İktidarın kara deliği ne? Veya yumuşak karnı diyelim.. Özgürlük alanının daralması..
Dikkat..
Düne kadar iktidarın özgürlük alanını genişlettiği söyleniyordu.. Şimdi söylenmiyor..
Daraltıldığı söyleniyor..
Katalog suçları dayanak yapan ‘özel yetkili yargı’nın uygulamalarından şikayet ediliyor..
Sadece maruz kalanlar değil.. İktidara yakın duranlar bile, hatta iktidarın merkezinde olanlar bile dert yanmaya başladı..
Hal böyleyse..
İktidarın kara deliği veya yumuşak karnı budur..
*
CHP Lideri Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasının büyük bölümünde bu kara deliğe yüklendi.. Demokrasiden girdi, özgürlüklerden çıktı, yargıyla başladı, YÖK’le noktaladı..
MİT krizine kadar bu konular pek konuşulmuyordu..
Gerçi, Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında dile getiriyordu ama geniş kitlelere ulaşamıyordu..
Geniş kitlelerin haberi bile yoktu..
Bu sebeple olacak ki; üniversite öğrencilerinin başına gelenleri tek tek saydı, isim isim sıraladı.. Demokrasi eksikliklerini anlattı.. Güçler ayrılığının kağıt üstünde kaldığını, söyledi..
Post - modern diktatörlük tanımı getirdi..
*
İktidara destek veren, demokrasi eksikliğini kabul etmeyen, özgürlük alanının daralmadığını tam tersi çok genişlediğini söyleyen aydınlara iki soruluk test önerdi..
Kendilerine şu soruları sormalarını istedi..
BİR: Erdoğan’ın aleyhine konuşursam, yazarsam başıma bir şey gelir mi?
İKİ: Telefonum dinleniyor mu?
Kılıçdaroğlu testinin sonucu şöyle bulunuyor..
Bu iki soruya gönül rahatlığıyla ‘hayır’ diyemiyorsan, tereddüdün varsa demokrasi sorunu vardır..
*
Bu eleştirileri yapan Kılıçdaroğlu çözüm için öneri getirdi mi?
Getirdi..
‘Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım, toplantı, gösteri yürüyüş yasasını değiştirelim, faili meçhullerde zaman aşımını olmasın, seçim barajını tarihe gömelim, YÖK’ü lağvedelim, 12 Eylül yasalarının tek tek ayıklayalım’ dedi..
Genel Merkez imzacılara teşekkür borçlu
Niye mi?
CHP’nin iktidarın peşine takılıp giden bir görüntüsü vardı.. CHP sözcüleri iktidara laf yetiştirmekten kendi gündemlerini yaratamıyordu..
Acil çıkış kapısı lazımdı..
Zıplama tahtası..
Kurultay bu imkanı verdi.. Zemin hazırladı..
Kılıçdaroğllu bu şansı iyi kullandı.. Konuşmasında ağırlığı demokrasi ve özgürlük vurgusuna ayırarak CHP’ye hayli etkili kulvar açtı.. Rota çizdi..
CHP’yi otobana çıkardı..
Gaza basarlarsa kısa zamanda çok mesafe alırlar..
*
İmzacıların bir yararı daha oldu..
Ülke için daha fazla demokrasi isteyen CHP için kimse önce kendine bak diyemeyecek.. CHP biraz itiş kakışla da olsa bu eksikliğini giderdi..
Kadın ve gençlik kotası başlı başına itici güç olabilir..
Genel merkez muhaliflere teşekkür borçlu demem bundan..
CHP’de geri demokrasi!
Kurultay salonundaki en güzel espri buydu..
39 maddelik tüzük değişikliği tek tek oylandı ya.. Adını koyduk; geri demokrasi..
İleri demokrasi uygulansaydı ne olurdu?
Tümü bir kere de oylanır biterdi..
Şipşak..
*
Maddeleri tek tek oylamaya ne gerek var!.. Biz, Anayasa değişikliklerini bile tek maddeymiş gibi değiştirmiş milletiz..
İçiyle, ayrıntısıyla uğraşmadık paket olarak baktık!..
Sonra bizde torba yasa geleneği var.. Yasa içinden yasa çıkarma becerisi..
İşi ilerletmiştik.. İleri demokrasinin gereğidir diye; torba kararnameler bile yaptık..
Hatırlayın Adalet Bakanlığı’nda düzenleme yapan yasa gücündeki kararnamenin içinden doktorlara tam gün çalışma emri, performans kriteri çıkmıştı..
*
CHP bu konuda geri kalmış..
İleri demokrasinin bu nimetinden faydalanmasını bilemedi!.
Muhalifler 367 peşinde
Muhaliflerle, imzacılarla genel merkez arasında bir yığın tartışma yaşandı..
Kavgalar çıktı..
Nedeni şuydu..
İktidar ile muhalefet imza atan delege yeter sayısı konusunda anlaşamadı..
Genel merkez fazlasıyla bulundu dedi muhalefet bulunmadığını söyledi..
Peki o sayı kaç olmalıydı?
Genel merkeze göre salt çoğunluk; 625 imza..
Muhaliflere göre nitelikli çoğunluk; 840 imza.. (Divan 950 delegenin imza attığını açıkladı, muhalifler inanmıyor)
*
2007 yılında Cumhurbaşkanı seçiminde gündeme gelmişti ya.. Muhalefet, nitelikli çoğunlukla oylamaya geçilir diye ısrar etmişti..
Meşhur 367..
Dün anladım ki; CHP’de muhalifler ‘367’nin peşine düşecek (840’ın).. Mahkemede tabii..
Kılıçdaroğlu’nun hatası
KONUŞMASININ ÖYKÜSÜ YOK
Kılıçdaroğlu’nun konuşması beğenildi.. Demokrasiye geniş yer ayırması, özgürlük rüzgarı estirmesi gün boyu konuşuldu..
Hitabet gücünün arttığı konusunda yaygın kanı.. Buraya kadar tamam ama bi eksik var..
Zaman zaman grup konuşmalarını da izliyorum o eksiklik hep hissediliyor..
Neydi neydi diye düşünürken kurultay salonunda buldum..
Konuşmanın öyküsü yok..
Demokrasi eksikliğini bir öykü içinde anlatmadı.. O öyküden bir başka öyküye geçerek özgürlük meselesine gelmedi.. Üniversitelilerin çilesini o öykünün dillendirilecek, akıllara kazınacak en önemli unsuru haline getiremedi..
Türkiye fotoğrafını çekti ama öyküleştiremedi.. Konu vagonları arasında güçlü geçiş kapıları yoktu..
Bence eksiklik buydu..
Özay Şendir
Küfür çok ayıp, geçmişi yazmak yeter...
6 Haziran 2025
Abbas Güçlü
Yaşadığımız toprakların farkında mıyız?..
6 Haziran 2025
Zafer Şahin
Senin kısmetine Kent Lokantası düştü İstanbul
6 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Savaş tamtamları ile barış olur mu?
6 Haziran 2025
Mehmet Tez
Pink Floyd, Live in Pompeii: Woodstock’ın tam tersi
6 Haziran 2025