Cumhurbaşkanı ‘Adalet, insanlığın ezelden beri, yemek gibi, barınma gibi ihtiyaç duyduğu kavramdır’ dedi..
Doğru.. Doğru da Cumhurbaşkanı’nın başında olduğu devlet o ihtiyacı karşılıyor mu?
Temel soru bu..
Veya 2013 yılındaki en büyük sorunlarımızdan biri..
*
Mahkemeler öyle kararlar veriyor ki; yargıya olan güven her geçen gün azalıyor.. Adalete olan ihtiyaç giderek artıyor..
Çoğu karar vicdanları rahatsız ediyor..
Eskiden şöyle denirdi; önce ekmek.. İnsanların karnı açsa, özgürlük olsa ne olur, adalet olsa ne yazar.. Vız gelir tırıs gider..
Bu söz eski dünyaya ait..
Yeni dünya önce özgürlük ve adalet diyor..
*
Sadece Balyoz gibi büyük davalardan söz etmeyeceğim.. O davadan verilen karar vicdanları rahatsız etti.. Geniş kitleler haksızlık yapıldığına inanıyor..
Sadece bu dava da değil ki.. Bizim ufak tefek diye baktığımız ama insanların hayatına karartan davaların tümü demeyeceğim ama çoğunluğunda böyle..
Hele siyasi davalar!..
Ben söylemiyorum, bu işin uzmanları söylüyor.. Polis fezleke yazıyor.. Bir bakıyorsunuz o fezleke iddianame olmuş..
Savcının rolü nerde?
Daha bitmedi, mahkeme sonuçlanıyor; fezleke gerekçeli karar olarak karşımıza çıkıyor..
Hâkimin hakemliği nerede?
*
Eskiden polisin elinden kurtulup savcı karşısına çıkan oh çekerdi.. Şimdi çekemiyor.. Eskiden mahkemeye çıkan hâkimlerin adaletine sığınırdı, şimdi sığınamıyor..
Düzeltmesi gereken kim?
‘Adalet, yemek içmek gibi ihtiyaçtır’ diyen Cumhurbaşkanı’nın temsil ettiği devlet.. Cumhurbaşkanı’nın Çankaya’dan indikten sonra başına geçmeyi düşündüğü veya başına geçmesi arzulanan iktidar partisi.. Bu konuda en küçük bir çaba var mı?
Yok..
2013 Türkiye’sinde adaleti mumla arar hale gelmek acı..
Rabia işaretini anlamadım gitti
Başbakan çok sık kullanıyor.. Eliyle dört işareti yapıyor.. Van gezisinde de söylemiş..
‘Yanlış gidişe Rabia işaretiyle dur diyelim. Bizim gençlerimizin kanı üzerine hesap yapanlara hep beraber dur diyelim’ dedi..
Niye Rabia işareti yapmamız gerektiğini anlamadım..
*
Rabia işareti dört demek, dördüncü demek.. Darbeye karşı duranlar Rabiatül Adeviyye meydanında toplanmıştı.. Rabia işareti oradan geliyor..
Hem meydanı simgeliyor, Nasır, Sedat, Mübarek’ten sonra yönetime el koyan Sisi yönetimi işaret ediyor.. Darbeye karşı duruşu anlatıyor..
Ayrıca buram buram Müslüman Kardeşler kokuyor..
Biz niye Rabia işareti yapalım ki!..
Kılıçdaroğlu’nun kılavuzu doğruymuş
2.5 yıl kadar oluyor.. CHP lideri ‘Van denizi’ deyince Başbakan anında devreye girdi..
Kendince gol attığını düşünerek..
‘Kılavuzunuz doğru olmayınca gölü deniz zannedersiniz’ demişti.. Kılıçdaroğlu da anında yanıtı vermişti..
‘Vanlılar Van Gölü’ne Van denizi derler, senin haberin yoksa ben ne yapayım.’
*
Bu polemik unutuldu gitti.. Başbakan hafta sonu Van’daydı.. Bakın ne dedi:
‘Varsın haritada göl denilsin. Biz ona sizlerin dediği gibi Van denizi diyoruz.’
Çıkan sonuç şu..
Kılıçdaroğlu’nun kılavuzu doğru..
Yeni sınav sistemi başlamadan çöktü
Liselere giriş siyasilerin elinde oyuncak oldu.. Milli Eğitim’in başına gelen her bakan kendine göre bir sistem icat etti..
Bir iki yıl sonra yanlışlığı ortaya çıktı..
O bakan gitti, yerine yenisi geldi; külliyen değiştirdi..
Son Milli Eğitim Bakanı da yeni bir sistem getirdi.. Kısaca şöyle; altı dersten ilk ve ikinci yarı bakanlık kontrolünde sınav yapılacak..
Çıkan sonuç, yüzde 70 oranında etki edecek.. Okul not ortalaması yüzde 30 oranında..
*
Türk ve yabancı okullar bu sistemi kabul etmedi.. Etmediler ama çaresizler.. Sınavla öğrenci alma hakkı verilmiyor.. Yani bir okul çıkıp da ‘sınav yapacağım, şu puanı alan kapıdan girer’ diyemiyor..
Peki, ne olacak?
Dedikleri şu.. Altı değil üç dersin sınavını dikkate alırız.. Okul not ortalamasının da yüzde 30 oranında etki etmesini kabul etmeyiz..
Niye?
Notlar hormonlu!..
Sistem başlamadan çöktü demem bundan..
*
Bu filmi biz daha öncede gördük.. SBS denen bir sistem getirilmişti.. Üç yıl sınav yapılacak, içine okul notu ile öğretmen kanaat notu da katılarak harmanlanacak..
Liseye giriş puanı çıkacak..
Yabancı okullar kabul etmedi.. Bakanlığa güvenmiyoruz, öğretmenlerin adil olduğuna inanmıyoruz dediler..
Bakanlık da Robert Kolej’e, Alman Lisesi’ne ‘Güvenmiyorsan, kapıya vur kilidi çek git’ diyemedi.. Türk özel okullarda yabancı okulların arkasına sığınınca sistem çöktü..
SBS iflas etti..
Bu da aynısı olacak..
