Mesele karmaşık gibi duruyor ama değil.. Basit..
Belki de Ankara Baro Başkanı Prof. Dr. Metin Fevzioğlu ‘hocalık’ deneyimiyle tane tane anlattığı için kolayca anladım..
Size de kısaca aktarayım..
Fevzioğlu’na göre, Anayasa’nın 145. maddesi devletin zirvesinin başına bela olmaya aday..
Kimlerin mi?
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, Meclis Başkanı’nın, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanlarının, Genelkurmay Başkanı’nın, kuvvet komutanlarının.. Liste uzun hepsini saymayayım.. Anayasa’nın 148. maddesinde adı geçen kim varsa onların..
Niye mi?
Şundan..
148. madde bu kişilerin Yüce Divan’da yargılanmalarını öngörüyor..
145. madde ise..
Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür hükmünü getiriyor..
Şimdi..
Eski Genelkurmay Başkanı’nın 148. maddeye göre nerede yargılanması gerekir? Kim tarafından sorgulanması gerekir?
Yüce Divan’da yargılanması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından sorgulanması gerekir..
Kim sorguladı?
Özel Yetkili Savcı..
Kim tutukladı?
Özel Yetkili Nöbetçi Hâkim..
Neye dayanarak?
‘Terör örgütü kurmak ve yönetmekle’ suçlandığına göre; Anayasa’nın 145. maddesindeki devletin güvenliğine diye başlayan cümleye dayanarak..
Yani..
145. maddeye özel bir hüküm yüklenmiş oldu.. Anayasa’nın öteki maddelerinin üzerinde mütalaa edildi..
Demek ki devletin güvenliği dedin mi akan sular duracak.. ‘Dokunulmazlık’ gibi, ‘sorumsuzluk’ gibi ‘Yüce Divan’da yargılanır şartı gibi’ maddeler hükmünü kaybedecek..
*
Peki devletin güvenliği ne demek?
Çok muallak, çok geniş bi kavram.. Hele anayasal düzenin işleyişine karşı suç kavramı var ki içine her şey girer..
Hangi suç iddiasını koyarsanız kaldırır..
Mesela, milli menfaatlere aykırı dersiniz..
Mesela, devletin birliğini bozmak, zedelemek dersiniz..
Yani ileride iyi niyetli olmayan bir özel yetkili savcı herkesi..
Başbakanı da, Bakanları da, Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini de, Yargıtay başsavcısını da bir kulp bulup bu maddeye dayanarak sorgulayabilir mi?
Sorgular..
Aynı düşüncede olan hâkim de tutuklar mı?
Tutuklar..
Olur mu ya demeyin..
Olma imkânı var..
12 Eylül referandumuyla yapılan değişiklik bu imkânı tanıdı..
‘Andıç davası’nda Başbuğ çıkmazı
Genelkurmay Başkanı’nın da ‘Andıç Davası’na dahil edilmesi işleri biraz çıkmaza soktu gibime geliyor..
Arapsaçı durumu var..
Niye mi?
Başbuğ’un itirazını değerlendiren mahkeme tutukluluğun devam kararı verirse..
Hem, bir yerde ‘terörist’ damgasını onaylamış olacak.. Terörist iddiasına katılmış olacak..
Hem de Anayasa’nın 145. maddesinin gücünü ilan edecek..
*
Mahkeme tahliye kararı verirse de acayip bi durum ortaya çıkacak.. Komutan tutuksuz, komutanın adamları, komutanın emrindekiler tutuklu yargılanacak..
Hoş bi durum değil, hukuki bi durum hiç değil..
Onların da tutuksuz yargılanmaları gündeme gelecek..
Hak olacak..
*
Mahkeme eski Genelkurmay Başkanı’dır, Anayasa’ya göre Yüce Divan’da yargılanması gerekir derse işler yine karışacak..
Başbuğ, başka mahkemede, öteki komutanlar başka mahkemede yargılanamayacağına göre ‘Andıç davası’ mecbur Yüce Divan’a taşınacak..
*
Düşünüyorum da..
Emri Başbuğ verdi diyen, arz ettik diyen, Başbuğ’u işaret eden öteki komutanlar bu durumu planladılar mı ne!
Kılıçdaroğlu’nu dinledik darısı Bahçeli’nin başına
Meclis TV’nin yayın alanı daraltıldığından, şov yapıyorlar diye liderlerin grup konuşmaları akıştan çıkartıldığından, yerine futbol maçları konulduğundan beri..
Muhalefeti hakkıyla dinleyemiyorduk, izleyemiyorduk..
Bütün haber kanalları Başbakan’ın konuşmasının tamamını canlı veriyor, iş muhalefete gelince araya başka konular, haberler, konuklar falan giriyordu..
Kanallar, Bahçeli ile Demirtaş’ın konuşmasına bağlanmıyordu bile..
CHP grubuna ise en fazla 10 dakika.. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının hangi bölümüne gelirse..
*
Tabii ki haber kanallarının liderleri saatlerce verme zorunluluğu yok.. Konuşmaların hayati yerlerini vermeleri yeterli..
Peki başından sonuna kadar, nüansları yakalayarak dinlemek isteyenler ne yapacak?
Eskiden Meclis TV vardı..
Şimdi yapılacak bi şey yok..
*
Dün bi ilke imza atıldı..
Hakkında fezleke verilen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tamamı canlı yayında ekranlara yansıdı..
Kimi yayına girdi çıktı, kimi araya reklam sıkıştırdı, kimi kesintisiz ilerledi..
Sonunda bir ilk gerçekleşti..
Darısı Bahçeli ile Demirtaş’ın başına..