Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Festivaller bitti, herkes tatile çıktı, şehir boşaldı ama konser sezonu daha bitmedi. Gelecek haftalarda gidilip görülebilecek bir sürü konser sırada

Feist / 25 Ağustos, Küçükçiftlik Park
Kanadalı indie-folk şarkıcısı ve bestecisi Leslie Feist aslında Broken Social Scene ve Kings of Convenience gibi Türkiye’de de belli bir kitlesi olan ekiplerle yaptığı çalışmalarıyla bilindi. Ancak solo kariyeri onu hayli büyük bir başarıya taşıdı. Feist’ın dördüncü solo albümü “Metals” bu yılın en başarılı çalışmaları arasında gösteriliyor ve herhalde kariyerinin de en başarılı albümü oldu. Feist Türkiye’ye ilk kez geliyor, kaçırmak istemezsiniz.

Haberin Devamı


Red Hot Chili Peppers / 8 Eylül, Santralistanbul
Bu konser hakkında yazılacak bir şey var mı emin değilim. Zaten biletler de neredeyse tükendi. Benden tavsiye, tanıdık bulur gireriz abi yapmayın ve işinizi sağlama alın. Bana hep sorulan önemli bir soruyu yanıtlayayım, konser mekanı değişmeyecek. Yer Santralistanbul. Zira 35 bin insan İstanbul’da başka yere sığmaz. Konserde ne mi göreceğiz? Vasat çalan bir grup, ama hepsine ezbere eşlik edeceğimiz şahane şarkılar. Yani çok eğlenceli olacağını söyleyebilirim.


Stevie Wonder / 14 Eylül, Küçükçiftlik Park
Kendisi funk ve soul’un hali hazırda en büyük ismi. Daha önce Türkiye’ye geldi mi? Hayır. Bu konsere gitmek için bu bile yeterli. Tabii Wonder’ın 60’lar ve 70’lerdeki inanlmaz kariyeri yanında 80’lerde “I Just Called To Say I Love You” ile yeni kuşaklara açılma dönemi de vardı (bkz. Stevie Wonder’ın 80’lerde işlediği müzik suçları). Nitekim şimdi hepsi nostalji. Ben o gece “Superstition” da çalsa, “Part-Time Lover” da çalsa eğlenirim kendi çapımda köşede. Not: İkisini ve fazlasını çalacak.


Eksen On Fair / 15 Eylül, Küçükçiftlik Park
Aslında konser değil bir günlük mini festival. The Stranglers, Bombay Bicycle Club (BBC), Space toplam üç grup çalıyor. Belle & Sebastian DJ set olacak. London Guns ekibi de DJ’lik yapacak. Kim derseniz onlar, Libertines davulcusu Gary Powell ile Babyshambles davulcusu Adam Ficek. Eylül ayının nadide etkinliklerinden biri. Gün içinde plak satılan stantların olacağını da öğrendim, pek sevindim. BBC şu ara çok gözde bir ekip ve pek çok festivalde de yer alıyorlar. Onları bu en iyi zamanlarında izlemek bir şans.

Haberin Devamı


Leonard Cohen / 19 Eylül, Ülker Sports Arena
2009’daki konseri kaçıranlar bu defa boş geçmesin. Leonard Cohen o zamandan bu zamana arada bir albüm daha yaptı. “Old Ideas” Ocak ayında piyasaya çıktı ve çok olumlu eleştiriler aldı. Cohen şu anda bu albümün turnesinde. Ben açıkçası Ülker Sports Arena’daki bu konserin atmosferini çok merak ediyorum. Bakalım Açıkhava’daki ortam orada da olacak mı? Cohen’in setlist’i ağırlıklı olarak klasik şarkılarından oluşuyor.


Dead Can Dance / 19 Eylül Harbiye Cemil Topuzlu
New age, world, gotik nasıl tanımlasam bilemedim. Dead Can Dance kendine has bir grup. Uzun kariyerleri boyunca kendilerine has bir kitle edindiler. 1996’dan bu yana suskunlardı. Geçenlerde yayımlanan “Anastasis” 16 yıl sonra gelen ilk stüdyo albümleri. Şimdilik iyi eleştiriler aldığını görüyorum. Harbiye’de enteresan bir atmosfer yaratacakları kesin. Cohen ile aynı gün olması zor bir seçim yaptıracak müziksevere...

Haberin Devamı

Beirut / 21 Eylül, Kuruçeşme Arena
Gelecekte otel olması planlanan Kuruçeşme’de yine sezonun sürpriz konserlerinden biri yer alıyor; Beirut. Gönül elbette bir açıkhava festivalinde çimlerin üzerinde izlemek isterdi Beirut’u ama şikayetçi de değiliz. Balkan müziği ve pop ilgi alanınıza giriyorsa kaçırmayın. Beirut, Amerikalı Zach Condon’ın dünya müziğini indie bir anlayışla yorumladığı proje. Bu ilk konserleri olacak. İlk sefer her zaman en heyecanlısı.

Geri dönmesinden korktuğum beş şey

* 90’ların Türk popçuları: Şu ara çok fazla yerli 90’lar muhabbeti dönüyor. Mustafa Sandal albüm yaptı, Ferda Anıl Yarkın falan televizyona çıkmaya başladı. Tedirginim.

* Vatka: Yüksek bel, şalvar pantolon, göbeği açıkta bırakan tişört, lakost, espadril, Sebago’lar Lumberjack’ler... 80’lerin her şeyi döndü bir o kaldı. Korkuyorum.

* Sabun köpüğü diziler: Dallas yeniden çekiliyor ya. Köle İsaura, Mariana (Zenginler de Ağlar), Yalan Rüzgarı ve türevleri sırada olabilir. Düşünceliyim.

* Üzerinde isim yazan altından künye bilezik:Bir iki yerde gördüm. Düşüncelere gark oldum.

* Kaset: CD bitti, mp3 çağı, plağın yükselişi derken her an kaset dinleyen espadrilli, fötr şapkalı adamlar ya da kemik gözlüklü kadınlar görebiliriz. Bekliyorum.

Bunları biliyor muydunuz?
* The Libertines’in iki üyesi, bir dönem Kate Moss’la takıldığından magazinin gözdesi olan Pete Doherty ile gitarist Carl Barat’ın yeni şarkılar yazmaya başladığını;

* Muse’un “Yoksa modaya uyup dubstepçi mi oldular” diyenleri haklı çıkaracak nitelikte “Unsustainable” adında bir dubstep şarkısı yaptığını (fakat hiç fena olmadığını);

* Rolling Stone’un son sayısında “Office” ve “Parcs and Recreation” dizilerinden tanıdığımız Rashida Jones’u Hollywood’un en cool kadını seçtiğini (Rashida Jones’un efsane müzik adamı, Michael Jackson’ın “Off the Wall” ve “Thriller” albümlerinin prodüktörü Quincy Jones’un kızı olduğunu);

* 2001’de bir uçak kazasında hayatını kaybeden ve bugün yaşasa mutemelen Rihanna kadar başarı kazanma yolunda olan R&B ve hip hop şarkıcısı Aaliyah’nın yayımlanmamış 16 şarkısından oluşan bir albümün yolda olduğunu; biliyor muydunuz?