İktidar partisinin dört milletvekili bugün Meclis’e türbanlarıyla gelecek..
Üç-dört gündür neredeyse gündem bu..
Köşk’te verilen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun temel konularından biri de bu olmuş.. Cumhurbaşkanı’na bile sorulmuş; İç Tüzük’te bir engel yok. Siyasetin bileceği iş demiş..
Peki siyaset nasıl bakıyor?
MHP destekliyor.. BDP karışmıyor..
Geriye CHP kalıyor?
CHP doğru bulmuyor, İç Tüzük’e aykırı buluyor..
Peki ne yapacak?
Üç gündür süren tartışmalar bu eksende dönüyor.. CHP sert tepki gösterecek mi, mesela kürsü işgali gibi yönteme başvuracak mı?
Hayır.. CHP liderliği bu konuda çok doğru bir karar aldı..
Özeti şu; tuzağa düşmeyelim..
CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle demiş; ‘Bu bir tuzak, bu bir oyun. AKP bizim sert tepki göstererek gerilimi tırmandırmamızı bekliyor.. Meydanlarda bunu kullanmak istiyor.. AKP’nin eline bu kozu vermemeliyiz.’
*
Şunu kabul etmeliyiz ki, türban hâlâ meydanlarda önemli bir koz.. İktidar partisi girdiği her seçimde bu kozu çok iyi kullandı..
Başbakan eylül ayının son günü demokratikleşme adını verdiği bir paket açıkladı..
Paketin temeli neydi? Özü..
Türban..
Kamuda türbanın serbest olması..
*
Meseleye şöyle de bakalım.. Türban ilkokullara girdi mi?
Girdi.. Öğretmenler derslere türbanla giriyor..
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gördük.. Adana’da izci kıyafetiyle geçit törenine katılan ilkokullu kızların bir kısmı türbanlıydı..
Kamuya demiyorum, ilkokula bile girmişse Meclis’e giriyor diye gürültü çıkarmak tuzağa düşmektir..
Oyuna gelmektir..
*
Türban meselesi bu şekilde bitmiş mi olacak, Türkiye’nin gündeminden tümden çıkacak mı?
Hayır.. Çıkarmazlar..
İktidar partisi ilk seçimde yine türban vurgusu yapacak.. Kamuya da biz soktuk, öğretmenlere biz izin verdik diyecekler..
Yetmeyecek, bir süre sonra..
Ortaokula, ilkokula giden kızlarımız da taksın ne var bunda denilecek..
Yetmeyecek..
Hakimlere de, savcılara da yasak kalksın istenecek..
Sıra polise, askere de gelecek..
Bitirilmeyecek..
O kumaş oy getiriyor..
*
Ortam buysa, türban hâlâ siyasetin önemli aracıysa, CHP’nin kararı doğrudur..
Denetim yoksa demokrasi sakattır
Demokrasinin olmazsa olmazı, yürütmenin yasama tarafından denetlenmesidir.. Bütçeyi yürütme hazırlıyor ama yasama görüşüyor, tartışıyor, onaylıyor..
Onayladığı bütçenin nasıl harcandığını da denetlemesi birinci koşul..
Ama Meclis son iki yıldır yerine getirmiyor..
Geçen yıl Sayıştay Meclis’e rapor gönderemedi.. Meclis, Sayıştay denetiminin sonucunu görmeden bütçeyi görüştü..
Bu yıl durum daha da vahim..
Sayıştay doğru dürüst rapor bile yazamaz halde.. Kamu kuruluşları hesaplarını göstermiyorlarmış, bilgi vermiyorlarmış, soruları yanıtsız bırakıyorlarmış..
Sayıştay devre dışı bırakılırsa yasama görevini nasıl yapacak?
*
İleri demokrasiye geçtikçe normal demokrasilerde olanları bile kaybediyoruz..
Denetimsiz, sorgusuz sualsiz bir yönetim şekli kabul ettirilmeye çalışılıyor..
Hırsızlar seçime mi girecek?
Kamuoyu yoklamaları yapan SONAR adlı kuruluşun bürosu soyulmuş..
Hırsız veya hırsızlar bilgisayarları falan ellememiş.. Hard diskleri söküp almışlar..
Peki içinde ne varmış?
CHP ve MHP adaylarıyla ilgili bilgiler.. Araştırmalar, kamuoyu yoklamaları..
Hırsız, bu bilgileri ne yapar ki.. Herhalde seçime katılacak ki ucuz yoldan son durumu öğrenmek istemiş..
Rakiplerin durumu nasıl diye görmek istemiş..
Başka ne olabilir ki!..