Yılın ve gelecek yılın en önemli konserleri açıklanmaya başladı. Pek yakında bilet almak için hesaplar başlayacak. Peki hangi konsere nasıl hazırlanmalı. Bir iki öneri...
F*cked Up, 22 Kasım, Babylon
Punk sevenleri hayli hareketli itiş kakışlı bir gece bekliyor. Şu ara memlekette gidip görebileceğiniz en çılgın gecelerden biri olabilir. Kanadalı grubun ilk albümü “Hidden World”ü öneririm. F*cked Up’ın solisti kendine has bir adam. Şişmanlığı ve sahnede çıplaklığıyla da meşhur. Kendine güven diyelim ya da anti-kahraman diyelim, heyecanla bekleyelim.
Sting, 26 Kasım, Ataköy Atletizm Arena
Bu konsere hazırlanmak için aslında yapılabilecek şey çok basit. Sting’in “The Best of 25 Years” isimli derleme albümünü alın ve baştan sona dinlemeye başlayın. Yaşınız tutuyorsa evdeki eski The Police plaklarını piyasaya çıkarın ya da önünüze çıkan ilk plakçıya girip ikinci elini satın alın. En fazla bulunan plaklar The Police plaklarıdır. “Aman çok seyrettik” diye düşünüyordum ama galiba Sting iyi bir performans sergileyecek. Her zaman seyredilir.
Depeche Mode, 7 Mayıs, Küçükçiftlik Park
Hazırlanması zor bir konser zira Depeche Mode yeni albümünü Mayıs’ta çıkaracak. Türkiye’de de turnenin ilk konserlerinden birini verecekler. O zamana kadar hayranları eski şarkıları tekrardan dinleyerek idare edecek. Benim önerim
çok eskilere gitmeyin. Son iki albüme yoğunlaşın. Sahnede yakın tarihli şeyler çalacaklar gibi bir his var içimde...
Roger Waters, 3 Ağustos 2013
Daha çooook var biliyorum ama Pink Floyd külliyatı da derin ve dinlemesi zaman alır. Konu “The Wall” olduğundan önce filmi yeniden izlemek, ardından albümü baştan sona sindirmek lazım. Ve elbette “The Roger Waters The Wall Live DVD”yi izlemek şart. Bol şans. Hayatınızın tecrübelerinden biri olacak bu konser. Biletler çıkar çıkmaz davranın, Madonna konserinde olduğu gibi Viagogo’nun kazık fiyatlarıyla baş başa kalmayın derim.
Bunları biliyor muydunuz?
* Bruce Springsteen’in Türkiye’ye geleceğinden neredeyse kesinmiş gibi bahsedilmesine rağmen aslında bunun pek yüksek bir olasılık olmadığını, zira sponsor istemeyen sanatçının şartlarının bir organizatör için hayli zorlu olduğunu;
* 2013’te İstanbul’un yeni bir indie festivali olabileceğini, bu festivalin headliner’ının Mumford & Sons olma ihtimalinin yüksek olduğunu;
* Pek yakında İKSV Salon’un sevdiğimiz bir ekibi İstanbul’a getirmek suretiyle büyük bir sürpriz yapabileceğini;
* Paraguay’dan yayın yapan Britnoise isimli radyonun çoğu İngiliz radyosundan iyi yayın yaptığını ve şahane çaldığını (britnoise.net)
biliyor muydunuz?
CUMARTESİ ALBÜMÜ
“Gemini” Wild Nothing
Madem 28 Mart’ta Wild Nothing Babylon’da konser verecek, hazırlıklar şimdiden başlasın. Wild Nothing yani Jack Tatum yıl içinde “Nocturne” isimli albümüyle çok popüler oldu, aynı adlı şarkı her yerde çalıyor şu anda. Ben size ABD’li indie müzisyenin önceki albümünden bahsedeyim: “Gemini”. 2010 çıkışlı albümde “Summer Holiday”, “Live in Dreams” hemen dikkatinizi çekecek. 80’lerden su üstüne çıkmamış bir grubun hiç bilinmeyen albümü gibi. Pale Fountains gibi eski gruplarla, Drums gibi yeni ve hip isimlerle de akraba sanki. “Chinatown” bu albümün tanınmış şarkısı. Ben “Summer Holiday”le başlamanızı öneriyorum. Sonrası kendiliğinden gelir.