuyorum. Reed tehlikenin farkında değil.
Metallica’cılar sanatsal açılım değil kafa sallanacak şarkı bekliyor. Çünkü sektör son 10 yılda internetin gelişmesi, korsan ve albüm satışlarının gerilemesiyle artık buna dönüştü. Ya kafa salla ya da dans et. Bunları mümkünse dört dakikalık parçalar halinde yap. Hep aynı şeyi yap. Diğer ‘şey’leriyse internetteki sitende paylaşırsın, bize onlarla gelme (Radiohead değilsen tabii).

Yazının Devamı

Bu konserlere gitmeye değer

30 Ekim 2011

Vizesi, köşede üç kuruş yol parası ve kendisine uyacak bir-iki tanıdığı olan müzikseverlere önümüzdeki aylar bakın nasıl fırsatlar sunuyorFoo Fighters

2 gece 3 gün Amsterdam: Müzeye gezmeye gitmiyoruz...” Bir ara bu tip sloganlar işe yarıyordu. Turun çok ‘cool’ olduğu vurgulanmaya çalışılıyordu. Ve satışı artırmak hedefleniyordu tabii. “Müze gezmek yaşlı işi ve çok sıkıcı. Biz eğlence mekanlarına, alışverişe ya da coffee shop’a gideceğiz” demenin farklı bir şekli...
Daha sonra alışveriş turları moda oldu. Bir grup kadın toplanıyor, uçaktan iner inmez doğru outlet’e. Şehre bile gitmeden geri dönüyor, sonra da yakınlarınıza “Hafta sonu Milano’daydım şekerim” diyordunuz. Tabii onlar sizin Milano’nun Bağcılar’ında elde torbalarla koşturduğunuzu bilmiyorlardı.
Benim size önerim, güzel bir konser izlemeye gidin yurtdışına. Bakın hâlâ biletleri tükenmemiş ama her an tükenebilecek 10 tane konser seçtim. Bayramda yurtdışına gidip her yerde tanıdık göreceğinize bekleyin, bayramdan sonra daha güzel her yer.
Explosions in the Sky
10 Kasım, Theaterfabri-Münih, 23 avro
Uçakla iki saatte oradasınız. Ucuz bilet de bulunuyor artık. Şehir biraz soğuk olur bu mevsimde ama siz

Yazının Devamı

Hani hor gördüğünüz o rock’çı genç vardı ya...

29 Ekim 2011

Uzun saçlı dediniz, siyah tişörtlü satanist dediniz, batı özentisi dediniz, dediniz de dediniz. Ama bakın o rock’çılar insanlarına yardım için nasıl bir araya geldi


Hayko Cepkin

Biliyorum, gün dayanışma günü. Önce yardım, önce acil ihtiyaçlar...
Ama ben bunu söylemeden yazmadan okuruma, onun da ötesinde rockçılara haksızlık yapmış olurum.
O insanlar ki hep aşağılandılar, uzun saçlı diye damgalandılar dalga geçildiler.
Siyah tişört giyiyor diye neredeyse lanetlendiler. Yıllar boyu ne sapıklıkları kaldı ne satanistlikleri. Vicdansızların hedefinde hep onlar vardı...

Yazının Devamı

Rihanna’nın yeni single’ını dinleyince...

23 Ekim 2011

Ana akım müziğin 2010’larda gireceği yeni yolu acaba sıradan bir pop single’ına bakarak anlayabilir miyiz? Gelin bu ‘şarkı falı’na beraber bakalım

Rihanna’nın kasımda çıkacak yeni albümünden yayımlanan single’ın adı “We Found Love”. Şu ara iyice yükselişte olan İskoç DJ Calvin Harris’in düzenlediği şarkı resmen eski usul bir elektronik dans şarkısı. Biz bu tarzı 90’lardan, 90’ların kulüplerinden çok iyi hatırlıyoruz.
O zamanlar kulüplerde bu tarz şeylerle çok dans edilirdi. Klipte de zaten Rihanna arıza sevgilisiyle arıza bir ilişki yaşıyor. Ne iş yaptığı tam anlaşılamayan bir tür narkotik/kaykaycı sevgilisiyle Rihanna durmadan sigara içiyor (muhtemelen gizli sigara reklamı bu), artık ne yapıyorlarsa gözbebekleri büyüyor ve dans etmeye başlıyorlar. Sonra gene perişan hallerde sokaklarda takılıyorlar. Şarkı “Aşkı umutsuz yerde bulduk” diyor. Doğrudur, hep öyle olur. Öylesi daha heyecanlı. İnsanoğluna rahat batar çünkü.
Benim dikkatimi başka bir şey çekti. Biz 90’lar geri dönecek diye beklerken grunge geri dönecek falan sanıyorduk. Galiba yanıldık. Sakın elektronik dans geri dönüyor olmasın?
Dergileri açıp bakıyorum sürekli David Guetta, DeadMou5 ve benzeri DJ’lerin ne

Yazının Devamı

Dağ fare doğurdu

22 Ekim 2011

Punk ve art rock’ın öncü isimlerinden Lou Reed ile heavy metal devi Metallica’nın birlikte yaptığı “Lulu” isimli albüm neye benzeyecek acaba? Bu sorunun yanıtı bu hafta verildi


Lou Reed ve Metallica’nın birlikte yaptığı albüm loureedmetalica.com adresinde ücretsiz dinlenebiliyor.

“Bilgisayarda müzik açıkken televizyonda yaşlı bir adam konuşuyor gibi bir şey.”
Metallica’nın memleketteki iyi dinleyicisi sevgili dostumuz Cenk Turanlı’nın deyimiyle durum kabaca bundan ibaret. Hadi canım dedim. Yok artık dedim. “Yapma Cenk; sen eski Metallica albümleri gibi bir şey bekliyorsun, ondan hayal kırıklığına uğradın herhalde” dedim. İnatla ve sabırla dinledim. Dönüp bazı şarkıların defalarca üzerinden geçtim. Meğer Cenk’in yorumuna katılmak için beş dakika bile yetermiş.

Yazının Devamı

20’nci yılları kutlanası 10 kült albüm

16 Ekim 2011

Nirvana 20 yaşına giren “Nevermind” albümüyle, Pearl Jam Cameron Crowe imzalı PJ20 isimli filmle gündemde. Madem öyle gelin 1991’e ışınlanalım, albümleri ay ay takip edelim, “hey gidi günler” diyelim



“Out of Time”/R.E.M., 8 Mart
“Losing My Religion” her ne kadar tarih olarak 90’lara aitse de aslında 80’lerin kafasıdır. R.E.M.’i geniş kitlelere tanıtan bu şarkının bulunduğu “Out of Time” için de hep farklı cümleler kurulmuştur. Bence anılara imza atan en şahane şarkılarından bazıları bu albümde.

Yazının Devamı

Bağlanacak mıyız, bağlanmayacak mıyız Mazhar abi?

15 Ekim 2011

MFÖ’nün yeni albümü “Ve MFÖ” sonunda masamdaki yerini aldı. Bir haftadır dinliyorum, ara ara notlar alıyorum. Her şey tamam ama şu meseleyi çözemedik gitti


Mazhar Alanson böyledir. Bir âşık ol der, bir olma. Bir pervane misali ateşe yanar, bir yalnızlık ömür boyu der, hepimizi depresyonlara gark eder. Kafamızı karıştırır durur. Bu albümde de aynısını yapmış. Aşk meşk dediğinizde kimse güvende değil yani aslında. Mazhar Alanson herhalde bunu anlatmaya çalışıyor.
Önce “Hep Yaşın 19” isimli şarkıyı duyduk bu albümden. Ne diyor yazar?
“Ne güzel şeysin sen, hep yaşın 19 / Gel yanıma sar beni, bugün var yarın yokuz.”
Vay be diyoruz. Ne güzel. Hakikaten bugün var yarın yokuz; nedir yani, neden bütün bu pozlar, nazlar? Ne bekliyorsun? Ne arıyorsun? Ne bu tripler hayat boyu?

Yazının Devamı