Özeti 4+4+4 olan sistem üzerine çok yazıldı çizildi.. ‘Tersine 28 Şubat’ olduğu genel kanı..
İlk hedef; İmam Hatipleri canlandırmak..
Yeni sistemle İmam Hatip meslek eğitimi veren okul olmaktan çıkarılıyor.. Din eğitimi veren ‘orta öğretim’ kurumu haline getiriliyor..
Yasanın amaçlarından biri bu..
Daha ulvi (!) amaçlar da var..
Dördüncü yol..
Dört yılı bitiren öğrenci ya ikinci kademeye devam edecek, ya İmam Hatip’e gidecek ya da meslek lisesini tercih edecek..
İlk üç yol bunlardı..
Dördüncüsü evde eğitim.. Açıköğretim!..
Bundan amaç ne?
Şuymuş.. Bundan böyle, 4. sınıftan itibaren öğrenciler hem Kuran kursuna hem açıköğretime aynı anda devam edebilecekmiş.. (Star gazetesi 26 Şubat)
Kuran kursuna gidip, gelecek, geri kalan zamanında evde oturacak..
Evde eğitime takılacak..
Televizyondan eğitime yani.. Açıköğretim dedikleri bu..
*
Şu ortaya çıkıyor..
Demek ki; bir çocuğun hem okula hem de Kuran kursuna gitmesi mümkün olmuyor..
Demek ki; ne zaman yetiyor ne de 9 yaşındaki çocuğun ikisini almaya gücü..
Çocuğun birinden birini tercih etmesi lazım..
Ya Kuran kursuna ağırlık verecek ya da okula..
*
Milli Eğitim Bakanı tercihini Kuran kursundan yana kullandı.. ‘Okula gitme kursa git’ yasasını getirdi..
Meselenin özeti bu.. Evde eğitim falan hikâye..
Herkesin lise diploması olacak diye bir yığın palavra sıkıyorlar..
Biri dört yıllık temel eğitimden sonra 8 yıl daha her gün okula gidecek.. Dersten derse koşacak, ödev yapacak, belli bir disipline girecek..
Öteki, televizyonu canı isterse açacak, anlatılanları dinleyerek bir şeyler öğrenecek.. Sekizinci yılın sonunda ikisi de eşit olacak..
Dokuz yaşındaki çocuk lise diploması almak için sekiz yıl boyunca televizyonun karşısında mı oturacak?
Akla mantığa sığıyor mu?
Böyle eğitim sistemi olur mu?
Bakan hepimizi kandırıyor..
Kandırmıyorsa, evde oturan çocuğun okula gidenlerle nasıl aynı eğitimi alacağını izah etsin..
*
Şunu da biliyorum.. Bu yazıya yüzlerce tepki gelecek.. Bakan dahil bu işi destekleyenler; ‘sen çocukların Kuran öğrenmesine karşı mısın, dini öğrenmesinler mi, dindar olmasınlar mı’ diye duygu sömürüsü, din sömürüsü yapacak..
Yapsınlar..
Mesele bu değil..
(Not: Gelen tepkiler üzerine Bakanlık önemli bir karar aldı. Dördüncü yıldan sonra evde eğitimden vazgeçiliyor. Açık öğretimin sekizinci yıldan sonra başlaması düşünülüyor.)
Kurultay yapmak iyi bir şeydir
CHP’yle kafa bulmak adına ‘kurultaylar partisi’ deniyor ya.. Kötü bir şeymiş gibi.. Tabii ki sadece çekişme için yapılırsa.. Birbirinin altını oymak, yer tutmak için yapılırsa kötü.. Görüş alışverişi için yapılırsa..
Örgütün, tabanın sesini dinlemek için yapılırsa..
Farklı fikirleri konuşmak adına..
Güzel olur, yararlı olur..
CHP’nin son kurultayı böyle oldu.. Saymadım ama onlarca kişi kürsüye çıktı, fikrini söyledi..
Sadece genel başkanın konuştuğu, herkesin dinlediği kurultay olmadı..
Kurultay gibi kurultay oldu..
*
Kılıçdaroğlu kurultaydan önce mi daha güçlüydü, şimdi mi daha güçlü?
Şimdi..
Yönünü, rotasını, söylemini dün mü daha rahat çizebilirdi bugün mü?
Bugün..
O halde kurultay yapmak iyi bir şeydir.. Parti yönetimlerine can verir, kan verir, enerji verir, çalışma isteği verir..
Gerçek kurultaylar partisi AKP’dir
İki ayda bir, hatta bazen ayda bir kurultay yapan başka parti var mı?.
AKP’nin dışında yok..
Hemen bu da nereden çıktı demeyin..
Genişletilmiş il başkanları toplantısı ne?
Küçültülmüş kurultay.. Mini kurultay..
O toplantılarda fikir alışverişi yapılmıyor mu, örgütün sesi dinlenmiyor mu, iller sorununu aktarmıyor mu, bazı meseleler yüz yüze görüşülmüyor mu?
Evetse..
Bunun adı kurultaydır.. Kurultayın manası budur..
AKP bu işi şahane yapıyor..
Örgütüyle teması hiç kesmiyor, il başkanları diyor, genişletilmiş il başkanları diyor, hanımlar toplantısı diyor, gençler buluşması diyor, milletvekilleri kampı diyor..
Sürekli küçültülmüş kurultaylar yapıyor..
Kitlesini dinamik tutuyor..
En iyi çalışan örgüt AKP örgütüyse bu sayede değil mi?
Yüzde 50 alması..
Kılıçdaroğlu tartıya 2014’te çıkar
Bu konuya girmek istemiyordum.. Kehanette bulunmak gibi geliyor..
O kadar çok soruldu ki..
Televizyonda, yolda, telefonda, elektronik postada..
Anladım ki kaçamayacağım.. Anladım ki geçiştiremeyeceğim.. Anladım ki yazmak farz oldu..
Soru malum; CHP’de ne olur?
*
Cevabım net; 2014 yılında yapılacak çifte seçime kadar.. Cumhurbaşkanı seçimiyle belediyeler seçimini kastediyorum.. (Büyük olasılıkla ikisi aynı anda yapılacak)
Kılıçdaroğlu ve ekibi kalır.. Bu avansı pazar günkü kurultay verdi..
Parti politikasını da adayları da bu ekip belirler..
Cumhurbaşkanı seçimini ayrı tutuyorum, yerel seçimde tepe taklak durumu olursa hiçbiri kalmaz..
İyi sonuç çıkarsa da kimse tutamaz..
Migros’ta bu yapılırsa!
Migrosların içinde balıkçılar var.. Geçen hafta gittim, aaa lüfer var..
55 lira..
Balıkların üzerinde lüfer yazıyor ama baktım balıklar lüfer değil..
Bunlar lüfer değil dedim, balıkçı ‘haklısın abi sarıkanat’ dedi.. Dedim ki o zaman üzerine neden lüfer yazdın..
Kem küm..
Sattığı balık sarıkanat da değildi.. Çinekop..
Hani yeme yedirme ki lüferi görebilelim diye kampanya yapılan balık var ya o.. Boyları taş çatlasa 17-18 santimdi..
Almadım tabii..
Sokak balıkçıları satıyor, engellenemiyor ama Migros gibi devlerin izin vermemesi gerekir.
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025