Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Öyle kolay değil, sorunca Başbakan pat diye cevap vermiyor..
Sorunca bakanlar da cevap vermiyor..
Belediye başkanları da genel müdürler de..
Zor sorulara cevap olmak kolay değil..
Başbakan, yazmadan önce bana sorun, bakanıma sorun, işin aslını astarını söyleyelim ona göre yazın diyor ya..
Kazın ayağı öyle değil..
Bu mesleğe yıllarımızı verdik, biliriz ki; siyasetçiler işlerine gelen soruya cevap verirler işlerine gelmeyeni duymazdan gelirler..
Yazarsanız görmezden gelirler..
*
Memlekette daha soru-cevap kültürü gelişmedi.. Bırakın bizi sizi, bakanlar, milletvekillerinin sorularına bile cevap vermiyor..
Verse bile, bir yıl sonra, bir buçuk, iki yıl sonra veriyor.. O zamana kadar mevzu da ölüyor..
Aslında soru önergesi müessesesi var ama hakkıyla çalışmıyor.. Meclis’te yüzlerce soru önergesi cevap bekliyor..
Bakanların keyfini bekliyor..
*
Demek istediğim şu; soruya cevap olmak kolay değildir..
Başbakan’ın önceki günkü sözlerinden cesaret alarak sorumuzu soralım..
Gerçi dün sorduk ama bugün bir kez daha soralım..
Türkiye’de nükleer silah var mı?
Nükleer başlıklı füze falan..
Varsa bu füze kimin malıdır?
NATO’nun mu, ABD’nin mi?
Kimin?
*
Başbakan ‘Wikileaks belgelerini gelin önce bize sorun doğru cevabı verelim, dedikodulara itibar etmeyin’ diyor ya..
O maksatla soruyorum..
Türkiye’de Nükleer füze var mı yok mu?

Haberin Devamı

Polisse dava vahim..
Sincan Hâkimi Kaçmaz’ın başına gelenleri biliyorsunuz.. Gece yarısı gelen kimliği belirsiz bir ihbarla, ‘uyuşturucu ve fuhuş operasyonu’ adı altında 40 polis tarafından kaldığı otel odası basıldı..
Didik didik arandı; meğer ihbar asılsızmış!..
Baskının görüntüleri internet sitesinde Cihan Haber Ajansı mahreciyle yayınlanınca dün sormuştum; Cihan, baskını nasıl haber almış, yoksa her otelde bir kameramanı mı var!.
Yazıyı okuyan gazeteci arkadaşlar saf olma dediler; polis kamerasıdır..
Arkadaşlar o halde durum daha da vahim dedim..
Daha da ürkütücü, korkutucu..
Başına geldiğini düşünün.. Hakkınızda faili meçhul bir ihbar yapılıyor, polis ihbarı değerlendiriyor, ileride tartışma konusu olmasın, şaibeli nokta kalmasın, her şey açık ve net olsun diye kameraya çekiyor..
Belge olsun, kanıt olsun diye..
Sonra ihbar asılsız çıksa da görüntüleri yayınlasın diye birilerine veriyor.. İhbar doğru çıksa, büyük bir çete çökertilse anlarım..
Asılsız ihbarın görüntülerinin haber ajansında işi ne?
Kime ne faydası var!
Veya kim neyi amaçladı.. Korkutucu demem bundandır..
Not: İçleri Bakanı bir cevap verir herhalde..

Haberin Devamı

Bir milyon çocuk daha da iflah olmaz
Yaşları daha 12 ama beş ayda üçüncü bombayı yediler..
Milli Eğitim Bakanı, haziran ayında SBS denilen ucube sistemi yerden yere vurdu ve çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor, sosyal hayatları bitti, dershanelerin esiri oldular dedi..
Rezalete son verdi..
Ama dedi bu yıl altıncı sınıfta sınava girenler aynen devam edecek..
Yapma etme dedik.. Siz artık öldünüz muamelesi yapmayın, zokayı yuttunuz, yapılacak bir şey yok demeyin..
Az buz değil bir milyon öğrenci..
Neyse, çocuklar öfleye pöfleye, son kurban olduklarını bile bile çalışmaya başladılar..
İlk bombayı yemişlerdi bir kere.. Hevesleri bitmişti..
*
Danıştay eşitlik ilkesine aykırı diye iki ay önce sınavı durdurdu..
Çocuklar oley çekti..
Test kitapları rafa kalktı, dershaneye gitme çilesi bitti.. Çocuklar çocukluklarına ve okullarına geri döndü..
İkinci bomba da bu..
*
Dün üçüncü bomba geldi..
Bakanlığın itirazı üzerine Danıştay yeniden sınavı koydu..
Duydum; çocuklar toplu halde oha çekti..
Haklılar yazboz tahtası mı bu...
*
Niye mi iflah olmazlar dedim..
Şundan; 12 yaşında bunları yaşayan çocuk artık kime güvenir? Kime inanır? Kimin ipiyle kuyuya iner?
Hukuk mukuk demeyin, anlatamazsınız!..