KURBANLA SAVAŞ!

Boğa kovalar, insanlar kaçar.. İnsanlar kovalar, boğa kaçar..
Kurban bayramlarının değişmez fotoğrafıdır o.. Bu bayramın kendine özgü haberi de vardır..
Trafik kazasında hayatını kaybedenlerin bilançosu değildir o.. Kurban keserken yaralanıp hastaneye kaldırılanların sayısıdır..
İlk günün dökümü çıktı..
2365 kişi..
İllere göre dağılımı da var.. Erzurum 161 yaralı ile birinci sırada, Bursa’da 150 kişi, Antalya’da 136, Denizli’de 110.. Sivas 109 kişiyle beşinci sırada.. Liste uzayıp gidiyor tam 44 il yaralı vermiş..
*
Danayı yatırmaya çalışırken üzerine düşmesi sonucu yaralanan mı ararsın, danayı keserken zorlandığı için beyin kanaması geçiren mi, hayvanı tutayım diye eline doladığı ip gerilince parmakları kopan mı, çifteyi yiyip gözü patlayanı mı..
*
Kolunu bacağını kesenleri, bıçağı kendi burnuna batıranları, kurbanla baş edeceğim diye yara bere içinde kalanları saymıyorum..
Az buz sayı değil.. 2365 yaralı..
Savaş gibi..
Kurban keseceğimize kurbanlarla savaşmışız anlaşılan..
Yaralananların hepsi acemi kasap değil.. O gün kasap olmaya soyunanlar çoğunlukta.. İlla da ben keseceğim inadı var..
Aha onlar!..
Adam eline bıçağı alıyor, çöküyor kurbanın üzerine.. Farkında değil, sevap işleyim derken hayvana eziyet etmekten günaha giriyor!.
Her yıl yazılır çizilir, hiç değişmez..
Ölü ve yaralı sayısında azalma olmaz..
*
Kesim işi kârlı diye kasaplığa soyunanlar da var tabii.. Küçükbaş hayvan kesimi 30-40 lira, büyükbaş 70-80..
Akşama kadar 7-8 koyun kesen yaklaşık 250- 300 lirayı cebe indiriyor..
Bayram, bayram az para değil..
Verdiğimiz yaralıların bir bölümü de bunlardır..
*
Eskiden mahalle arasında kurban kesmek serbestti.. Herkes kurbanını alır evinin önüne bağlar kasap beklerdi..
Eli bıçaklı adamlar, ‘Kasap geldi, kasaaap’ diye bağırırlar, ahali sıraya girer, kurbanını kestirirdi..
Adam acemi mi, usta mı sorulmazdı.. İlk bıçak darbesiyle takke düşer kel görünürdü ama iş işten de geçerdi..
Et bir şekilde kurtulurdu ama olan deriye olurdu.. Delik deşik olur bir işe yaramazdı..
*
Büyük kentler belediyeler vasıtasıyla bu işi çözdü.. Modern tesisler de perişan olmadan kurbanını kestiriyorsun..
Kestiriyorsun ama hâlâ direnenler var.. İlla çayırda çoluk çocuk toplanıp kesilecek..
Verdiğimiz yaralılarımız bu ahalidendir..
*
Bu bayram bize şunu da gösterdi .. Boğa kesimine de el atılması şart..
Her isteyen istediği gibi boğa kesememeli!..
Adam alıyor boğayı, kesim yerine götürecek, elinden kaçırıyor.. Televizyonlara baş haber!
Urfa’da olanları görmüşsünüzdür.. Üç saat süren kovalamaca sonrası hayvanı önce bacağından kestiler..
Boğaya yazık..
O görüntüleri izleyen çocuklara yazık..
Bize yazık..
Daha da ötesi günah..

AKP usulü demokrasi..
YÖK Başkanlığı’na Yusuf Ziya Özcan atandıktan sonra yazılanları hatırladınız mı?
Üniversiteler özgürleşecek..
Üniversiteler demokratikleşecek..
Üniversiteler kendi kendilerini yönetecek..
Üniversitelerde artık hocaların dediği olacak demişlerdi..
Övgü üstüne övgü döşemişlerdi.. Jakoben yönetim bitti diye davul zurna çalmışlardı..
*
Demokratikleşmeden kastettikleri farklıymış..
Anadolu Üniversitesi’nde 334 oy alan Sürmeli’nin üstü çizildi, 96 oy alan Aydın rektör yapıldı..
96 oy, 334 oydan büyük sayıldı..
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde 60 oy alan değil 9 oy alan aday dekanlığa atandı..
Böylece üniversiteler daha da özgürleşti!
*
YÖK’teki değişiklikten sonra ‘üniversitelerin işi tamam’ demişlerdi..
Dedikleri buymuş..
Merakım şu..
Sırada neresi var?