Bu meselenin üzerinde ısrarla duruyorum.. Çünkü meselenin bu boyutunu dillendiren, soran yok.. Aslında zurnanın zırt dediği yer burası..
Üniversite seçme sınavı..
Bir öğrencinin hangi üniversitenin hangi fakültesine gideceğine nasıl karar verilecek?
Milli Eğitim Bakanı dün ayaküstü basın toplantısı yaptı.. Bildik şeyleri tekrarladı.. Dershanelerin bir kısmı özel okula dönüşecekmiş, bir kısmı açık lise olacakmış, kalanı etüt merkezi olarak kalacakmış..
Mış mış mış..
Belli ki; karar çoktan verilmiş..
Dershaneler kapanacak.. İktidar sözcüleri ‘kapanmayacak dönüştürülecek’ ifadesini kullanarak yasakçı pozisyondan kurtulmak istiyorlar ama dönüşünce zaten kapanmış olacak..
Sonra ne olacak?
Üniversiteye giriş yöntemi de değişecek mi?
Bakan basın toplantısı yaptı, her şey soruldu bu soru sorulmadı.. Muhalefet de sormuyor..
Sorsalar Bakan’ın cevap vereceğini zannetmiyorum.. Çünkü kendisi de bilmiyor!..
Bilmediğini bir süre önce açıkladı.. TÜBİTAK, YÖK falan üzerinde çalışıyormuş..
Seneye oldu bitti olacağı aşikar!.
(Olasılıkları dün yazdım, ilgilenen bakabilir..)
*
Medya desen başka havada.. Cemaate yakın olanlar ‘canımız yanıyor, şamar bize indiriliyor’ diye feryat ediyor..
İktidara yakın olanlar, ‘yaptığınız kardeşlik hukuku açısından fevkalade yanlış’ uyarısıyla ortalığı yatıştırmaya çalışıyor..
‘Sevgi ve sempati vazosunu kırmayın’ diyerek yangını söndürme gayretiyle kalem oynatıyorlar..
*
Cuma günü itibarıyla hal budur..
Koalisyon hükümeti iyi mi kötü mü?
Uzun süredir koalisyonların kötü olduğuna, bir ülke için felaket olduğuna yönelik kampanya var..
2002’den beri..
‘Tek parti hükümeti istikrardır’ sloganı beyinlere işlendikçe işlendi..
Bana göre tam tersi.. Uzlaşılarak kurulan, gerçek hedefler belirlenerek oluşturulan koalisyon hükümetleri daha yararlıdır..
Toplumun farklı düşünen kesimlerine hitap eder.. Farklı taleplere yanıt vermesini zorunlu kılar..
*
Almanya’da seçim yapıldı.. Merkel tek başına iktidar olamadı.. Döndü dolaştı sosyal demokratlarla koalisyona gitmek zorunda kaldı..
Bakın ne oldu.. 2000 yılından beri Almanya’da 18 yaşına gelen Türklere mektup gidiyor.. 23 yaşına kadar ya Alman vatandaşlığını seç ya Türk vatandaşlığını deniliyor..
23 yaşına gelen de birini seçiyordu..
Başbakan Erdoğan karşı çıkmıştı, çifte vatandaşlık istemişti, Merkel dinlememişti.. Sandıktan koalisyon çıkınca dinlemek zorunda kaldı..
Daha da ötesi çifte vatandaşlığı kabul etti..
Çünkü sosyal demokratlar bastırdı, koalisyon şartı yaptı..
*
Sorum şu; koalisyonlar iyi mi kötü mü?
Merkel tek başına iktidar olsaydı Almanya’daki Türkleri rahatlatan bu karar alınır mıydı?
Asla!..
Kamer Genç ayıp etti..
Japonya Büyükelçiliği’nin resepsiyonuna gitmiş.. Bakmış Emine Erdoğan kürsüde konuşma yapıyor..
‘Sen hangi sıfatla konuşuyorsun’ diye bağırmış..
Üstüne vazife mi?
Biri de çıkar hangi sıfatla soruyorsun der..
Başbakan’ın eşi sıfatıyla konuşamaz mı? Sonra zorla kürsüye çıkmış değil ki.. Davet edilmese, Japonya Büyükelçisi konuşma yapmasını istemese orada olmazdı zaten..
Genç’in tavrı çirkin oldu..
*
Dinlemek istemiyorsan, salondan çıkarsın, konuşma bitince dönersin.. Veya dönmezsin.. Japonların iç işlerine karışmak haddine değil..
Yeni anayasa nasıl suya düştü?
Yeni anayasa yazılamadı.. Zaten bu işi iyi bilenler başından söylemişlerdi.. Bu Meclis yeni anayasa yapamaz demişlerdi.. Bu iş için özel meclis oluşturulmasını istemişlerdi..
Kurucu meclis gibi..
Görev süresi anayasa yazımı ile sınırlı.. Partilerden bağımsız..
*
Bu Meclis yeni anayasa neden yapamadı sorusuna gelince.. Komisyon siyasi beklentilere açıktı, bu sebeple yapamadı.. Partilerin talepleri öne geçti..
İktidar ‘başkanlık’ sistemini getirince tıkandı kaldı.. Türkiye için hangi sistem yararlıdır tartışması yerine kim ne istiyor, tartışmasına döndü..
Partililik ön plana geçti.. Yeni anayasa suya düştü..