Başbakan, ‘oy verirmiş vermezmiş dinlemeyeceğiz. Kaçak binaların tümünü yıkacağız’ dedi ya..
Milleti aldı bir telaş..
İstanbul’un yarısı kaçak..
Yüzde 50’ye yakınının inşaat izni yokmuş.. İzinsiz yapılmış.. Yüzde 70’inin de oturma izni yokmuş..
Mesela Sultanbeyli..
Koskoca ilçe kaçak.. Kaçak ilçe olur mu diyeceksiniz ama oluyor işte! Oraları orman arazisiydi, üzerine kaçak inşaatlar yapıldı.. Sonunda ilçe yapıldı..
Şimdi oralara 2B deniyor..
Orman vasfını kaybetmiş arazi.. Hükümet bu arazileri satmaya hazırlanıyordu.. Üzerlerinde koca koca apartmanlar var.. Sahiplerine hisseli satışlar yapılacaktı..
Demek ki artık satılmayacak..
Çünkü alayı kaçak!
Alayı izinsiz yapıldı, nasıl yapıldıkları da belli değil..
Hükümet, bir yandan kaçak binalarla mücadele ederken, kentsel dönüşüm planları yaparken öte yandan da bu kaçak yapıları, oraları zamanında işgal edenlere satmaz herhalde..
Sayıları da az buz değil..
Türkiye çapında 22 bin 254 hektarlık alan üzerinde yerleşim yerleri bulunuyor.. Üzerinde evler, köyler, beldeler, ilçeler var..
Antalya başı çekiyor..
Mersin, Ankara, İzmir, Sakarya, İstanbul kaçak yapıların en yoğun olduğu yerler..
*
Belediye başkanına göre İstanbul’un deprem riskinden kurtulması için 17 milyar dolar gerekiyormuş..
Demek ki 11 yıldır toplanan paralar bu iş için harcansa İstanbul çoktan rahat nefes almıştı..
İstanbul için tehlike kalmamıştı..
17 milyar dolar harcamazsak depremin verdiği zarar 100 milyar dolar olacakmış..
30 yıl, 40 yıl sonra olsun diye dua etmekten başka çare yok..
*
2B’lerin üzerindeki yapılar çok önemli..
Hiçbiri denetlenmedi.. Belediyeler göz yumdu, müteahhitler, kalfalar kafalarına göre yaptı..
Şimdi ne olacağı önemli..
Bakalım, hükümet ne yapacak? Hepsini yıkacağım dese koca bir ilçeyi yıkması gerekir..
İstanbul’un işi zor!
UNESCO’ya 80 milyon doları biz verelim
Filistin davasına en çok hizmet edenlerin başında Başbakan Erdoğan geliyor..
Uluslararası her toplantıda Filistin’in devlet olarak tanınması gerektiğini söylüyor..
Söylemekle de kalmıyor.. Birleşmiş Milletler’de çaba harcıyor..
Resmen kulis yapıyor, öteki ülkeleri ikna etmeye çalışıyor..
Daha geçen hafta Filistin ödülü verildi.. Çabaları nedeniyle verilen ‘Mükemmeliyet ve Yaratıcılık Uluslararası Ödülü’nü Erdoğan adına büyükelçimiz aldı..
Filistin, tanıyın diye BM Güvenlik Konseyi’ne başvurdu..
ABD istemediği için bekletiliyor..
*
Önceki gün çok önemli bir gelişme oldu..
BM Bilim Eğitim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Filistin’in üyelik başvurusunu kabul etti..
Önemi şurada..
UNESCO’ya devletler üye olabiliyor..
Yani Filistin devlet olarak tanınmış oldu.. Oylamaya katılan 173 üyeden 107’si evet oyu vermiş.. 52’si çekimser kalmış.. Sadece 14’ü hayır demiş..
Demek ki Filistin’in başvurusu BM Genel Kurulu’na gelebilirse benzer bir sonuç çıkacak..
*
ABD karşı dedik ya..
Bu karara çok kızmışlar.. UNESCO’ya verdikleri yıllık 80 milyon dolarlık kaynağı iptal etmişler.. Ceza kesmişler yani..
Madem böyle UNESCO’ya 80 milyon doları biz verelim..
Müthiş bir jest olmaz mı?
ABD’ye de parayla tehdit edemezsin demiş oluruz..
Libya’daki direnişçilere elden bir hamlede 300 milyon dolar vermedik mi?
Filistin için de 80 milyon dolar verelim..
Uğur Dündar’ı çok ararız
Televizyon gazeteciliğine 1993 yılında geçtim.. 2006 yılında bıraktım..
İşin içine girince daha yakından gördüm..
Uğur Dündar en güvenilen isimlerin başında gelir.. Eskiden de böyleydi şimdi de böyle..
Çizgisini hiç değiştirmedi..
Zaten sunduğu haber bültenlerinin hep birinci olmasının nedeni buydu..
Güven..
Yaptığı programlar da (mesela Arena) bu sebeple çok izlendi.. Siyasetçiler de, liderler de tartışma programları için onu bu sebeple seçti..
Güven..
Televizyon dünyası Uğur Dündar’ı çok arar demem bundandır..
Şunu da bilirim, Uğur abi ‘buraya kadar’ demez.. Yakında yine ekranda görürüz..
İnşallah..
