Beşiktaş gerçi istediğini son dakikada olsa aldı, ama bu kadar korkak futbola ne demeli... Tel Aviv, Beşiktaş’ın yarı gücünde bile değil.
Ancak üçte bir gücünde denilebilir.
Beşiktaş kendi alanından çıksa, rakibinin üzerine gitse, ağır fark olacak. Çıkmadı, rakibinin üzerine gitmedi..
* * *
Beşiktaş’ın sahaya Trabzon maçındaki kadroyla aynı taktikle aynı futbol anlayışıyla çıktığını görünce şaşırdım. Trabzon maçında amaç rakibi durdurmak, yormak sonra üstüne gidip gol aramaktı..
Maccabi, Trabzon değil ki...
Bir takım her maçta aynı taktikle oynarsa rakibe göre değişiklik yapmazsa yapamazsa, biri çıkar teknik direktöre ne gerek var diye sorar.
Lafa bir bu eksikti diyerek başlayalım.. Veya bunu da görmek varmış diye girelim..
Olayın geçtiği yer İzmit..
Bir grup öğrenci Malatya’da kurulacak füze kalkanını protesto gösterisi düzenlemiş..
Polis müdahale etmiş..
17 genç gözaltına alınmış..
Üç gün sonra, 5’i kız 11 lise öğrencisi Sabri Yalım Demokrasi Parkı’nda toplanmış.. Baskılar bizi yıldıramaz diye pankart açmışlar..
Arkadaşlarının gözaltına alınmasını protesto etmek istemişler ama edememişler!..
Önce.. Başbakanımıza geçmiş olsun, Allah uzun ömür versin..
Sonra..
Sağlık Bakanı, lütfen istifa eder misiniz?
Niye mi?
Kendi koyduğunuz kuralı, (dayattığınız kuralı desek daha doğru olur da) kendiniz çiğnediğiniz için..
Deldiğiniz için..
Hiçe saydığınız için!
Mısır’da halk sandık başına gitti.. Seçim kurulu yanlışlık yapılmasını önlemek için her partiye her adaya rastgele bir sembol vermiş..
Adayların isminin yanında futbol topu, fotoğraf makinesi, şişe, sandalye, musluk, şemsiye gibi semboller yerleştirilmiş..
Komik bi durum gibi duruyor ama değil..
Şundan değil, ülkenin yarısından fazlası okuma yazma bilmiyor..
Sembollere bakarak tercih yapacaklar!
Derim ki; bu manzaradan demokrasi çıkmaz..
Ama iktidar çıkar..
Yıllardır söylenir, demokrasimizin asıl sorunu; milletvekilinin sırtını seçmene değil parti genel merkezine dayamasıdır denir..
Genel başkanına..
Bugünün değil, çok uzun yılların meselesidir.. Cumhuriyet kurulduğundan beri, çok partili yaşama geçtiğimizden beri böyledir..
Zaman zaman gevşemeler olsa da, ön seçim yöntemiyle sırtını liderine dayamayan vekiller gelse de genel kural budur..
Böyle gelmiştir, böyle gitmektedir..
*
Televizyon tartışmalarında espri olsun diye sorulur.. Herhangi bir mesele olsa, milletvekili lideriyle, partisiyle seçmeni arasında sıkışsa kimi tercih eder?
Hemen Beşiktaş ilk maçını mı kazandı da bu başlığı attın demeyin. Evet, evet bence ilk maçını kazandı.
Yanlış anlamayın, Beşiktaş kazanıyordu, Carvalhal ilk maçını kazandı diyorum.
Niye mi?
Trabzon maçında, ‘Ben teknik direktörüm’ dedi de ondan... Kurduğu oyun planını sonuna kadar harfiyle uygulattı, planı da mükemmel çıktı da ondan...
Neydi o?
Maç Beşiktaş- Galatasaray maçının kopyası gibi başladı.. İki takım da hızlı girdi, sonra ne yapıyoruz dediler, onuncu dakikadan sonra kontrollü oyuna geçtiler.
Aman gol yemeyelim.
Başbakan Yardımcısı geçen hafta Bursa’daydı.. Yerel basınla sohbet ederken laf Köşk’e gelmiş..
Demiş ki; günü geldiğinde sivil cumhurbaşkanlığı adayları için oy kullanacağız. Sayın Erdoğan cumhurbaşkanlığını yerden göğe hak ediyor..
Madem laf Köşk seçimine gelmiş, Arınç’a birkaç sorum var..
Dilerim yanıt verir..
Verir de..
Bu ülkede kalem oynatan biri olarak hem benim hem de benim üzerimden vatandaşların da, ülkeyi idare etmeye çalışan kadroların da bir şeylerden haberi olur..
Başlıyorum..
Son satırda yazacağımı ilk satırda yazayım.. Beğendin mi diye soracaksınız?
Evet..
Gidelim mi diyeceksiniz?
Gidin, kaçırmayın..
Yalnız da gitmeyin, çocuğunuzla gidin, torununuzla gidin.. Türkiye’nin konuşulmayan bu gerçeğini onlar da görsün..
*
Fazla ayrıntıya girmeyeceğim, filme gideceklere saygısızlık olur.. Kısaca şöyle söyleyeyim..