Söz doğru.. Söz altına imza atılacak nitelikte.. O söz ne? Önce ona bakalım..
Başbakan; ‘Ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa ben istemiyorum olmayacak tavrı da o kadar yanlıştır, faşizandır’ dedi..
Gelelim soruya..
İktidar bu ilkeyi harfiyen uyguluyor mu? Bu sözü düstur almış mı?
Evet demek zor..
Meselenin kaynağı da bu zaten.. Toplumun karşı duruşu, eylemlerin, protestoların sebebi..
Yine mi Gezi diyeceksiniz ama ‘ben iktidarım, istediğimi yaparım’ tavrının ayyuka çıktığı yer orası..
Başbakan üçüncü köprünün temel atma töreninde çevrecilere; ‘siz ne yaparsanız yapın biz karar verdik o kışlayı yapacağız’ demeseydi..
O sözü emir kabul eden belediye zabıtalarını, valilik de polisini yollamasaydı.. Sabah beşte baskın yapmasalardı..
Türkiye’yi sarsan, iktidarı dehşete düşüren olaylar olur muydu?
Taksim’de yapılan; Başbakan’ın ‘ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa’ sözüyle çelişiyor mu çelişmiyor mu?
*
Gelelim eğitime.. Meclis’te verilen önergelerle yapılan köklü değişikliğe.. Bırakın konuşmayı, tartışmayı, toplumu hazırlamayı.. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dahi haberi olmadan eğitim sistemi altüst edildi..
Hiçbir hazırlık olmadan..
Hiçbir ön çalışması yapılmadan..
Kervan yolda düzülür misali..
4+4+4’ün yanlışlığını bir kenara koydum.. Beş yaşındaki çocuklar okullu yapıldı..
Sonuç; kelimenin tam anlamıyla fiyasko!..
Fiyasko sözü aslında hafif kalır.. Bakanlık da aynı görüşte ki bu yıl okula başlama yaşını esnetti..
Eee..
Hadi, gelin bu uygulamayı Başbakan’ın ‘ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa’ sözünün bir yerine oturtun..
*
Başka örnek.. Milli Eğitim Bakanı SBS denilen sistemi kaldırdıklarını, yıl içi sınav yapacaklarını açıkladı.. Paldır küldür.. Hemen uygulamaya koydu.. Sonucun ne olacağını Bakan dahil kimse bilmiyor..
Eğitimciler hazır mı?
Değil..
Çocuklar hazır mı?
Değil..
Veliler bilgilendirildi mi?
Yoo..
Ben yaptım oldu anlayışının başka bir örneği..
Yapılan doğrudur, yanlıştır demiyorum.. Ne olduğunu, nasıl uygulanacağını bilmiyoruz ki, doğru veya yanlış diyelim..
Gelin bu kararı da Başbakan’ın ‘ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa’ sözünün bir yerine oturtun..
Oturmuyor..
Çelişiyor..
*
Bir sürü örnek verebilirim.. Mesela dershaneleri kapatma kararı.. Üniversite sınavı kalktı mı? Yarış bitti mi?
Hayır.. Zaten dört beş tane elle tutulur üniversite var.. Gerisi kandırmaca fakülteler.. Çocuklar kendilerini okumuş hissetsin diye açılan bölümler.. Lise kalitesinde..
Bu başka mesele ama adı sanı bilinmeyen fakültelere girmek için bile yarış var..
Liseler gençleri o zorlu yarışa, o hayati sınava hazırlıyor mu?
Yoo..
O zaman..
Demek ki ne kadar karşı çıksak da, sakat bulsak da dershaneler hayatın gerçeği.. Kapatmak; ‘ben yaparım olur’ anlayışının en son örneği..
*
İktidar şöyle düşünüyor.. Sandıktan çıktığıma göre dört yıl boyunca ne istersem onu yaparım.. Bu benim hakkım..
Seçim vaatlerim arasında olsa da, hükümet programımda yer almasa da yaparım..
Karşı çıkan olursa..
İktidarın tepkisi şu oluyor..
‘Ben istemiyorum yapmayacaksın demek demokratik, özgürlükçü, başkasının haklarına saygılı bir tavır değil, baskıcı, otoriter, bencil ve faşizan bir tavırdır..’
Ben istemiyorum yapmayacaksın anlayışının açılımı buysa, ben yaparım olur anlayışının açılımı ne?
*
İktidar şunu istiyor; kayıtsız şartsız itaat edin!.. Etmeyen, karşı çıkan, protesto eden, gösteri yürüyüşü yapan; baskıcıdır, otoriterdir, bencildir, faşizandır..
Bu yaklaşımın adını da koyalım...
Türkiye’ye özgü demokrasi..
*
Söz dönüp dolaşıp yine o ünlü yaklaşıma geliyor..
‘Sandık her şeydir..’
‘Sandık her şey değildir..’
İyi pazarlar..
