Yıl 1977.. Lise son sınıftayım.. Beş altı arkadaş atladık otobüse, doğru Ayvalık.. Benim tek başıma çıktığım ilk tatildi..
Ne yol biliriz ne yordam.. Cepteki para zaten kısıtlı.. Gündüz Sarımsaklı’da denize girdik, akşam yemeği, biraz sağa sola takılmaca, dolanmaca derken geceyi bulduk.
Eee nerede kalacağız?
Pansiyon gibi bir yere gittik.. Adam terasta yer var dedi; ucuz!..
Olsun dedik, teras meras.. Bütün gün denizle boğuşmuşuz, yorgunluktan ölüyoruz..
Yattık..
Kentlerin yüzü değişiyor.. Modern binalar yükseliyor, hayal bile edilemeyecek tesisler açılıyor ama!
Her biri dünya kenti olacak ama!
Ama bi şey eksik kalıyor..
O eksik nedeniyle ne yapılırsa yapılsın cazibe merkezi olamıyor..
Kayseri’de bu duyguyu yaşadım.. Kent 15 yılda yeniden yapılmış.. Dört dörtlük modern bir kent olmuş..
İlk kez 1995 seçimleri nedeniyle Kayseri’ye gitmiştim.. Show TV’deydim.. Cumhuriyet Meydanı’ndan yayın yaptık, Cumhurbaşkanı Gül o zaman milletvekili adayıydı, canlı yayına çıkmıştı..
O Kayseri nerede..
Meydanlar neyi konuşmuyor? Yeni Anayasa’nın nasıl olacağı.. Neleri getireceği..
Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi?
Kürtlerin ‘demokratik özerklik’ başlıklı federasyon talepleri..
İki başbakan istemeleri..
*
Meydanlar neleri konuşuyor?
Aile sigortasını..
Bu da olmaz, bu da söylenmez, ne alakası var dediğimiz her şey bu seçimde oluyor..
Siyasiler akıllarına geleni söylüyor, eteklerinde taş bırakmıyor, tüm kozlarını oynuyor..
Gerçi demokrasi böyle bir şey ama!..
Seçim dediğin bizde hep böyle olmuştur ama!..
Bu seferki diğerlerinden sert geçiyor, keskin oluyor..
Ne dediler; bu seçim bildiğiniz seçim değil..
Haydi hayırlısı..
İki kaset vardı, iki kasetimiz daha oldu.. Belli profesyonel bir iş, seçim öncesi kullanılmak üzere hazırlanmış..
Üstüne konuşulsun, geyiği yapılsın, MHP yıpratılsın diye planlanmış..
Dillere malzeme olsun istenmiş..
Oldu da..
Bu (kaset kastedilerek) ortaya çıkarıldıktan sonra... İmaları yapıldı..
Bu özel değil, bu genel, bu genel ahlaksızlık denildi..
Hatta bu işi ilahiyatçılara bırakalım önerisi bile geldi..
Son günlerin konusu bu.. Meydanların, televizyonların, köşe yazarlarının..
Eline satır alan siyasetçiyi doğramaya kalkıyor..
Ahlak dersi vermeye çalışıyor..
Bu mevzuu siyasetçiler arasında sürse amenna.. Bazı gazeteler de, köşe yazarları da siyasetçilere ayar çekmeye kalktı..
Peki, ayar çekmeye çalışan ne dedi?
Cumhuriyet Halt Partisi..
Adam yazısına başlık attı.. Köşe yazısı bu.. Boru değil!..AKP Grup Başkan Vekili üzerine atladı..
Bayrampaşa’da ilerliyoruz.. Bir binanın önünde kalabalık var.. Yaklaştık, binanın altındaki dükkânda dev bir tabela asılı..
AK Parti Seçim İrtibat Bürosu..
Kılıçdaroğlu otobüsü durdurdu, aşağıya indi, herkesin elini sıkarak AK Parti’nin seçim bürosuna girdi..
Hayırlı olsun dedi.. Başarılar diledi..
Çok şıktı, çok güzeldi..
AKP’liler de bu jesti karşılıksız bırakmadı.. Kılıçdaroğlu’nu, bangır bangır CHP şarkıları yükselen otobüsü el sallayarak uğurladılar..
Onların hareketi de çok şıktı, çok güzeldi..
Her seçim böyledir denilecektir, doğrudur.. Seçim döneminde ağızlar biraz bozulur..
Ama bu kez meydanlar daha sert, sözler daha keskin..
Nedeni de belli..
Bu seçim farklı seçim..
Bu sebeple partiler çıtayı yükseğe koydu.. Hedefi büyüttü.. Hedef büyüyünce de ortalık sertleşti..
Tek tek bakalım..
*