Mesele, dinleme meselesi değil.. Başsavcının, ağır ceza hâkiminin bile dinlenmesi, izlenmesi, takibe alınma meselesi de değil..
Mesele rejim meselesidir.. İdarenin yargıyı denetim altına almak istemesidir.. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasıdır..
Kendimizi hiç yormayalım.. Bunun adı demokrasi değildir..
Eveleyip gevelemeyelim, gelin rejimin adını koyalım..
*
Neden böyle düşündüğümü anlatayım..
Adalet Bakanlığı’nda teftiş kurulu var.. Kurul doğrudan bakana bağlı çalışıyor.. Müfettişler bakan adına soruşturma yapıyor..
2007 yılında yapılan değişiklikle müfettişlere daha fazla yetki verildi.. Savcı gibi davranıp mahkemeden karar çıkartıyorlar..
*
Bakan emir veriyor, müfettiş bir yargı mensubu için soruşturma başlatıyor.. Dinletmesi, izletmesi lazım.. Mahkemeden karar çıkartıyor, işlem başlıyor..
Dikkat! Bütün bunlar siyasi otoritenin kararıyla oluyor..
Soruşturmayı sürdüren müfettiş idarenin adamı..
Dinleyen, izleyen polis de idarenin adamı.. Biri Adalet öteki İçişleri Bakanlığı’na bağlı..
*
Diyecekler ki arada hâkim kararı var.. Bağımsız yargı ‘by pass’ edilmemiş..
Bunun cevabını HSYK Başkan Vekili Özbek verdi.. Dedi ki; ‘Hâkimlerin, müfettişlerin taleplerini geri çevirmede birtakım sıkıntılar yarattığı izlenimini her zaman duyuyoruz.’
Bu sözün tercümesi şu..
Bakan adına hareket eden müfettişin talebini hangi hâkim geri çevirir..
Hangi hâkim dinleme kararını imzalamaz..
Hangi hâkim müfettişe direnir..
*
Bu manzaraya bakınca siyasi otorite müfettişler kanalıyla yargıyı kontrol altında tutmak istiyor dersek ileri bir yorum yapmış olmayız değil mi?
*
Rejim meselesine gelince..
Yürütme yasamayı yuttu.. Yürütmenin aşırı güçlenmesi, yürütmenin başının tek adam olması yasamayı yürütmenin rotasına soktu..
Yürütme, soruşturmalarla, dinlemelerle, izlemelerle yargıyı yutarsa ne olacak?
Kuvvetler ayrılığının iki ayağı düşecek.. Yürütme tek güç olarak kalacak.. Yürütmenin başı bütün erklere hâkim olacak..
Rejimin adını siz koyun!
Demokratik otoriterizm dönemi..
Sürekli demokratikleşmeden söz ediliyor.. Tek çare olarak sunuluyor..
Kürt meselesi diyorsunuz.. Çözüm daha fazla demokrasi diyorlar..
Alevilerin sorunları?
Daha fazla demokrasiyle mümkün..
Hükümet temsilcilerinin konuşmaları da demokratikleşmeyle başlıyor demokratikleşmeyle bitiyor..
Hepsi demokrasi şampiyonu..
Fakat durum tam tersi..
Demokratikleşirken otoriterleşiyoruz.. Demokratikleşelim derken baskıcı rejimle kucaklaşıyoruz..
Birileri bunu bize ‘daha fazla demokrasi’ kılıfıyla yutturmaya çalışıyor..
Galiba demokrasiyi algılamada fark var.. Onlara göre demokrasi şu demek: Millet adına bir kişi söyler, ötekiler paşa paşa yapar..
CHP’ye çakma modası.. Ekrana çıkan bismillah deyip CHP’ye çatıyor..
Kürt meselesi diyorsunuz.. Bu CHP her şeyi engeller, bakın ne düşündüklerini bile söylemiyorlar.. Böyle muhalefet olur mu, öneri getirmesi lazım diyorlar..
Peki ya iktidar!
O da ne yapmak istediğini kimseye söylemiyor.. Kürt açılımını bir türlü açmıyor, anlatmıyor.. Sır gibi saklıyor diyorsunuz..
İşin zorluğu, önce CHP konuşsun da falan filan diyorlar..
Dönüp yine CHP’ye çakıyorlar..
AKP’ye laf söylememenin formülü şu.. CHP’ye iktidardaymış muamelesi yap, çak Allah çak..
Özay Şendir
Hamaset ile siyaset arasına sıkışmak...
20 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yıllık izin hakkında her şey
20 Haziran 2025
Abbas Güçlü
İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)
20 Haziran 2025
Zafer Şahin
İsrail’in sessiz Kıbrıs işgali ve Ekim seçimi..
20 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş ne zaman bitecek?
20 Haziran 2025